Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Nagehan Alçı Herkesin kazandığı, kimsenin kaybetmediği bir tuhaf savaş
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Tiyatro mu gerçek mi?

        İsrail ve İran arasında yaşanan saldırılar ve ABD’nin İran’a fırlattığı füzelerden sonra pazartesi akşamı çatışmanın üçüncü dünya savaşına evrilme riski ile yattık, ‘Ortadoğu’ya barış geldi’ sloganlarıyla kalktık.

        Keskin dönüşler ve hızlı gelişmelere alışığız ama Trump ikinci kez siyaset sahnesine çıktığından beri yeni bir çağ başladı.

        Diplomasi ve siyasetin ölümü

        Diplomasinin ve siyasetin katlini izliyoruz.

        Ülkeler çocuk gibi azarlanıyor, savaşlar bilgisayar oyunu gibi yönetiliyor, savaş olan yerlerde insanların da olduğu unutuluyor.

        Sanırım modern tarih yazımında en ilginç bölümlerden biri içinden geçtiğimiz şu günler olacak.

        İran’daki kaynaklarıma sordum. Diyorlar ki: “devletimizin ve ülkemizin gücünü bütün dünya gördü. Biz saldırı başlatmadık ama bize saldıranların, bu Amerika dahi olsa nasıl hadlerinin bildirileceğini gösterdik.”

        Tehran Times gazetesinde aşağıdaki başlıkla yayınlanan analiz var mesela ilk sayfada, koskocaman.

        "İran’ın kahramanlığı ve cesareti Trump’ın cüretini boşa çıkardı. Günümüzün Truman’ı olmak istedi, İran’ın haksız ve dayanaksız saldırı ve tehditlerine boyun eğeceğini düşündü ama küstahlığı sadece bir gün sonra İran tarafından yerle bir edildi."

        Kısacası İran’da büyük bir zafer havası esiyor.

        Peki ya İsrail?

        Oradaki kaynaklarıma da sordum.

        Diyorlar ki: “İsrail dünyayı büyük bir terör belasından önemli oranda kurtardı. Netanyahu’nun cesareti ve ısrarı sayesinde yıllardır yapılamayan yapıldı. Ama İran bize vuruyor, ABD’ye ise göstermelik saldırıyor. Şayet saldırganlığı devam ederse biz de durmayız.”

        İsrail’de Netanyahu kaybettiği desteğini epey toparlamış görünüyor.

        Elbette ABD’nin sözünden çıkamaz ama Trump’ın azarlaması bile inat ve dirayetinin sonucu olarak görülüyor Siyonist çevrelerde.

        Peki ya Trump?

        Kendi destekçilerinin bir kısmına bakılacak olursa yılların hayalini o gerçekleştirdi. Mesela Dış İlişkiler Komitesi Üyesi milletvekili Mike Lawler’a göre Trump son zamanların en büyük kahramanı. Bir barış elçisi. Her şeyden önce İsrail’deki 700 000 Amerikan vatandaşının güvenliğini sağladı ve dünyayı terör tehdidinden kurtardı.

        Ancak ABD eski Ulusal istihbarat Direktör Yardımcısı Beth Sanner "Henüz sorun bitmiş, iş çözülmüş değil" diyor. Zira nükleerin nerede olduğu bilinmiyor.

        Trump’a MAGAcılar "‘Önce Amerika’ demiştin ama ‘önce İsrail’e çevirdin işi, biz bu savaşı istemiyoruz" diye karşı çıkıyorlardı. Özellikle televizyoncu Tucker Carlson ve Trump’ın eski danışmanı Steve Bannon’ın tepkileri dikkat çekmişti.

        Trump’a İran’a gönderdiği füzeler nedeniyle en sert tepki gösteren siyasetçilerden biri de MAGA kampanyası için büyük paralar harcamış milletvekili Marjorie Taylor Greene’di.

        Greene’in ‘ateşkes’ açıklamasından sonra ABD Başkanına teşekkür ettiğini görünce "İşte dedim, puzzle’ın parçaları tamamlanıyor."

        Peki nedir o puzzle?

        Geçtiğimiz 12 günde ne yaşandı ve hakikaten barış mı geldi?

        Önce yangını çıkar sonra itfaiye olarak gel

        Bu yaşananlar önce yangın çıkarıp sonra itfaiye olarak kurtarıcıyı oynamaktan farksız.

        12 günlük savaşta milyonlarca dolarlık silah ve füze kullanıldı, olan giden canlara oldu ama liderlerin tamamı bu işi kendi hanesine yazarak bir kenara koydu.

        Netanyahu: İran’ı kalbinden vurdum, en kilit isimlerini yok ettim, yıllardır yapılamayanı yapıp ABD’yi saldırıya ikna ettim. İran’ın hızı epey kesilir, içeride desteğimi artırdım.

        Hamaney: İsrail benden çok daha üstün silah ve füzelerle saldırdı, dünyanın en büyük gücünü de yanına aldı ama bana diz çöktüremedi aksine attığım füzelerle hem İsrail’e ciddi zarar verdim hem de Katar’daki en büyük ABD üssünü vurdum.

        Trump: Hem İsrail’in hem İran’ın gazını aldım. Savaşı başlamadan bitirerek savaş enerjisini bu ergen tavırlı düşmanlara boşalttırdım. İşi kısa kestirerek MAGAcıların gönlünü de tekrar kazandım. Daha ne isteyeyim.

        Üç liderin de pozisyonu ve düşünceleri aşağı yukarı böyle özetlenebilir.

        İran kontrollü ve göstermelik tepkiler verdi ama öyle yapmasa dahi İsrail ABD olmadan bu işi fazla sürdüremezdi. Danışıklı başlamadı ama en azından şimdilik ‘kızgın baba’ rolüne soyunan Trump’ın koordinasyonunda kulağı çekilen çocuklar kavgaya ara verdi.

        Dünya da kaybetmeyeni olmayan bir savaş gördü.

        Ya da görmeye devam edecek. Henüz ortada imzalanmış bir anlaşma ya da nihai bir barış yok.