Papa Fransis iki hafta önce vefat etti ve Vatikan’da bir koşuşturmadır gidiyor...
Kardinaller yeni Papa’yı seçmek için iki gün sonra Sistin Şapeli’ne kapanıp bacadan beyaz duman görünene, yani yeni Papa’yı seçmelerine kadar belki de haftalar boyunca orada kalıp oylama yapacaklar; Fransis’in yerini alacak olan Papa’nın belirlenmesinden hemen ardından da bu yeni Papa altı delik bir koltuğa oturtulacak ve söylemesi ayıptır, testislerinin olup olmadığı kontrol edilecek!
Bu konuyu bundan 20 sene önce, o zamanki Papa İkinci John Paul’ün vefatından sonra da yazmıştım. Vatikan’ın toprağı bol olsun, İstanbul’daki temsilcisi Monsenyör Moroviç beni arayıp “Böyle birşey yoktur, sadece berbat bir iddiadan ibarettir” diyerek kıyametleri kopartmış ama muayeneyi gerektiren ve tarihî kaynaklarda da geçen hadiseler hakkında ise sadece “Onların hepsi yalan” demekle yetinmişti...
Şimdi, Papa seçiminden hemen sonra yapıldığı söylenen bu tatsız muayeneyi ve uygulamaya sebep olan hadise ile ilgili söylentileri tekrar yazıyorum...
Yeni seçilen Papa’nın hakikaten erkek olduğunun belirlenmesi için bir tarafının muayeneden geçirilmesinin sebebi, bundan 11 asır önce yaşanmış bir rezaletten, Papalığa bir kadının getirilmiş olmasından kaynaklanır!
Kardinaller 853’teki Papa seçiminde Joan adında bir kadını erkek zannederek “Sekizinci John” unvanıyla Papa yapmışlar ama Joan bir âyinin ortasında doğuruverince Vatikan allak bullak olmuş ve aynı hataya bir daha düşmemek için Papa’nın bir tarafını muayene âdeti getirilmişti!
PAPA’YI VE BEBEĞİNİ TAŞLADILAR
Önce, kadın Papa’nın macerasını anlatayım:
Joan, Almanya’da yaşayan bir İngiliz misyoner ailenin kızıydı. Yakınları, onun “Gilberta” yahut “Jutta” diye de çağırıyorlardı. 12 yaşına geldiğinde erkek elbiseleri giyiyor ve erkek çocuk gibi davranıyordu. Atina’da din ve felsefe öğrendikten sonra Roma’ya gitmiş, ne yaptıysa yapmış, 853’te ölen Dördüncü Leo’dan sonra kendisini Papa seçtirmeyi başarmış, “Sekizinci John” adını almış ve ve iki sene beş ay dört gün boyunca Papalık tahtında oturmuştu.
Kadın Papa’nın, gelişi gibi gidişi de garip oldu. Hizmetkârlarından biriyle, bir iddiaya göre de Roma’ya hakim olan imparatorun oğluyla ilişkisi vardı ve hamile kalmıştı. Hamileliğini aylarca gizlemeyi başardı ama doğum zamanı yaklaşıyordu ve 855 yılında Aziz Petrus Kilisesi’nin dışında kortej halinde yapılan bir âyin sırasında, sokakta doğuruverdi! Kardinaller hem Joan’ı hem de yeni doğmuş çocuğunu hemen oracıkta taşlayıp öldürdüler.
Joan’ın ismi daha sonra papalar listesinden de silindi. Ama, ondan 17 sene sonra aynı makama seçilen ve “John” adını almak isteyen bir başka Papa, “Dokuzuncu John” olduğu takdirde sekizincisinin adı listelerden çıkartıldığı ve dolayısıyla da “John”ların sıralamasında eksiklik görüleceği için Vatikan’ın yüzkarası sayılan kadın papanın adının başındaki sayıyı almak zorunda kaldı, “Sekizinci John” oldu ve böylelikle sıralamanın da namusu kurtarıldı!
Vatikan, Joan’ın unutulması için elinden geleni yaptı fakat bazı kilise mensuplarının hadiseyi tarihlere kaydetmelerine mâni olamadı.
Joan’ın macerasını, önce 11. asırda yaşayan Martinus Scotus adında bir rahip yazdı. Martinus’u 12. asır kilise tarihçisi Gemiorslu Siegebert takip etti, ondan bir yüzyıl sonra yaşamış olan tarihçi Martinus Polonus da “Cronikon Pontificum en Imperatum” yani “Papaların ve İmparatorların Tarihi” isimli eserinde hadiseyi ayrıntıları ile anlattı. Yapılan bu iş kitaplara ve filimlere de konu oldu ve Jeremy İrons’un Papa Dördüncü Alexander’ı canlandırdığı 2010’ların meşhur dizisi “Borgialar”da da birkaç dakika boyunca yer buldu.
DELİKLİ SANDALYEDE MUAYENE!
Yeni seçilen Papa’ya testis muayenesi Vatikan’da yaşanan işte bu kadın Papa hadisesinden sonra başladı. Papa, eski dönemlerde seçimden hemen sonra altında yuvarlak bir delik bulunan tahtırevana oturtulur, omuzlar üzerine alınan tahtırevanla Roma caddelerinde dolaştırılırken kardinallerden biri elini delikten yukarıya uzatır ve Papa’nın bir tarafını kontrol ederdi. 16. asırdan sonra yeni seçilen Papa’nın kortejle caddelerde dolaştırılmasından vazgeçilince, bu mâlum kontrol işi kilisede yapılır oldu. Tahtırevanın yerini “sedia stercoraria” denen ve oturma kısmında delik bulunan özel bir sandalye aldı ve muayene bu sandalyede yapıldı.
Ama, Papa Hazretleri’nin malûm organının bulunup bulunmadığı kontrolünü kimin yaptığı konusunda kaynaklarda ihtilâf var! Bazı kaynaklar bu işin en yaşlı kardinale düştüğünü söylerlerken bazıları da Sistin Şapeli’ne dışarıdan genç bir rahibin getirilip “Takımları yerinde mi, bir bak bakalım” dendiğini ve Papa’nın mübarek şeylerini bu gencin kontrol ettiğini yazıyorlar.
Takımların tam olduğunu el ile yaptığı kontrol neticesinde anlayan kardinalin yahut genç rahibin bunları bulur bulmaz başında bekleşen kardinallere müjdeyi hangi sözlerle verdiği meselesi de tartışmalı. İddialara göre Lâtince “Habet duos testiculos et bene pendentes” (İyi vaziyette sarkan iki şeysi var), “Duos habet et bene pendentes” (İyi sarkan iki şeysi mevcut) yahut “Testis habet et bene pendentes (Şeyleri var ve iyi sarkıyorlar) gibisinden sözler söylediği ve kardinallerin de hep bir ağızdan “Allah’a şükürler olsun” mânâsında “Deo Gratias” diye haykırdıkları kayıtlı.
Sistin Şapeli’ne kapanan kardinaller kardinaller gizlilik yemini ettikleri için bütün bu iddiaların aslını öğrenmek maalesef mümkün değil! Ama tarihinde Papalık makamına bir kadının geçirilmesi, üstelik o kadının sokakta yaptığı âyin sırasında doğuruvermesi gibi bir rezaletin geçtiği Vatikan gibi geleneklerine gayet bağlı bir kurumun yeni Papa’nın hakikaten erkek olup olmadığını kontrol maksadı ile böyle bir muayene yapması, mantığa hiç de ters gelmiyor!
Asırlar öncesinin bu minyatürü Papa’nın malûm yerinin kontrolünü gösteriyor!