Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Nagehan Alçı Hayırla anılmayacaklar
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Bakıyorum da cumartesi yazdığım yazının ardından birkaç kitaplık gelişme yaşandı…

        Aylar öncesinden organize ettiğim sadece üç günlük bir ‘kafa dinleme’ seyahatine çıkmıştım halbuki…

        Ama dünya bazen, hele son zamanlarda daha da sıklıkla bir günde bir yıl hatta bazen 10 yılda yaşanacak gelişmeleri kapsayacak kadar hızlı akıyor.

        Olmadığım 3 günde her şey ışık hızıyla aktı...

        Hem Türkiye hem dünya için.

        Her yol Türkiye’ye mi çıkıyor?

        Ama işin tuhaf ve bence bizim açımızdan müthiş bir fırsat penceresi sunan tarafı dünyadaki gelişmelerin de yolunun bir şekilde Türkiye’den geçmesi…

        Aylardır konuştuğumuz PKK’nın fesih kongresi nihayet tamamlandı. Örgüt bir açıklama ile varlığına son verdiğini duyurdu.

        Aynı zamanlarda 2022’den beri devam eden Rusya-Ukrayna savaşını İstanbul’da bitirmek için bir olanak doğdu.

        Gerçi Putin acımasızca saldırdığı ve işgal ettiği Ukrayna’da pazarlık gücünü artırmak için İstanbul’a bugünkü toplantı için gelmeyeceğini son dakikada açıkladı ama bütün dünyanın gözü burada, yarın olmasa da daha sonra Ukrayna’da barışın yolu buradan geçecek…

        PKK meselesinde ise kalıcı barışın birinci ve esas koşulu yerine getirildi nihayet. Başından beri söylediğim gibi kör düğüm çözüldü, en zor başarıldı ancak şimdi teknik bir süreç başlıyor.

        Kaygı ve manipülasyonu ayıralım

        Silahların teslimi, yasal düzenlemeler ve geçiş aşaması…

        ‘Terörsüz Türkiye’nin Sayın Bahçeli tarafından işaret fişeği atıldığından beri farklı tabanların hassasiyetinin dikkate alınması ve her kaygı ve endişeye anlayışlı ve sabırlı yaklaşılması gerektiğini söylüyorum. Ancak bundan kastım barışı apaçık şekilde gölgelemek isteyen, bu sürecin altını boşaltan ve manipülasyon yapanlar değil.

        Maalesef hiç şaşırmadığım çevreler yine aynı çabalarına başladılar.

        PKK feshini ilan etmiş, silahların teslimi için süreç başlamış bunu ‘onursuzluk’ gibi kavramlarla gölgelemeye, yenilgi gibi göstermeye çalışıyorlar.

        Kendilerini ‘muhalif’ olarak konumlayan bazı medya ve gazeteciler PKK’nın Lozan vurgusunu fesihin önüne koydular adeta.

        Yapılan yayınları, yazılan senaryoları üzülerek izliyorum.

        O metin elbette sinir uçlarına dokunuyor fakat…

        Elbette örgütün metninde sinir uçlarına dokunan noktalar var ancak bu metni PKK’nın kendi iç kamuoyuna Pirus zaferinin üzerini örtme çabası olarak okumak gerekir.

        Elbette teslim olduk demeyecekler, zaten bu tip süreçlere ‘teslim olmak- teslim almak’ parantezinden çıkarak yaklaşılırsa başarıya ulaşılır.

        Sevgili okurlar bu süreç tam da hedeflendiği gibi ilerliyor. 40 yıldır başımızdaki en büyük dertlerden biri olan silahlı terör örgütü tarihe karışıyor.

        Barışı gölgelemelerine izin vermeyelim

        Bu gerçeği kimsenin gölgelemesine izin vermeyelim.

        Kuzey İrlanda’da IRA silah bırakırken işi yokuşa sürmeye çalışanların isimleri nasıl ki bugün barışın yanında anılmıyorsa, İspanya’da ETA terörünü bitirenler nasıl destekleniyorsa, Kolombiya’da FARC şiddeti tarihe karışınca referandum kaybedilmiş olsa bile daha sonra barışın kıymeti nasıl anlaşıldıysa bugünlerin kıymeti de öyle anlaşılacak.

        Yeter ki geldiğimiz noktanın idrakinde olalım, yapıcı eleştiri ve olumlu yaklaşım ile sürecin altını oyma çabalarını birbirinden ayırt edelim…