Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Nagehan Alçı Kılıçdaroğlu susarak, Tekin konuşarak kaybetti
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        CHP olağanüstü kurultayı tam tahmin ettiğim gibi gerçekleşti.

        Ne kavga, ne çarşaf liste, ne genel başkan adayları arasında kakafoni…

        Özgür Özel geçerli sayılan oyların tamamını alarak kesin zaferini ilan etti.

        İspat kurultayı

        Parti belki de hiç olmadığı kadar bir ve bütün bir görüntü verdi dün.

        Özel ve ekibi güçlendi.

        Cuma günü TGRT Haber’de katıldığım yayında kurultay davası ve İstanbul Kongresine ilişkin davanın genellikle iddia edildiği gibi parti içi kavgayı artırmanın aksine CHP’yi hiç olmadığı kadar birbirine kenetlediğini söylemiştim.

        Parti ve CHP tabanı dava süreçlerini iktidara yakın çevrelerin iddia ettiği gibi parti içi kavga olarak görmüyor.

        Bu davaların partiyi yıpratmak için dışarıdan bir müdahale olduğunu düşünüyor.

        Hatta Özgür Özel ve yakın çevresine muhalif olan, eski yönetime yakın göründükleri için dışlandıklarını düşünen isimler de son günlerde Kemal Kılıçdaroğlu ve Gürsel Tekin ile aralarına mesafe koymaya başladılar.

        Rüzgar nasıl döndü?

        Hala Özel yönetimine tepkililer, kurultayda delege pazarlığı yapıldığına da inanıyorlar. Hele İstanbul örgütünde bir dokun bin ah işit durumu var. Canan Kaftancıoğlu döneminde görev almış birçok kişi Özgür Çelik’e küskün ve kırgın.

        Fakat CHP tartışılır ve her gün saldırıya daha açık hale geldiği için bu eleştirilerini paranteze almışlar. Kemal Kılıçdaroğlu’nun sessiz kalması bu çevreleri rahatsız etmişe benziyor.

        Keza benzer bir havayı Gürsel Tekin ile ilgili de alıyorum.

        O nedenle geldiğimiz noktada bu işin kaybedenleri Kemal Kılıçdaroğlu ve Gürsel Tekin.

        İkisi de süreci çok yanlış yönetti.

        Kılıçdaroğlu hiç konuşmayarak, Tekin de çok konuşarak kendi kitlesi nezdinde inandırıcılığını yitirdi.

        Bu saatten sonra bu iki ismin de CHP içinde ve tabanda karşılık göreceğini düşünmüyorum.

        Hikmet Çetin: “Kılıçdaroğlu’na oğlum değil kendim için gittim”

        Dün sabahın erken saatleri. Telefonum çalıyor. Açtım Sayın Hikmet Çetin.

        “Nagehan Hanım sizin katıldığınız programda benim Kemal Kılıçdaroğlu’na oğlumu milletvekili yapmadığı için karşı çıktığım iddia edildi. Size işin aslını anlatayım…

        Konu oğlum değil, benim. Kemal Bey’e seçim öncesi gittim, partime hizmet etmek isterim diyerek başvurma niyetinde olduğumu dile getirdim. Yalnız kendisinden bir ricada bulundum. Dedim ki listeye koymayacaksanız lütfen haber verin. Kemal Bey sadece dinledi, hiçbir şey söylemedi. Sonra listeler açıklandı, baktım haberler geçiyor: Kılıçdaroğlu’ndan Önder Sav ve Hikmet Çetin’e ret. Halbuki ben illa koyun dememişim, koymayacaksanız haber verin demişim.”

        Çetin’e Dışişleri Bakanlığı, TBMM Başkanlığı, CHP Genel Başkanlığı, NATO Özel Temsilciliği gibi birbirinden önemli görevlerde bulunduktan sonra neden tekrar milletvekili olmak istediğini sordum.

        “Partime belki katkı yaparım, bir faydam olacaksa ben hazırım demek istedim, yoksa ne milletvekilliğine ne başka bir unvana ihtiyacım var” dedi.