Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Nagehan Alçı Erkek siyasetinin tuzaklarına düşmeyelim!
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Kendim de dahil çevremde tanıdığım birçok kadın, sağlık durumları elvermediği için değil, önlerine normal doğum seçeneği konmadığı için sezaryen yöntemi ile doğum yaptı.

        Büyükşehirlerde belli bir ekonomik gelire sahip, özel sigortası olan anne adayları için doğum zamanını beklemek artık eski kuşaklardan dinledikleri bir masal.

        Yıllardır özel hastanelerde ‘meşhur’ hekimlerin hastalarının ezici çoğunluğu doğum esnasında kıtır kıtır kesiliyor.

        Kimse kusura bakmasın, gerçek bu!

        Sezaryen emrivakisini savunmak kadın bedenini savunmak değildir!

        Sezaryen emrivakisinin savunulması kadın bedeninin savunulması değil tam tersine sırf doktorların işine geldiği için kadınların doğum sonrası eziyetinin savunulması demektir.

        O nedenle normal doğum kampanyasında Sağlık Bakanlığı’nın ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrılarının yanındayım!

        Siyaset de ticaret de bedenimizden elini çeksin!

        Bence de kadın bedenine erkek siyaseti karışmamalı! Ama ondan da önemlisi kadın bedenine ticaret hiç karışmamalı!

        Ülkedeki derin kutuplaşma nedeniyle maalesef iktidar ve muhalefet her konuda otomatik olarak karşıt pozisyonlanıyor.

        Sezaryan oranlarını düşürmek ve normal doğuma teşvik etmek için başlayan kampanyaya yönelik CHP’nin tavrının iktidar cephesinden gelene karşı çıkma dışında hiçbir mantıklı açıklaması yok.

        Maalesef Türkiye’de siyasete güvenin azalması kadar siyasi taraflar arasındaki güven de azaldı hatta yok oldu. Kimse kimseyi dinlemiyor, duymuyor.

        Ben CHP olsam bırakın Sağlık Bakanlığı’nın yeni düzenlemesine karşı çıkmayı eksik diye eleştiririm.

        Düzenlemede hedeflenen şey özel hastanelerde değil tıp merkezilerinde planlı sezaryeni yasaklamak.

        BBC Türkçe çok güzel bir dosya hazırlamış. Bu dosyaya göre Türkiye’de 629 tıp merkezi var. Tıp merkezi ‘ayakta teşhis ve tedavi hizmetlerinin sunulduğu özel sağlık kuruluşu’ olarak tanımlanıyor.

        Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği Başkanı Prof. Dr. İsmail Mete İtil “Aslında gece yatışlı yerler olmadıkları için tıp merkezilerinde doğum da sezaryen de önerilmez” diyor.

        Bugün eleştirilmesi gereken tıp merkezlerinde sezaryenin planlanmasının yasaklanması değil bugüne kadar hala serbest olması!

        CHP yatışı olmayan merkezlerde sezaryen yapılmasını mı savunuyor?

        CHP sadece tıp merkezlerinde planlı sezaryenin önüne geçilmesini öngören tasarıya karşı çıkmak yerine buna hastaneleri de dahil etmek için bir karşı duruş sergilese çok doğru bir pozisyon almış ve esas o zaman kadınların yanında durmuş olur!

        Sezaryende dünya birincisiyiz

        Sevgili okurlar 2017’de Türkiye sezaryenle doğum oranında dünya birincisi idi! Ola ola sezaryen oranında birinci olmuşuz! Yazık değil mi bu ülkenin kadınlarına ve çocuklarına?

        CHP normal doğumun teşvik edilmesi ve sezaryenin zorlaştırılmasına karşı çıkarken bu rakam ve gerçeklerin farkında mı?

        Aylin Nazlıaka bir noktada yanılıyor

        Mesela partinin önemli isimlerinden Aylin Nazlıaka “Bir doğumun nasıl olacağına kadın ve doktoru birlikte karar verir.” Diyor.

        Aylin Hanım haklı ancak Türkiye’de kadınlar değil doktorları karar veriyor doğumun nasıl olacağına. Normal doğum yapmak isteyen kadınlar da süreç içinde bir şekilde korkutuluyor ve doktor açısından cazip olan sezaryen yatağında buluyorlar kendilerini…

        European Journal of Obstetrics& Gynegology and Reproductive Biology adlı bilimsel derginin ocak 2025 sayısında Avrupa’daki sezaryen oranları ve nedenleri ile ilgili detaylı bir çalışma var.

        1999-2023 yılları arasında çeşitli ülkelerdeki doğumlar incelenmiş. 24 yılda sezaryen oranlarında en büyük artış yüzde 55,1 ile Polonya’da, yüzde 54,8 ile Türkiye’de olmuş. Bizi yüzde 48,6 ile Yunanistan izliyor.

        Fransa’dan iki buçuk kat fazla

        Fransa’da ise bu oran yüzde 19,3. Yani Türkiye’de sezaryen ile doğum oranı Fransa’nın 2,5 katı. Buradan Fransa’da devletin kadın bedenine 2,5 kat fazla dokunduğu çıkar mı? Elbette çıkmaz!

        Dünya Sağlık Örgütü’nün sezaryenin şartları ile ilgili bir rehberi var. Buna göre sadece mecbur kalındığında bu yönteme başvurulabilir ve beklenti tüm doğumların yüzde 10 ile 15 oranının sezaryen ile olmasıdır. Halbuki Türkiye’de bu oran yüzde 50’nin üzerinde!

        CHP burada yanlış yapıyor

        Sezaryen kadına sadece doğum esnasında uyuduğu için kolaylık sağlıyor. Sonrası çok daha zor.

        Ameliyat sonrası gaz sancısı, dikiş acısı…

        Anne sütü de çok daha az oluyor.

        Üstelik bebek kendi yolundan geçmediği için yol üzerindeki faydalı bakterileri de alamıyor.

        Biz kadınlar erkek siyasetinin kutuplaştırıcı tuzaklarına düşmeyelim… Bu konuda siyasi taraf olmaz, kadının ve çocuğun tarafı ya da hastanenin tarafı olur…

        CHP’nin birçok konudaki itirazını hele son dönemdeki sertleşen dilinin gerekçelerini elbette anlıyorum ama bu dili her başlığa uyarlarsa kaybeden kadınlar olur…