‘Terörsüz Türkiye’ sürecinde alarm zilleri mi çalıyor?
Kongre toplanacak, PKK kendini feshedecekti.
Mart sonu dendi, olmadı.
Nisan ortası diye bekledik, araya Sırrı Süreyya Önder’in rahatsızlığı girdi, yine bir ilerleme gerçekleşmedi ve gecikmeyi Önder’in rahatsızlığına bağladık.
Nisan sonunda ise Kandil’den “27 Şubat tarihli çağrıda belirtilenlerin yapılabilmesi için bize ulaşan somut bir şey yok.” açıklaması geldi O açıklamada Abdullah Öcalan’ın koşullarının değişmesini beklediklerini, özgür yaşar ve çalışır koşullara kavuşarak parti kongresini yönetir hale gelmesi gerektiğini vurguladılar.
Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünden bahsetmek bu aşamada işi yokuşa sürmekten başka bir anlama gelmez.
Devlet başından beri pazarlık ya da ön şart yok derken bu çıkış ne anlama geliyor?
Bu zamana kadar son derece hızlı yürüdü ancak ben Kandil’in ayak sürme eğilimi bekliyordum. Belli ki iktidar alanlarını kaybetmemek için vakit kazanmaya çalışıyorlar.
Ancak bu gelişme sürecin tehlikeye girdiği anlamına gelmez.
Dem Parti olumlu yaklaşımını sürdürüyor.
Tuncer Bakırhan: “Teknik engelleri aşacak makul bir yol bulacağımıza inancım tam”
Eş Genel Başkan Tuncer Bakırhan’ı aradım ve Kandil’den gelen mesajı ve süreçte bir aksama görüp görmediğini sordum.
Bakırhan şunları söyledi:
“Nagehan Hanım ülkemizin yüz yıllık meselesinin çözümünü arıyoruz. Güçlü bir çözüm iradesini hep birlikte ortaya koymamız durumunda bir çok engeli aşabileceğimize inanıyorum.
Çatışma ve çözüm deneyimleri açısından atipik bir süreç yaşanıyor. Sayın Öcalan en sonda konuşulması gereken silahsızlanma meselesini en başa alarak tarihi bir sorumluluk üslendi. Yine Sayın Bahçeli güçlü bir çözüm iradesi ortaya koydu, Sayın Erdoğan da sürece sahip çıkan bir tutum sergiledi. Bu çözüm iradesinin teknik engelleri aşacak makul bir yol bulacağına inancım tam.
Yapılan açıklamalardan da takip edebildiğimiz kadarıyla Öcalan’ın partisi 27 Şubat kararının arkasında olduğunu belirtiyor. Bu önemli ve değerlidir. Siyaset hazır, toplum hazır, partiler hazır. O halde Türkiye’yi yeni bir döneme taşıyacak bu gelişmenin sağlıklı olması için herkes elinden geleni yapmakla sorumludur diye düşünüyorum.”
Bakırhan’ın bahsettiği makul yol ne olabilir?
Adalet Bakanlığı’na Kandil’den gelen kongreyi Öcalan’ın yönetmesi talebini tekrar sordum.
Daha önce görüntülü mesaj yoluyla katılmasının yasal zemini bulunmadığını söylemişti Adalet Bakanı Sayın Yılmaz Tunç.
Bakanlık bu görüşü yineledi. “Böyle bir uygulamanın yasada yeri yok, biz her şeyi yasal yoldan yapmak zorundayız” diyerek. Ancak bu, inisiyatif alınamayacağını göstermiyor. Şayet devlet isterse bu yolu açar, kongre toplanmasını zorlaştırmak isteyen Kandil’in elindeki kozu alabilir.
Peki bu nasıl yapılabilir ve kongre nerede hangi koşullarda toplanır?
Hem Dem cephesi hem bakanlık hem de MHP kaynakları ile konuştuktan sonra edindiğim izlenim şu:
Devlet yeniden Öcalan’ın çağrı yapmasını sağlamalı ve görüntülü bir mesaj yollamasının önünü açmalı. Canlı bağlantıda çeşitli riskler olabileceği söyleniyor ki buna katılıyorum ancak önceden kaydedilip izlenmiş bir mesajın kongreye ulaştırılması imkansız değil.
Peki nerede olacak bu kongre?
Erbil dendi, Süleymaniye dendi, Malazgirt dendi…
Devlet Bahçeli’nin Malazgirt önerisi en çok tartışılanı olmuştu. Kırmızı bültenle aranan PKK’lılar Malazgirt’e nasıl gelecekler? Hukuki bir işlem yapılmayacak mı? Bu öneri hayata nasıl geçsin?
İsmail Özdemir: “Bizim çağrımız açık ve net, Malazgirt”
MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir’i arayıp son gelinen noktayı ve Sayın Bahçeli’nin Malazgirt önerisinin hala mümkün olup olmadığını sordum.
“Nagehan Hanım sizin de hatırlattığınız gibi Genel Başkanımız 4 Mayısta Malazgirt’te toplanılmasını önermişti. Bu dönem Süleymaniye vs gibi yerlerin adı anılıyor, bizim çağrımız açık ve nettir. Malazgirt’te toplanıp fesih kararını ilan etmeliler. Diğer tartışmalar sağlıklı ve temiz niyetli olmaz..”
İsmail Bey’e Malazgirt’e gelinmesinin hukuki komplikasyonları olup olmayacağını sorunca,
“Neticede fesih için gelinecek. Lütfen Savunma Bakanı Sayın Yaşar Güler’in 23 Nisan Meclis resepsiyonunda yaptığı konuşmayı dikkatinizden kaçırmayın…” cevabını verdi.
Yaşar Güler Paşa’nın Mecliste söylediği o cümle…
Ne demişti Sayın Güler?
“Feshedeceksin, silahları teslim edeceksin, teslim olacaksın. Üç tane şart var. O söylenenleri yaparlarsa buyursun gelsinler diyeceğiz.”
Demek ki PKK’nın ön şartsız fesih kararı alması durumunda devlet kongrenin Malazgirt’te yapılmasına sıcak bakıyor.
En kısa zamanda yeniden bir heyet İmralı’ya gitmeli, Öcalan’ın örgütüne net mesajını iletmeli ve bu iş daha fazla uzamadan fesih için kongre toplanmalı..