Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Nagehan Alçı Gazze'nin Anne Frank'i Maram
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        2 yıla yakın süredir Gazze’de devam eden vahşet ve soykırımla ilgili ne desem kendi vicdanımı rahatlatmak dışında bir işe yaramaz diye oradan yükselen çığlıkların isyanını hep içime attım.

        Haykırışlar, çağrılar ve dünyanın dört bir yanından ‘dur!’ feryatları yükseliyor ama gözü dönmüş Netanyahu Hükümeti bırakın durmayı tüm Gazze’yi işgal edeceğiz diyerek kabineyi yeniden topladı.

        Bazen tek bir ses bir millete bedeldir. O tek ses binlerin hikayesini kendinde toplayıp anlatır.

        Yahudi soykırımının sembollerinden Anne Frank böyleydi mesela.

        Tuttuğu günlük Nazilerin vahşetini küçücük bir kızın gözünden kaleme dökünce bütün dünyada soykırımın sembolü oldu.

        Gazze’de kim bilir kaç Anne Frank var. Üstelik onların saklanacak bir tavan araları dahi yok. Bırakın tavan arasını çadır bulmak büyük lüks.

        Evinden sonra çadırı da bombalandı

        Ben Maram Albashiti’nin hikayesini daha önce iki kez Habertürk TV ve buradaki köşem için röportaj yaptığım Hamas ile İsrail arasında yıllarca arabuluculuk yapan, uluslararası analist Gershon Baskin’den duydum.

        Maram Gazze’de İsrail bombalayana kadar el Ezher Üniversitesinde bilgisayar mühendisliği okuyan bir öğrenciydi. Han Yunus’ta doğmuş, liseyi birincilikle bitirmiş, üniversiteye başlamış, bilgiye aç, azimli ve zeki bir kız.

        Üniversitesinin ardından iki göz odalı küçük evi de İsrail tarafından bombalanınca sosyal medyadan feryat etti ve bilgisayarı bombaların altında kaldığı için eğitimine devam edemediğini haykırdı.

        Maram için yardım kampanyası başlatıldı. Yeni bir bilgisayar alındı.

        Tıpkı Anne Frank’in 1940’larda Hollanda’da bir tavan arasından yazdığı günlük gibi Maram da yardım paralarıyla aldığı bilgisayarından ulaşabildiklerine ulaşıyor, Gazze’deki hayatını anlatıyor.

        Amca ve yengesinin evi savaş başlamadan iki yıl önce İsrail tarafından bombalanmış. Amca yenge ölmüş, geride beş küçük çocuk kalmış. Maram annesi, yeğenleri, işsiz abisi, abisinin eşi ve onların çocukları ile iki küçük odalı bir dairede kalıyormuş. Ta ki İsrail o daireyi de bombalayana kadar…

        O gün bugündür 10 nüfuslu hane halkı bir çadırla oradan oraya sürükleniyor bile diyemiyorum zira İsrail çadırlarını da iki ay önce bombalamış!

        Bu kez hem Maram hem annesi ağır yaralanmışlar, aylarca hastanede kalmışlar. Yeğenlerden biri çadırdan çıkamamış. Maram iyileşmiş ama hala koltuk değnekleriyle yürüyor.

        Gazze’de tuvalet ve en temel ihtiyaçlar nasıl karşılanıyor?

        Size biraz Gazze’deki günlük yaşamlarından bahsedeyim:

        Mesela tuvalet…

        Belli noktalarda umumi tuvaletler kurulmuş ancak bunlar çok yetersiz. Önlerinde uzun kuyruklar oluşuyor, küçük çocuklar ve yaşlılar bekleyemiyor ve buldukları yerde ihtiyaçlarını gideriyorlar.

        Koku, mikrop ve salgın hastalık riskini gözünüzde canlandırın…

        Ped yerine kıyafetlerden kesilen bezler

        En basit hijyen malzemelerine erişebiliyorlar mı? Mesela menstruasyon pedi?

        Maram şöyle diyor: Ped yok. Kıyafetlerimden kestiğim bir parça bezi yıkayıp yıkayıp kullanıyorum.

        Bir kalıp sabun 7 dolar

        Peki ya duş yapabiliyorlar mı?

        Çok sık değil, duş bulsalar dahi sabun bulmak çok zor, bir kalıp sabun 7 dolar! O nedenle temizlenmek için denize giriyorlarmış.

        Yemek yok, sabun yok, düşünün tuvalet yok!

        Maram 41 kiloya düşmüş mesela.

        Her gün çocuklar açlıktan ölüyor haberleri okuyoruz ya, işte böyle bir ortamda ölüyor Gazzeliler!

        Sevgili okurlar bu yaşanan vahşet ve soykırımın sorumlusu gözü dönmüş bir aşırı sağcı hükümet.

        Bu soykırım İsrail’de de onbinlerce vicdanlı insanı rahatsız ediyor. Bakın benim Maram’ı tanımam vicdanlı bir İsrailli olan Gershon Baskin sayesinde oldu.

        İsrailli insan hakları dernekleri İsrail Hükümetini soykırımla suçladı

        Mesela geçtiğimiz hafta iki ayrı insan hakları derneği yetkilisi, Yuli Novak ve Guy Shalev İsrail Hükümetini soykırım yapmakla itham ettiler ve büyük destek gördüler.

        Netanyahu’yu durdurmak için bir halkı topyekun lanetlemek değil, o halkın sağduyulu seslerini kuvvetlendirerek Netanyahu ve kabinesini yalnız bırakmak gerekiyor.

        Maram’ın en büyük hayali üniversiteyi Türkiye’de okumak

        Bu arada Maram’ın en büyük hayali Türkiye’ye gelip eğitimini burada tamamlamak.

        Onu ve ailesini getirmek için Ankara bir yardım eli uzatsa tüm dünyaya anlatacak çok etkili bir hikayeyi duyulur kıldığı gibi Gazzelilerin dramını oradan kurtulmuş bir genç kızın ağzından dinlemek dünyanın dört bir yanından yükselen protesto seslerini de güçlendirir.

        Dışişleri Maram’ı bulup buraya getirmeli…

        Bence Dışişleri Bakanlığı bir an önce harekete geçip henüz hayattayken Maram’ı bulsun ve getirsin…

        Hem bir ailenin hayatına dokunur hem de onlar nezdinde tüm Gazzelilerin feryadına kanal olur.