Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Kadir Kaymakçı  Bir 'İkili Delilik' oyunu: Salıncak
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Hazal Türesan ile Yiğit Sertdemir’in oynadığı ‘Salıncak’ oyunundan çıktık. Züleyha bir şeyler anlatıyor, onu duyuyorum ama ‘Bahar’ ve ‘Kerem’in bizimle birlikte yürüdüğünü söyleyemiyorum. ‘Bahar’ kilo alıp almadığından, ‘Kerem’ özür dilemesine rağmen neden hala peşini bırakmadıklarından dertli, telaşla, etrafımızda dönüp dururken ben kendi kendime aynı soruyu sorup duruyorum: “Delilik nasıl bulaşıcı olur?!”

        2018’de Hindistan’da Burari ailesinin en küçük oğlu ‘deliliğini’ 11 aile ferdine bulaştırmış. Küçük çocuğun halüsinasyonları, tek tek tüm aileyi büyük bir faciaya sürüklemiş. 11 kişi evlerinin bahçesinde topluca intihar etmiş.

        Bir kişinin, bir başkasının psikolojik sorunlarını ya da halüsinasyonlarını paylaştığı durumu ifade eden ‘Folie à deux' (İkili delilik) terimiyle ilgili okuduğum en acayip haberdi. (Netflix’te ‘Burari Vakası: Bir Ailenin Gizemli Ölümü adıyla belgesel olarak var)

        ‘Folie à deux’ terimi ilk kez 1877 yılında Fransız psikiyatristler Charles Lasègue Jules ve Falret tarafından tanımlanmış. Özellikle sanrısal bir psikoz semptomunun bir bireyden diğerine bulaşmasıyla oluşan nadir bir psikiyatrik sendrom olarak açıklıyor iki bilim insanı ‘Folie à deux’u. 1970’lerin sonunda konuyla ilgili çıkan bir kitap durumun, genellikle baskın olarak kabul edilen bir partnerin diğerinin inançlarını ve algılarını etkilediği yakın ilişkilerde ortaya çıktığını açıklıyor. Baskın olan kişinin ruhsal bozukluğu karşısında, diğer kişinin bu duruma karşı eleştirel bir düşünme yetisinden yoksun olması sonucunda ‘delilik’ çok daha tehlikeli bir hal almaya başlıyormuş.

        ‘Bahar’ ve ‘Kerem’in deliliğin bulaşıcı olduğundan haberleri olduğunu sanmıyorum… Biri sürekli bir tartının üstünde, diğeri neden yaptığını bilmediği bir gemi maketiyle uğraşıyor. Ben günlerdir onlarla beraber dolaşıp, korkuyorum: “Delilik nasıl bulaşıcı olur?!”

        TEK BİR DUYGUNUN GİRDABINDA DÖNÜP DURAN İKİ RUH

        ‘Salıncak’ oyununun yazarı ve yönetmeni Gülhan Kadim bir arkadaşından yıllar önce dinlediği ‘ikili delilik’ hikayesini sahneye taşımış.

        Orta yaşlarına gelmiş iki kardeş, Bahar ve Kerem. Bir evde birlikte yaşıyorlar. Evden dışarı çıkamayan, yıllardır üzerinde çalıştığı ama sanki hiç bitmeyecekmiş gibi duran bir gemi maketinin başından kalkmayan Kerem ve ona çocuğu gibi davranan kilo takıntılı Bahar’ın öyküsünü izlerken kimin kime deliliğini bulaştırdığını düşünüyordum… Belki de hiç görmediğimiz, kablosu hatta bağlı olmayan bir telefonda çocuklarıyla ‘ilişki kuran’ (!) annenin deliliği mi zehirlemişti çocukları!

        Ergenlik çağında salıncaklar, kaydıraklar arasında bir parkta yaşanan taciz ve ardından gelen travmanın tüm hayatlarını yok ettiği iki kardeş… Durup durup oynadıkları oyunlara bakarsak çocukluklarında takılıp kalmışlar; büyümek onlara iyi gelmiyor!

        Joker’le Harley Quinn’in ‘romantik’ ‘ikili deliliği’yle aynı değil onlarınki!..

        Bahar ile Kerem’in altından kalkamadıkları ‘bir an’ın ağırlığı altında kalan ruhları, ‘deliliğin’ ince ipleriyle birbirine bağlanmış, kopamıyorlar. Hiç gelmeyecek annelerinin özlemiyle tek bir anın, tek bir mekanın, tek bir duygunun girdabına düşmüş iki kişi dönüp duruyorlar…

        Oyunun sonunda odanın ortasında çırılçıplak, bütün eşyalarını halının üstüne döküp, hayatlarını tamamlayacak o eksik parçayı ararlarken, onlar da biz de hiç bulamayacaklarını biliyorduk ama işte öylece durup izledik olan biteni!

        HAZAL TÜRESAN VE YİĞİT SERTDEMİR HER DAKİKA DAHA İYİ OLUYOR

        ‘Salıncak’ kolay bir oyun değil! Bittikten sonra karakterlerin günlerce sizinle oradan oraya dolaşıp durduğu bir oyunlardan! Hiç düşünmek istemediğiniz bir yerde aklınıza geliyor. Kendi ailenizde, arkadaşlarınızda, mahallenizde bir yerlerde gördüğünüz, duyduğunuzu Baharları Keremleri düşünüyorsunuz… Baharlardan Keremlerden oluşan toplumları!

        Oyundan sonra seyirciler arasındaki bir beyefendinin dediği gibi ‘metnin içinde kaybola kaybola izlenecek’ bir oyun Salıncak. Oyunla ilgili yukarıda yazdıklarım yazarın, yönetmenin, oyuncuların anlatmak istediği miydi doğrusu bilmiyorum. Her seyirci için farklı bir anlamı olacaktır eminim...

        ‘İkili Delilik’ şarkısında “Bu yok ediciliği anlayabilmeyi / Bir bilsen ne kadar, yürekten istiyorum” diyen Sezen Aksu gibi değilim ben. Anlamak değil derdim, kendi adıma Hazal Türesan ve Yiğit Sertdemir’in sahnede geçen her dakika büyüyen oyunculuklarıyla birlikte, Gülhan Kadim’in göründüğünden daha da sert metni üzerine düşünmenin keyfinin verdiği mutluluk hissini sevdiğimi söylemeliyim.

        Kumbaracı50’nin sezonun iddialı oyunlarından ‘Salıncak’ını ‘hissetmek’ isteyenler kaçırmasınlar…

        ***

        Salıncak’ın en yakın temsil tarihleri şöyle:

        20.03.2025 Perşembe / 20:30 Baba Sahne

        05.04.2025 Cumartesi / 20:30 Alan Kadıköy

        10.04.2025 Perşembe / 20:30 Fişekhane