Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Nagehan Alçı İyi ki bu deprem oldu
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Bir gün öncesinde sinyal vermeye başlayan belim dün sabah uyandığımda beni yatağa çakmış, bırakın seyahat etmeyi evde salondan mutfağa yürümek işkence haline gelmiş olmasa İstanbul sallanırken Meclis’teki 23 Nisan resepsiyonuna katılmak üzere Ankara’ya gitmek için ya hazırlanıyor ya da yola çıkmış olacaktım.

        Ama planımı ağrılarım yüzünden iptal etmek zorunda kaldım ve saat 12.53’te arkamda sıcak su torbam ile boylu boyunca yatarken karyolam sallanmaya başladı…

        Önce yanımda uyuyan bizim tembel Pamuk sandım.

        Arada sırada hareket eder Pamuk Hanım.

        Genelde ya yemek ya tuvalet ya da temizlenmek için.

        Büyük bir ciddiyetle patilerini yalamaya başlayınca genelde yatak epey sallanır.

        Ben başta Pamuk yine öyle sandım. Sağdan sola dönmek işkence olduğu için bakamıyorum da…

        Sonra içeriden kızların sesleri geldi.

        Bir de ne göreyim, ellerine ayakkabılarını almışlar panik içinde bir yandan beni çağırıyor diğer yandan asansöre koşuyorlar.

        O sırada 13 saniye geçmiş ki sarsıntı bitti.

        Evde tatbikat yapın

        Çocuklara defalarca deprem konusunda konuşma yaptığım halde hala refleks olarak asansörle kaçmayı düşündüklerine göre sadece anlatmak yetmez, bu işin provasını da yapmak gerekir.

        Bir daha ne yapmaları gerektiğini söyledim… Sakin kalınacak, yatak ya da ağır bir koltuğun önünde cenin pozisyonu alınacak vs vs..

        Fakat akut zamanlarda bu konuşmak yeterli olmadığına göre yapılacaklar listesi hazırlayıp evin duvarlarına asmaya ve arada tatbikat zamanı belirlemeye karar verdim.

        Depremin ardından medyaya bakıp bana gelen telefonları cevaplamaya başlayınca etraftaki paniğin bizim evdekinin kat kat üzerinde olduğunu anladım.

        Özellikle İstanbul’un güneyine doğru çok ciddi bir sarsıntı hissedildiği için insanlar çok korkmuş.

        Faydalı korku

        Bence bu çok faydalı bir korku.

        99 depreminde AKUT’un gizli kahramanlarından biri olan arkadaşımla konuşurken bana dün “Nagehan keşke böyle uyarıcı ve hasarsız depremler 6 ayda bir olsa, yapılması gerekenleri sadece deprem ertesi konuşuyoruz en azından bu gerçeği unutmaz belki daha çok hazırlık yaparız” dedi.

        Hakikaten depremlerden sonra korkup günlerce bu konuyu konuşuyor sonra da hayatlarımıza, hiçbir şeyi değiştirmeden devam ediyoruz.

        7,7 milyon yapının 1,5 milyonu riskli

        Halbuki 7,5 milyon yapının olduğu İstanbul’da bunların 1,5 milyonu risk altında.

        Çevre ve Şehircilik Bakanlığının hazırladığı bilgi notuna göre 600 bin birim çökme tehlikesi altında.

        Riskli binalar yarısı bizden kampanyası ile dönüştürülebiliyor. Bu uygulamanın tanıtımı daha etkin yapılabilmeli. Bundan faydalanan 21 bin ev ve işyeri var. Sayı daha da artabilir.

        Denetim vatandaş talebine bağlı olmamalı

        Bence en önemli noktalardan biri binaların denetiminin vatandaşların inisiyatifinde olması. Bunun değişeceği söyleniyor, mevcutta bir binada ikamet edenlerin yüzde 51’i denetim talep ederse bina incelenebiliyor ama bu sürecin talebe bağlı olmaması gerekir.

        Satış ve kiralamada deprem raporu zorunluluğu

        Başka bir sorun İstanbul’da görece pahalı ve merkezi semtlerin yapı stoğunun çok eski ve mevzuata aykırı olması. Dünya ortalamasının çok üzerinde fiyatlara çürük binalarda oturuyoruz. Halbuki satış ve kiralamalarda deprem raporu zorunluluğu getirilse eski binaların denetimi otomatik olarak hızlanır.

        İstanbul’da yapılması gereken çok şey var.

        Ancak 100 km hızla gitmemiz gerekirken bu gergin siyasi atmosferde birbirimizi yiyoruz.

        Açıkçası çok endişeliyim.