Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Güntay Şimşek Yeni dönemde Kerkük'ten Ceyhan'a…
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Irak-Türkiye arasında gündemde olan Kerkük-Ceyhan ham petrol boru hattında çok hızlı gelişmeler oluyor. 25 Mart 2023’te Türkiye ile Irak arasında yaşanan tahkim krizi nedeniyle devre dışı kalan boru hattının çok yakın bir sürede devreye girmesi için her iki tarafta da çalışmalar yapıldığı dikkat çekiyor.

        Irak Petrol Bakanı Hayan Abdülgani, üç gün önce yaptığı açıklamada, Türkiye üzerinden petrol ihracatının en kısa sürede başlayacağına dikkat çekerek “bugün ya da yarın yeniden başlayacak” şeklinde bir ifade kullandı. Dolayısıyla yapılan olumsuz yorumlar, hattın yeniden açılması için müzakerelerin zor geçeceğine dair haberler gerçeği yansıtmıyor.

        Yaklaşık iki yıldır kapalı olan Kerkük-Ceyhan petrol boru hattının yeniden devreye alınması için son aylarda Erbil ve Bağdat ile Irak ve Türkiye arasında önemli görüşmeler yapıldı. Boru hattının iki yıl devre dışı kalmasına sebep olan tartışmalar da geride kalmış görünüyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar da iki ülke arasında eski sözleşmenin iptal edilmesi sonrasında sürecin olumlu ilerleyeceğine dair önemli ipuçları vermişti.

        Bakan Bayraktar, daha önce üçte bir kapasiteyle kullanılan boru hattının tam kapasite olarak, günlük 1,5 milyon varil seviyesine ulaşması için adımlar atılması yönünde mesajlar verdi. Irak ham petrolünün dünya pazarına açılması, her tarafın arzu ettiği bir husus olduğu için pürüzler de sanılandan daha kısa sürede çözülme yoluna girdi. Şimdi asıl mesele, boru hattının tam kapasite çalışabilmesi için yeni bir yol haritasına ihtiyaç duyulması.

        Türkiye, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) ile anlaşıp, petrolün Ceyhan’a gelmesi için yaptığı anlaşmaya Irak Hükümeti tepki göstermiş ve tahkime gitmişti. Ancak yaklaşık 12 yıl geriye gidip o dönemin gelişmelerine baktığımızda, karşımıza bambaşka bir tablo çıktığını ve günümüzde o tablonun tamamen değiştiğini görebiliriz.

        Mayıs 2014’te, “Kürt petrolü restleşmesi bağımsızlığa gider mi?” başlıklı yazımda, o dönem bölgenin çok farklı bir ruha sahip olduğunu ve Türkiye’nin de Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne (IKBY) bakışının farklı olduğunu görebiliriz. Günümüzde Suriye’deki YPG varlığı, arka planda yürüttüğü İsrail merkezli politikalar, üstlenmek istediği rol, Türkiye’nin bölgeye bakışını değiştirdi ve enerji politikaları dahil, tüm ilişkilerde Irak ve Suriye hükümetleri odaklı iş birliklerini ön plana aldığını gösteriyor.

        Halbuki 2013’lerde Türkiye, “Kuzey Irak Kürt Petrolü” tartışmasında ana oyuncu ve destekleyici konumdaydı. Ben de bu durumu yıllar önce eleştirmiş, gelişmelerin Türkiye’nin aleyhine olacağını yazmış, iki senaryoya dikkat çekmiştim. İlginçtir, iki senaryo da gerçekleşti.

        Türkiye ile Irak arasında 1973’te imzalanan ve 2010’da yenilenen Petrol Boru Hattı Anlaşması’na aykırı olarak ve Bağdat’ın onayı olmadan Kürt petrolünün bu hattan taşınmasına Ankara izin verdi. Bağdat’ın itirazlarına rağmen da dünyaya pazarlandı. “Konuyu tahkime taşıyan merkezi Bağdat Hükümeti, anlaşma detayları sebebiyle haklı çıkabilir.” diye uyarı yapmıştım. Öyle oldu.

        İkinci senaryoda ise Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY), petrolden elde ettiği gelirlerle kendini ekonomik anlamda güçlü hissedip, referandumla bağımsızlığa gidecek adımlar atabileceğini kaydetmiştim. Öyle de oldu. Ancak başta Türkiye ve İran olmak üzere bölge ülkelerine jeopolitik etkileri dikkate alınarak referandumu destekleyen çıkmadı. Kürt bölgesinin enerji kaynaklarını Bağdat’tan bağımsız olarak dünyaya pazarlamasının ne tür siyasi risklere sebep olabileceği gerçeği ortaya çıktı. Şimdi benzer durum, Suriye’de enerji kaynaklarını da kontrol eden YPG için geçerli.

        Bölge her açıdan sıkıntılı bir süreçten geçerken Kerkük-Yumurtalık Ham Petrol Boru Hattı, çeşitli tartışmaları atlatarak daha güçlü bir şekilde tekrar gündeme geldi. Eski hatalar da artık tekrarlanmayacak gibi görünüyor. Ancak Irak petrolü için Suriye ve İsrail güzergâhları da konuşuluyor. Her durumda Suriye’de YPG’nin durumu kritik bir husus olarak varlığını koruyor. Erbil’in Bağdat Hükümeti ile boru hattı konusunda anlaşmasına da bu çerçevede temkinli bakmak gerekir.

        Geçmişte dikkat çeken bir husus daha olmuştu. IKBY ile Irak Hükümeti arasında borç uyuşmazlığı sebebiyle Erbil, Bağdat’a sağladığı petrolü kesmiş, akabinde de merkezi Bağdat Hükümeti’nden bağımsız olarak Amerikan petrol şirketi Exxon ile anlaşmıştı. Bu gelişme de gerginliğe sebep olmuştu. Ankara ile Erbil’in Kerkük-Ceyhan arasında petrol taşıma anlaşmasına gösterilen tepkinin benzeri buna da gösterilmişti.

        Buradaki ince ayrıntı da şuydu: Amerika, Erbil-Ankara ilişkilerini eleştirip Bağdat’ın yanında yer alırken, Exxon’un Irak Hükümeti’ni dikkate almayan anlaşmasına ise sessiz kalmıştı. İşte o tartışmalı günlerden bugünlere geldik.

        Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) ile yapılan bir anlaşma sonucunda, günde 80 bin varil petrolün Irak Devlet Petrol Pazarlama Şirketi (SOMO) aracılığıyla Ceyhan’a gönderileceği açıklandı. Irak Hükümeti, Kürdistan Bölgesi petrolünün ihracatına başlamak için tamamen hazır olduğunu hafta içinde net bir şekilde duyurdu. Ancak üreticilerin de hazır olması gerekiyor.

        Önümüzdeki aylarda Kerkük-Ceyhan boru hattı çalışmaya başlarsa şaşırmamak gerekir. Böylece 25 Mart 2023’te Türkiye ile Irak arasında yaşanan tahkim krizi nedeniyle devre dışı kalan boru hattının çok daha güçlü ve sorunsuz olarak geri döndüğünü düşünebiliriz. Bilindiği üzere Uluslararası Tahkim Mahkemesi, Türkiye’nin 2014-2018 yılları arasında IKBY’nin merkezi yönetim onayı olmadan gerçekleştirdiği petrol ihracatı nedeniyle Bağdat’a 1,5 milyar dolar tazminat ödemesi gerektiğine hükmetti. Türkiye de karara itiraz etti ve süreç henüz bitmiş değil. Şayet Türkiye aleyhine olan karar gerçekleşirse, 1,5 milyar dolardan IKBY’ye bir pay düşüp düşmeyeceği de merak ediliyor.

        Kerkük-Ceyhan hattı kapanmadan önce günlük yaklaşık 450 bin varil petrol taşınıyordu. Bu miktarın önemli kısmı, 370 bin varili IKBY’ye aitti. Boru hattından petrol akışı, Irak Hükümeti’nin tahkim başvurusuyla kesilmesi üzerine Kürt Bölgesi’nin ekonomisi sarsılırken Ankara-Bağdat ilişkileri de ciddi yara almıştı. Benzer hatalar artık tekrarlanmayacaktır. Herhangi bir bölgesel yönetimle doğrudan ilişki kurulmasının sebep olacağı çok yönlü problemlerden Türkiye’nin yeterince ders çıkardığı umulur.

        Türkiye, Kerkük-Ceyhan petrol boru hattını kapsayan mevcut anlaşmayı 27 Temmuz 2026’da Resmî Gazete’de yayımlanan kararla feshettiğini duyurmuştu. Bu karar önce “tahkim” kaynaklı sıkıntılı bir sürece girildiği şeklinde yanlış yorumlandı. Ancak akabinde Irak’tan gelen açıklamalar, konunun olumlu ilerlediğini ortaya koydu. Türkiye tarafından gönderilen taslak anlaşmanın incelendiği ve her iki ülkenin de çıkarlarına hizmet edecek bir formül üzerinde müzakerelerin devam ettiği gerçeği ortaya çıktı. Bakalım Irak petrolü Ceyhan’a ne zaman akacak?