Açık söyleyeyim bu kadarını beklemiyordum.
ABD Başkanı Trump’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile aralarındaki derin fikir ayrılıklarına rağmen elektriklerinin tuttuğunu, Trump’ın sık sık Erdoğan’dan övgü ile bahsettiğini gördük ancak Beyaz Saray’da dün düzenlenen basın toplantısında ABD Başkanı övgüleri başka bir boyuta taşıdı.
“Suriye’yi eski liderinden kurtaran oydu, 2000 yıldır yapılmaya çalışılan şeyi yaptı” diye efsanevi (heroic) bir yere oturttu Tayyip Erdoğan’ı. “Ona büyük saygım var” diyerek övgülerini sürdürdü.
Zelenski ve Erdoğan buluşmaları: Gece ve gündüz
Burada durup Trump’tan bahsettiğimizi hatırlatmam gerek. Nezaketten hiç nasibini almamış bir lider Trump. Nitekim Erdoğan’ı göklere çıkardığı koltukta Ukrayna lideri Zelenski’i nasıl küstahça yerin dibine batırmaya çalıştığına da şahit olduk.
Ben toplantıyı izlerken Trump’ın Türkiye’ye eşit göz hizasından baktığını gördüm.
Eşit göz hizası
Elbette olması gereken budur ancak maalesef Trump başta uluslararası kurumlar olmak üzere herkese ve neredeyse her ülkeye yukarıdan bakıyor.
İlk dönemindeki Türkiye yaklaşımı ile şimdiki arasında da ciddi bir fark olduğu izlenimine kapıldım. İlk dönem mektup faciası yaşanmıştı mesela. Orada da o üsttenci bakışın net bir damgası vardı.
Şimdi ise bence Türkiye’nin son yıllarda izlediği çok yönlü dış politikanın getirdiği manevra alanından aldığı güce saygı duyuyor. Erdoğan’ı Putin gibi aynı göz mesafesinden bakılacak lider olarak konumluyor.
Türkiye için fırsata çevirmek
Bunun Türkiye için önemli bir fırsat olduğunu düşünüyorum.
Trump ayrımcı, nobran, küstah ve vicdansız tavrı ile adeta bir yürüyen felaket ancak tüm bu olumsuzlukların içinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik tavrı iyi kullanılabilirse hem Türkiye hem de bölge için çok büyük bir kazanım elde edilebilir.
Belli ki Erdoğan ile arasını iyi tutmak istiyor. Belli ki karşılıklı jestlerle ikili ilişkileri derinleştirip Türkiye’yi yakın bir çalışma ortağı olarak konumlandırmayı hedefliyor.
Peki bu ne demek?
Türkiye ne istiyor?
Trump ne bekliyor?
Başlıklardan hangileri sürpriz? Hangilerini Trump tek başına çözebilir?
En büyük sürpriz Heybeliada
Bence en büyük sürpriz Heybeliada Ruhban Okulu başlığı.
F16ları, F35’leri, tarifeleri, Gazze’yi, Ukrayna’yı bekliyordum ancak çantadan 50 yıldır çözüm bekleyen Heybeliada’nın çıkmasını beklemiyordum.
Önceki hafta Patrik Bartholomeos’ın Trump ile görüşmesi Bartholomeos’nun çarpıtılan sözleri üzerinden gündeme geldi halbuki o görüşmenin özeti Ruhban Okuluymuş.
Patrik konuyu açmış, Trump Erdoğan’a söylerim demiş
Yunanistan’ın önde gelen gazetelerinden Kathimirini ve Sky televizyonu İstanbul temsilcisi meslektaşım Manolis Kostidis’e Patrik’in Trump ile bu konuyu konuşup konuşmadığını sordum.
Kostidis, “Evet Nagehan Patrik Trump’a Ruhban Okulu mevzusunu açmış, Trump da bu konuyu Erdoğan’a ileteceğini söylemiş.” dedi.
Yıllardır konuşulan bir mesele bu. AK Parti Hükümetleri döneminde özellikle AB’ye yakınlaştığımız dönemlerde hep gündemdeydi. Bence geç bile kalındı.
Erdoğan bile bu kadarını beklemiyordu
Trump en çok övgüyü Suriye başlığında yaptı. Bence Cumhurbaşkanı bile bu kadarını beklemiyordu. Şara’yı Erdoğan’ın bir uzantısı gibi konumladı ve Türkiye’nin rolünden büyük bir önemle bahsetti ve çok büyük bir duyurusunun olacağını söyledi.
Buradan üç olasılık çıkar: Ya Şara’dan Suriye’nin DAEŞ karşıtı koalisyona katılmasını isteyecek. Ya İsrail-Suriye arasında bir saldırmazlık anlaşmasını ilan ettirecek ya da YPG ile Şara Hükümeti arasında Türkiye’nin istediği minvalde bir anlaşma sözü alacak.
Peki Trump’ın Türkiye’den beklentisi ne?
Ortadoğu’da güvendiği bir ortak olarak konumlandırmak ve birlikte çalışmak. Rusya’ya karşı önemli bir ‘güvenli muhatap’ olarak görüyor Türkiye’yi.
Bir de üretim kapasitesi olarak cazip buluyor. Üretim üssünü Asya’dan Türkiye ve Polonya’ya kaydırmak istiyor.
Buna karşılık Türkiye’nin beklentilerini biliyoruz: F16, F35, Halkbank meselesinin çözülmesi, Caatsa yaptırımlarının kaldırılması, Gazze konusunda İsrail’in frenlenmesi.
İlk iki başlık kongre onayına muhtaç olduğu için kesin bir kazanım şu aşamada söz konusu değil. Caatsa yaptırımlarının kaldırılma olasılığı ile ilgili son derece açık konuştu Trump. Gazze meselesi ise en zor başlık.
Ancak görüşmenin planlanan 1 saati çok aşıp 2 saati geçmesi dialoğun yapıcı olduğunu ve tüm başlıklarda olmasa bile önemli bir kısmında mesafe kat edildiğini gösteriyor.