Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Milli bir birlik sağlayamamış, farklı etnik grupların kendi milis güçlerini oluşturduğu, çok parçalı Suriye’de Esad rejiminin devrilmesi ve Ahmed Şara’nın kontrolü sağlaması tahminlerden daha hızlı ve kolay oldu ancak bu, Suriye’de bu hızla işlerin düzeleceği ve yeni kurulan devletin ülkeye hakim olacağı anlamına hiçbir zaman gelmedi.

        Kıyamet kopmaya başladı.

        Lazkiye’de yaşananlar.

        Sonra anlaşma sağlanmasına rağmen PYD ile devam eden anlaşmazlık.

        Şimdi de Netanyahu Hükümeti’nin Dürziler üzerinden nüfuz planları…

        İsrail ordusu hayasızca saldırıyor.

        Şam’ın göbeği, Hama, Lazkiye…

        Önce Dürzi toplumunu çok çirkin bir provokasyonla hedef göstererek kargaşa yaratmayı başardılar.

        İleri gelen dini liderlerinden birine ait olduğu ileri sürülen ve Kuran’ı Kerim’e hakaret eden bir sesin yer aldığı videoyu dolaşıma sokup Dürzilerin merkezi sayılan Suveyda ve çevresinde kargaşa yarattılar.

        Ses kaydının ait olduğu iddia edilen isim bunu yalanladı, Suriye İçişleri Bakanlığı da kayıttaki kişinin bu isim olmadığına dair yazılı açıklama yaptı ancak kargaşa ortamı başlamış oldu.

        Çatışmalarda 70’den fazla Dürzi ve 30’dan fazla Suriye ordusuna ait asker öldü.

        İsrail kaşıyor

        İsrail “Şam Hükümetine bağlıyız” açıklaması yapan Dürzi toplumunu ayrılıkçı bir çizgiye çekmek için bir takım karanlık odakları kullanıyor gibi görünüyor.

        Esad rejimi devrildikten sonra gittiğim Suriye’de Suveyda’ya da uğramış, Dürzilerin lideri kabul edilen Hikmet el Hicri ile yaşadığı köyünde röportaj yapmıştım.

        O röportajı yeniden buraya koyuyorum…

        Dürziler Esad rejiminden desteklerini çekip muhaliflere destek vermeye başladıktan sonra Esad rejiminin devrilmesinde kolaylaştırıcı bir rol oynayan unsurlardan olmuşlardı. Ancak kendi milis güçleri var. Hatta ben El Hicri’ye Suveyda ve çevresine yeni kurulan Suriye Ordusu’nun konuşlanmasına nasıl bakacaklarını sorduğumda kendi bölgelerinin güvenliğini kendi askeri güçlerinin sağladığını ve bunun kırmızı çizgileri olduğunu söylemişti.

        Ancak daha sonra Şam Hükümeti ile anlaştılar ve bu da Dürzilerin hamiliği pozisyonuna soyunan İsrail’i rahatsız etti.

        Suriye’de yaşanan kargaşa, çatışmalar ve hava saldırılarının arka planı bu.

        Suriye’de Dürziler, Nusayriler, Hıristiyanlar, Kürtler kendilerini güvence altında hissedecek bir garanti istiyorlar.

        Şara Hükümeti kapsayıcı olduğunu göstermek için hükümetin kuruluşundan çizdiği imaja kadar bir çok hamle yapıyor ancak her şeyin alt üst olduğu bir ortamda kontrolü sağlamak çok zor.

        Dürziler, Hıristiyanlar, Kürtler İstanbul’da toplansa…

        Suriye kaşınmaya müsait.

        Türkiye’nin yeni Suriye’de ve Şara Hükümeti üzerinde büyük etkisi var.

        Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan sürekli çok doğru bir şekilde tüm farklı unsurlarıyla birlikte Suriye’nin bütünlüğünün önemine vurgu yapıyor.

        Bence bu vurguyu bütün dünyanın gözünde çok daha belirgin hale getirmek için İstanbul’da taraflar bir araya getirilebilir.

        Türkmen, Dürzi, Hıristiyan, Kürt, Nusayri ve Sünni Arap toplumunun önde gelen isimleri Türkiye’de toplansa ve ülkedeki bölme ve kargaşa yaratma çabalarına karşı birlik mesajını buradan verse hem çok etkili olur hem de Suriye’deki farklı toplum kesimlerinin Türkiye’ye bakışını pekiştirir.

        Düşünün…

        İstanbul’da çekilmiş bir fotoğraf…

        Dürzilerin, Hıristiyanların, Türkmenlerin, Kürtlerin, Nusayrilerin ve Sünnilerin temsilcileri el ele…

        Bundan daha etkili bir diplomasi olamaz kanımca…