Geçen Cuma bu köşede Gazze’deki soykırımı durduran anlaşmanın imzalanmasına giden 1 senede bilinmeyen ilginç gelişmeleri anlattım.
2024 Aralığında buna tıpatıp benzeyen ve Hamas’ın kabul ettiği “3 Hafta Anlaşması” adlı bir plan olduğundan bahsettim.
Bu planı İsrail ve Filistinli arabulucular, Arap liderlerle birlikte kotarmış ve masaya Hamas’ı getirmişti.
Netanyahu savaşın devamından yanaydı ve son süreçte önemli bir rol oynayan “3 Hafta Anlaşması”nın mimarlarından İsrailli arabulucu Gershon Baskin’e göre Biden yönetimi de “bizim daha iyi bir planımız var” diyerek Hamas’ın yeşil ışık yaktığı plana burun kıvırmıştı.
Hikayenin bu versiyonuna göre Biden’ın planı başarısızdı ve Trump gelene kadar hiç sonuç alınamadı.
Tony Blair nasıl dahil oldu?
Sevgili okurlar bugün size Gazze Barış planının arka planı ile ilgili üçüncü bir senaryodan bahsedeceğim.
Tony Blair isminin bu plana nasıl dahil olduğunu da anlatacağım…
Jamie Rubin Clinton Döneminde Dışişleri Bakanlığı müsteşar yardımcılığı görevini yürütmüş, 2022’den Trump Beyaz Saray’a çıkana kadar bakanlıkta özel temsilci olarak küresel konulara danışmanlık yapmış bir isim.
Rubin’in belki de en dikkat çekici özelliği ise meşhur televizyoncu Christiane Amanpour’un eski eşi olması.
Amanpour ve Rubin youtube’de bu eski eşlik durumunu ti’ye alarak ‘X-Files’ adlı bir program yapıyorlar.
Rubin işte bu programın son bölümünde öyle bir şey anlattı ki!
Dediğine göre bundan bir yıl önce dönemin ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken ile Ortadoğu üzerine çalışmaya başlamış.
Göreve gelir gelmez eski görevleri sırasında iyi bir hukuk geliştirdiği Tony Blair ile kontak kurmuş ve Blair ile Blinken’ı biraraya getirmiş.
Şöyle diyor: “2 Tony’yi bir signal chat’inde buluşturdum. Bu sohbeti T1, T2 ve ben olarak kaydettim. Blair’i bu sürece dahil etmek dahiyane bir fikirdi çünkü Blair Netanyahu ve Arap liderlerle özelden ve son derece samimi bir şekilde görüşebiliyordu.
Blair ve Blinken birlikte bir plan oluşturdular.”
Rubin planı Youtube yayınında ekranda gösterdi. Sayfayı büyütüp okumaya çalıştım. Üzerinde “Prensipler ve çıkarımlar” (Principles and Understandings) yazıyor, tarih 30 Kasım 2024.
Anlattığına göre kendisi, Blinken ve Blair hazırladıkları planı Filistinliler, İsrailliler ve Arap ülkeleriyle müzakere etmeye başlamışlar.
“Aynı plan bir yıl önce hazırdı!”
İddiası şu: Rubin’in Blair ve Blinken ile hazırladığı plan Trump’ın planının tıpatıp aynısı! Yani aynı plan 1 yıl önce hazırdı ve imzalanabilirdi.
Rubin de barışın İsrail’in Katar’da Hamas’a saldırı düzenlemesi yüzünden bir yıl sarktığını söylüyor.
Ancak ortada bir muğlaklık var.
Kabul edilen plan kimin planı?
İsrail ve Filistinli arabulucuların mı, Blinken ve Blair’in mi, Trump’ın mı?
Trump barış getirdim derken aslında Beyaz Saray’a çıktığında zaten var olan planı kendi egosu nedeniyle ötelemiş olabilir mi?
Şayet öyleyse süreç göründüğünden de kırılgan demektir.
Bugünkü rehine takasından sonra Netanyahu her türlü çılgınlığı yapabilir.
Sürecin devamını sağlamak ve güven tesis etmek için Türkiye, Katar ve Mısır’a büyük iş düşüyor.