Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Nagehan Alçı MeToo hareketi nihayet Türkiye'ye uğrayacak mı?
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Son günlerde kadınlardan art arda gelen tacizci ifşalarını temkini elden bırakmadan takip ediyorum.

        Temkinli olmam ifşaların doğruluğundan kuşku duyduğumdan değil. Eminim ki daha buzdağının ucunu bile göremedik.

        Temkinliyim çünkü bu kez de bu dalga Türkiye’yi es geçebilir diye kaygı duyuyorum.

        Zira 2020’ye girerken "Nihayet" demiştim, "Geç de olsa me too rüzgarı bu ülkeye geliyor ve şayet yapraklar kımıldamaya başlarsa ortalık kasırgadan toz duman olur!"

        ‘Us too!’ (biz de) diyebilecek mi bu ülkenin kadınları?

        Ama öyle olmadı.

        Erkek hegemonyası o dönemin dizi setinde genç bir çalışanı taciz ettiği halde ‘erkek yapımcı’ ve ‘erkekçi dizi dünyası’ tarafından kollanan ünlü oyuncuyu da, kız arkadaşına şiddet uygulayan ve 2 yıl 3 ay hapis cezası alan Ozan Güven’i ve benzerlerini de özenle kanatları altına aldı.

        2019’un son günlerinde bu ülkede kadınların cesaret duvarını aşıp başlattıkları dalga biraz da Covid’in dünyayı kasıp kavurması ile söndü.

        Aslıhan Gürbüz sayesinde yeni sayfa

        Fakat şimdi oyuncu Aslıhan Gürbüz’ün arkadaşı Gizem Güçlü’nün bir mesajını paylaşması ile yeni bir sayfa daha açıldı.

        Günlerdir art arda ifşalar, itiraflar, yüzleşmeler…

        Sinema, tiyatro derken iş medyaya da uzanmaya başladı. Ama henüz işin ucu bile değil.

        ‘Büyük Balık’lara uzanır mı?

        Önemli olan bu hareketin farklı sektörler içinde dikey olarak yukarı gidebilmesi. Yani büyük balıklara uzanması…

        O olacak mı göreceğiz.

        Sevgili okurlar ABD’de MeeToo Hareketi bundan 19 yıl önce, 2006’da Alabamalı bir işçi olan Tarana Burke’un mesajları ile başlamıştı.

        O dönem sosyal medya henüz bugünkü gibi değildi ama daha çok siyah kadınların ortak bir çığlığı gibi başlayan dalga o dönemki ismiyle Twitter’dan dünyaya yayılmıştı.

        Her şey bir twitle başladı

        Oyuncu Alyssa Milano “Şayet siz de cinsel taciz ya da saldırıya uğradığınızı düşünüyorsanız bu twitin altına ‘me too’ (ben de) yazın” deyince Metoo Hareketi başlamış oldu.

        Büyük isimlerle ilgili ifşalar nedeniyle konu dünyanın gündemine oturdu.

        Harvey Weinstein, Kevin Spacey ve Bill Cosby yargılandı. Weinstein 23 yıl hapis cezası aldı.

        Ardından iş medyaya da sıçradı. Ünlü televizyoncu Charlie Rose koltuğunu kaybetti.

        ABD’de kadınlar birlik oldu

        Müzik dünyasında spor dünyasında art arda istifalar yaşandı. Koçların takımlardaki taciz hikayeleri ortalığı sarstı.

        Kısacası ABD’de uzun bir yol gidildi.

        Kadınların kendi aralarındaki dayanışması olmasa bu kadar mesafe alınamazdı.

        Oyuncular ödül törenlerinde dayanışma gösterdiler, Kate Winslet gibi isimler Lee gibi güçlü kadın portrelerini anlatan yapımlar ortaya çıkardılar.

        Erkek egemen bir düzene karşı birlik olmak kadınlara büyük bir güç kattı ABD’de.

        Bizde ‘Gülşen’ler varken işimiz zor...

        Bizde henüz bunların hiç biri olmadı. Olup olmayacağını da bilmiyoruz. Daha yolun başında Gülşen gibi kadın dayanışmasına karşı sesler çıktığına göre işimiz hiç kolay değil.

        Ancak ama ancak memleketi esir almış erkek siyasetinin bir parçası olan kutuplaşmayı paranteze alıp, hangi siyasi görüşten, hangi yaşam tarzına sahip olursak olalım, ister mini etekli, ister başörtülü, ister liberal, ister solcu, bütün kadınlar birleşirsek kaldığı yerden bu ipi kaldırıp özgürleşme devrimini yapabiliriz.

        Haklarımız konusunda erkek egemen dünyanın ideolojik kutuplaşmalarına bizi sıkıştırmalarına izin vermeyelim!