Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Muharrem Sarıkaya ABD gitmiyor, yakına taşınıyor…
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        ABD’nin Suriye’nin bazı bölgelerindeki üslerini kapatıp, Pentagon’un da asker sayısını 1000’in altına indireceği açıklamasına bakıp, bölgeden çekildiğini sanmayın.

        ABD sadece belirli sahalardan çekiliyor, bölgeden çekilmesi şu aşamada söz konusu değil.

        Aslında ABD Başkanı Trump’a kalsa bir askerin, bölgede bir gün dahi kalmasını arzu etmiyor.

        Ancak ABD basınında önceki gün ve dün yer alan haberlere bakılırsa Pentagon, “Başkan’ın ABD askerlerinin tutulması konusundaki derin şüphelerini” ölçülü olarak azaltmış.

        Şimdilik, geçen Perşembe’den başlamak üzere, bazı üsleri kapatma ve birleştirme yönündeki “kara komutanlarının” önerileri doğrultusunda adım atmış…

        “IRAK’A TAŞINACAK”

        Sahadan yeni dönen akademisyen ve uzmanlardan da dinlediğim kadarıyla şunu belirteyim ki ABD, Afganistan’da yaptığı gibi “buraya kadar haydi bana eyvallah…” demeyecek.

        Sahadaki gelişmeler de bunu yansıtıyor.

        Hele ki Rusya’nın üssü devam ettikçe, İran etkisi bölgede hâkimiyetini sürdürdükçe ABD’nin Suriye’den tamamen çıkacağını varsaymak olası değil.

        Washington Post’a konuşan ve adını vermeyen bölgede görevli bir ABD’li komutan da bunu teyit ediyor, tamamen çekilmeyeceklerini, 500 civarında bir gücün kalacağını belirtiyor.

        Peki, Suriye sahasında görevli 2 bin askerin 1500’ü evlerine mi dönecek…

        “ÇÖLDEN ÇEKİLDİ…”

        Suriye’den Gaziantep’e yeni döndüğünü belirten, Suriye sahasına en çok girip çıkan akademisyenlerin başında gelen, sahayı avucunun içi gibi bilen Prof. Dr. Serhat Ermen ile dün telefonda sohbet ederken bu soruyu yönelttim.

        “Hayır…” diye söze girdi, devamını getirdi:

        “Çekilme evresi çok uzun sürer, zaten gittikleri yer de çok uzak değil. Suriye’nin Irak sınırı veya Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin bulunduğu alandaki üslere gidiyorlar. Bir kriz anında yeniden gelebilecek mesafeye çekiliyorlar…”

        Sahada yaptığı görüşmelerde de buna ilişkin güçlü donelere sahip olduğunu belirten Prof. Dr. Erkmen, ABD askerlerinin çekildikleri bölgeler hakkında da önemli bir bilgiyi paylaştı:

        “Çekildikleri sahalar, Suriye hükümetinin zaten elde edebileceği yerler. Rakka ve Deyrizor’daki çöl bölgesinde olan, konuşlanması zorluklar içeren üsleri boşaltıp, yakındaki üslerine çekiliyorlar. Bu arada bir miktar da asker azaltıyor. Yapılan kuvvet azaltma ve yeniden konuşlanma…”

        “SDG KİMLİĞİNİ KORUYACAK…”

        Prof. Dr. Erkmen, YPG/PYD’nin, isim değiştirip SDG adını alarak yoluna devam ettiğini ve Şam ile vardıkları mutabakatın da sahadan tamamen yok olmalarına dayalı olmadığını söyledi.

        Bu kapsamda Afrin’de karşılaştığı, sivil giyimli PYD’lilerin sayısındaki artışa dikkat çekti.

        “HTŞ ile PYD/YPG arasında Esad’ın düşürülmesinden bu yana karşılıklı bir uzlaşı var” deyip ekledi:

        “Bugün YPG’nin adını elinde tuttuğu alanlarda yarın Şam bayrağını veya askeri üniformasını giymiş kişiler görebilirsiniz, ama bilin ki PYD, HTŞ ile yan yana olmayacak. Aralarında sadece birlikte ama ayrık bir duruş olacak. Yeniden inşa sürecini kabul ettik diyorlar, ama kendi varlığını koruyarak bunun sağlanacağını da her aşamada kayda geçirip, gösteriyorlar…”

        Suriye sahasında Türkiye’nin destek verdiği Suriye Milli Ordusu ile YPG/PYD arasındaki sorunun aşılması da olanaksız görülüyor.

        Nitekim, SMO bir süre önce Teşrin Barajı bölgesinde önemli kazanımlar elde etmişti…

        Adını değiştirerek Demokratik Suriye Güçleri (DSG) kimliğine bürünen YPG’nin Genel Komutanı Mazlum Abdi, dün Suriye odaklı medyada yer alan haberlerde beraberindekilerle birlikte Tişrin Barajı çevresine yaptığı gezi hakkında bilgi aktarılıyordu.

        DAEŞ’LE BEŞLİ BÖLGESEL MÜCADELE KOALİSYONU

        ABD’nin bölgede bulunmasına gerekçe gösterdiği DAEŞ ile ilgili duruma gelince…

        Aslında bölgede bir süredir Türkiye’nin girişimi ile Suriye, Irak, Ürdün ve Lübnan ile birlikte DAEŞ ile ortak mücadele koalisyonu oluşturulması için çaba gösteriliyor.

        Bu yapılanma da ABD’nin bugüne kadar savunduğu, “DSG DAEŞ ile mücadelemize destek veriyor” gerekçesinin ortadan kalkmasına neden oluyor.

        ABD’nin elinden bu savunması da kalktığı için bölgede daha fazla kalmasına gerek de kalmıyor.

        DAEŞ’İN %90’I YEREL KİMLİKLER

        Ayrıca ORSAM’da bölge üzerine araştırmaları ile tanınan Dr. Oytun Orhan’ın dünkü sohbetimizde aktardığına göre DAEŞ’lilerin %50’si Suriye, %40 ise Irak kökenlilerden oluşuyor.

        Yabancı terörist savaşçı durumunda olanların sayısı ise %10 gibi bir rakamda kalıyor.

        Bölgedeki ABD’lilerin çalışmasına göre de DSG bölgesindeki Kuzey Irak’ta 9 ile 10 bin arasında DAEŞ üyesi bulunuyor; tutukluların sayısı da 39 bin civarında.

        ABD bu cezaevlerinde bulunan DAEŞ’lileri batılı ülkelerin geri almasını istedi.

        Irak 300 vatandaşı olan DAEŞ’li 300 aileyi aldı; Türkiye de alma sözü verdi.

        Ancak Fransa direniyor, parasal destek verip, bu kişilerin orada kalmasının sağlanmasını istiyor.

        Ancak ABD istihbaratının Kongre’ye sunduğu raporlar bölgede kalmalarını, “tehdit değerlendirmesini yükseltiyor…” diye değerlendiriyor…

        Esad ve destekçilerinin bu kişilerle yapacağı bir uzlaşının ve cezaevlerinin boşaltılmasının Suriye’de yeni bir sorunun yaşanmasına yol açacağına işaret ediliyor.

        Nitekim DAEŞ, 2023’te 121 saldırı gerçekleştirirken, geçen yıl saldırı sayısını 294’e çıkardı.

        DAEŞ’in bölgede yeniden canlanmasının olanağı, ABD de çekildikten sonra pek olası görülmüyor…

        Yine de Suriye sahasında aksak- topal da olsa bir şeyler ilerleme kaydediyor…

        Türkiye de bu ilerleyişte önemli bir konumda bulunuyor…

        Umarım bu artarak devam eder…