Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Murat Bardakçı Dürüstlük, bir halt ettikten sonra o haltın arkasında hiç kıvırmadan durmayı gerektirir!

        Leman dergisi bir karikatür yayınladı, ortalık birbirine girince dergiden açıklama yaptılar, karikatürün Hazreti Muhammed yahut Hazreti Musa ile bir alâkası olmadığını söyleyip “Eserde, İsrail’in bombardımanlarında katledilen bir Müslüman’ın adı Muhammed olarak kurgulanmıştır. İslâm dünyasında 200 milyondan fazla kişinin adı Muhammed’dir. Eserde, Hz Muhammed’e hiçbir referans yoktur” dediler.

        “Eser” diye Leonardo’nun, Rafael’in yahut Picasso’nun bir tablosundan falan değil, dergideki o ucuz karalamadan bahsediyorlar...

        Şimdi tutuklu olan karikatürcü de suçlamayı reddedip çiziminin “karşılıklı ölen insanlarla ilgili, aslında barış dolu bir karikatür” olduğunu iddia etti, “Muhammed” ve “Musa” isimlerinin bu toplumların içerisinde popüler ve yaygın olduğunu, “Muhammed”i Müslümanlar’ı, “Musa”yı da Yahudiler’i temsil ettiği için kullandığını ve eğer peygamberlerden bahsedilecek olsa idi isimlerinin başında ‘Hz.’ ve sonunda da ‘S.A.V.’ gibi ibareler konulması gerektiğini söyledi ve bu isimlerle savaşlarda ölen sıradan insanları kastettiğini ileri sürdü.

        İnananı!...

        Leman’daki karikatürü akıl dışı bir saçmalık olarak olarak gördüğümü anlamışsınızdır...

        Millet olarak dinî bahislerde hayli hassasız, itikadı bir yerde namus gibi görürüz ama entel-dantel ve slogan solcusu kesim Türkiye’nin Müslüman olduğundan haberdar bile değildir! Düşünce özgürlüğünün sınırsız olduğunu zannederek dinî hassasiyetleri tartışma ve hattâ alay konusu yapmaktan da maalesef çekinmezler, hassasiyetlerin kaşınması üzerine işte böyle tatsız gerilimler yaşanır ve iş “Asalım, keselim, öldürelim” histerisine kadar uzar, gider...

        Zaten, meselenin başka bir tarafı daha var:

        Bizde böyle halt edenler milleti çileden çıkarttıktan sonra “Biz onu kastetmemiştik...”, “Yanlış anlaşıldık...”, “Böyle anlaşılacağı hatırımıza bile gelmemişti” gibisinden mesnetsiz savunmalara ve ucuz kıvırmalara girişirler. “Evet, doğru anladınız, bunu kasdetmiştim, çünki böyle düşünüyorum” diye eyleminin yahut ettiği haltın arkasında dürüstçe duran yok gibidir!

        SANKİ BAŞKA İSİM YOKMUŞ GİBİ...

        Siz hiç sosyal medyadan hakaretler yağdırıp da iş adliyeye intikal ettiği takdirde ifade verirken “Bu kişiden hoşlanmıyorum, hakkında ne düşündümse açıkça söyledim” diyenini gördünüz mü? Ya hakaret niyeti yoktur, yahut eleştiri hakkını kullanmıştır, yazdıkları yenilir-yutulur ve suç teşkil eden şeyler değil ise de o yapmamıştır, “hesabı ele geçirilmiştir”!

        Leman hadisesinde de öyle oldu! Millet aptal ya; “Bekir”, “Hasan”, “Hamid” gibi Müslüman ve “Moiz”, “Hayim”, “Elias” misâli daha birçok Yahudi ismi varken karikatürde “Muhammed” ile “Musa” isimleri kullanılacak, ama karikatürist “Bunlar yaygın isimlerdir, ben zaten peygamberleri kasdetmemiştim” deyecek ve buna inanılacak!

        Terbiyesizliğin zirvesini yerleşmiş olan Fransız varakpâresi Charlie Hebdo bile bizimkiler gibi kıvırmamış, ettiği haltın arkasında durmuş, 12 mensubunun öldüğü baskının ardından geri adım atmamış, “Bilerek yaptık” demişti...

        “Düşünce özgürlüğü” terânesi tutturup memlekette kutsal bilinen ne varsa hepsini komedi malzemesi gibi görenler, ettikleri haltın arkasında kıvırmadan durmak konusunda Charlie Hebdo kadar olamıyorlar...