Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        YSK’nın dün verdiği kararla CHP 24 Eylül’de İstanbul’da Olağanüstü İl Kongresi yapabilecek.

        Bu karar günlerdir süren kaos, gerginlik ve belirsizlikten sonra bulutların yeniden dağılması demek.

        Peki bu durumda ne olacak?

        YSK yine düğümü çözdü

        CHP 21 Eylül’de delegelerin topladığı imzalarla Ankara’da olağanüstü kurultaya gitme kararı almıştı. Şimdi de YSK Asliye Hukuk Mahkemesinin geçici kurul kararına karşı partinin attığı ‘olağanüstü kongre’ hamlesini onayladı.

        Partinin önemli isimlerinden Murat Emir’e “21’inde genel kurultay olacak, ancak İstanbul olağanüstü kongresi ondan 3 gün sonra yapılacak. Bu durumda İstanbul 21’inde ne yapacak?’ diye sordum.

        İstanbulsuz olağanüstü kurultay

        “Biz 21’inde İstanbulsuz kurultay yapacağız, İstanbul kongresi daha sonra olacak. Bu, süreç nedeniyle böyle oldu, tamamen zamanlama ile ilgili" dedi.

        Her ne kadar bazı çevreler şayet 15 Eylül'de mahkemeden mutlak butlan kararı çıkarsa yeni yönetimin partiyi 21’inde kurultaya götürmeme yönünde karar vereceğini söylese de konuştuğum hukukçular ve CHP’liler delegelerin iradesine ket vurulacağı anlamı taşıyacağı için bunun mümkün olmadığını ileri sürüyorlar.

        Bazen tozlar ortalığı öyle kaplar ki etrafı göremez oluruz.

        Halbuki olası bir ‘atama’ kararı ile gelecek mutlak butlanın esasen mevcut yönetime itirazdan kaynaklandığını ve bırakın seçimden kaçmayı ilk fırsatta ‘atanmışlık’tan kurtulmak için seçime gitmesi gerektiğini söylemeye gerek yok.

        Bize yakışmıyor

        Ama iş öyle bir noktaya gitti ki…

        Şu İstanbul’da yaşananlara bakın…

        Bunca kavga, polis ablukası, zorlama…

        Yazık değil mi?

        Etrafınızda tek bir mutlu insan görüyor musunuz? Ülkenin halinden, yaşananlardan rahatsız olmayan, etkilenmeyen var mı?

        Sevgili okurlar günlerdir yaşanan gelişmeler bize yakışmıyor.

        Ana muhalefet partisi binasının polis ablukasına alınması, binanın içinden partililerin çıkarılması, yolların kapatılması…

        Elbette havada uçuşan sandalyeler, su şişeleri, arbede görüntüleri yanlış fakat siyaset kendi mecrasında aksa kendini şiddetle ifade edenlere meydan kalmaz.

        2 fotoğraf her şeyi anlatıyor

        İş giderek daha çetrefil hale geliyor ve bundan demokrasi zarar görüyor.

        Yapmayın!

        Dün iki fotoğrafı yan yana görünce "Kelimelerle kuşanmasak apaçık ortada olanları çok daha rahat görebilir, hayatı çok daha kolay ve dürüst yaşayabiliriz" dedim.

        İlk fotoğrafta Gürsel Tekin ve bir avuç kişi Taksim Anıtına çelenk bırakıyor, ikinci fotoğrafta ise Özgür Özel, Özgür Çelik ve CHP’nin birçok yöneticisi aynı noktada çiçek bırakıp konuşma yapıyor.

        Gürsel Bey’in etrafında taş çatlasa 50 kişi var.

        Özgür Özel ise yüzlerce partili ve vatandaşı toplamış. Meydanda iğne atsan yere düşmüyor.

        Sandık çözer

        Sevgili okurlar, meslek hayatım boyunca hep sandığın ve demokrasinin gücüne inandım.

        Askeri vesayete karşı duruşum da, yargının HEP, DEP ve türevi partileri , Refah Partisi’ni Fazilet Partisi'ni kapatmasına, AK Parti’yi kapatma girişimine itirazım da hep aynı prensipten kaynaklanıyor: Siyasetin alanını genişletme, seçilmişlerin gücünü artırma.

        Demokrasiyi güçlendirmenin icat edilmiş başka bir yolu henüz yok.

        Bunun Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti en canlı ve güçlü örneği.

        Siyasetin alanını büyük mücadeleler vererek genişlettiler, sandığın gücüne inanarak cumhuriyet tarihinin en uzun soluklu ve güçlü hükümetlerini kurdular.

        Şimdi ülkemde yaşananlara bakıyorum ve çok üzülüyorum.

        Nereye gitsem herkes mutsuz. Herkes kaygılı.

        Sadece CHP seçmeni değil, siyasetle hiç ilgilenmeyen gençler de, AK Parti tabanı da, Dem Parti seçmeni de…

        30 yıllık emek 22 gün için miydi?

        Sayın Gürsel Tekin ile partisinin başına ‘atandığından’ beri her gün düzenli konuşuyorum.

        Metanetini ve iyimserliğini koruyor gibi görünse de morali çok bozuk.

        Gürsel Bey bundan sonra kim ne derse desin hakiki bir şekilde ne partisi ne tabanı tarafından kucaklanamaz. Onca yıl verdiği emek, sokak sokak kurduğu temas ve dokunuşların karşılığı bu mu olmalıydı?

        30 yıl inanarak yaptığı siyaset 22 gün içinde heba mı edilmeliydi?

        Sayın Tekin madem "Benim ismimi duyunca memnun olurlar sandım, ben bu partinin öz evladıyım" diyorsunuz, memnun olmadıklarını gördüğünüz halde neden hala ısrar ediyorsunuz?

        Parti sevginizden şüphem yok. Bence ısrarınızdan dönseniz sizi yine kucaklarlar.

        CHP İstanbul İl Başkanlığına yargı kararı ile atama yapılmasına eleştirel bakabilmek için CHP’li olmaya gerek yok. Demokrat olmak yeterli.