Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Nagehan Alçı Kürtçe ile barışmadan Kürtlerle barışılır mı?
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Onca kutuplaşma ve siyasi gerilimin içinde "Bu ülkede hala mucizeler olabilir" dedirten bir girişim Meclis’teki komisyon.

        Sandalyesi olan partilerin ezici çoğunluğunun üye vermesi ve şehit yakınlarından barış annelerine iki ucu da dinleme olgunluğu göstermesi toplumda ve siyasette sağduyunun kaybolmadığını gösteriyor.

        Herkes birbirini saygı ile dinliyor, farklı görüşteki siyasiler birbirinden bir şeyler öğrenmeye çalışıyor, demokratik nezaket ve tolerans ile iletişim kuruluyor...

        Diyalog vahası

        Memleketin geri kalanına oranla adeta bir ‘özgürlük ve dialog vahası’ bu komisyon.

        Too good to be true!

        Gerçek bir demokrasi ve hukuk devleti tesis etmek istiyorsak son dönemde sarılmamız gereken yegane başlık bu.

        Fakat bu başlığın siyasi partilere getirdiği riskler de ortada. İktidar, tabanını hala yeni sürece ikna edebilmiş değil. Bence sonuçlar somutlaşmaya başlayınca ve süreç farklı kesimlere temas ederek anlatıldıkça destek de artacak.

        MHP’nin gönüllü AK Parti’nin gönülsüz olduğu yalanı

        Öte yandan bazı anketleri ileri sürerek "AK Parti gönülsüz, MHP pişman" ya da "MHP istiyor ama AK Parti yokuşa sürüyor" gibi analizler yapanlar ya temennilerini dile getiriyorlar ya da maksatlı şekilde gerçeği çarpıtıyorlar.

        Her şeyden önce MHP’nin olumlu yaklaştığı bu sürece AK Parti’nin gönülsüz olması eşyanın doğasına aykırı. AK Parti Kürt açılımını ve çözüm sürecini başlatmış parti. Bazen bu ülkede her şey birbirine karışabiliyor.

        MHP de şu an büyük bir kararlılık içinde. Hatta komisyon toplantılarını yerinde takip eden meslektaşım Hilal Köylü’nün aktardığına göre MHP’li üyeler "Meclis dışında kalmayı da oyların düşmesini de göze almak pahasına biz bu sürece sahip çıkmaya devam edeceğiz" diyorlar.

        Numan Kurtulmuş’un büyük çelişkisi

        Ancak tablo böyleyken anlamadığım bir nokta var…

        Madem bu risk alındı, madem bu yola çıkıldı o halde neden zikzak olarak anlaşılabilecek çıkışlar yapılıyor?

        Meclis Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş başından beri son derece doğru adımlar attı, komisyonun kurulma aşamasında çok yapıcı bir tavır takındı. Sadece bu meselede değil genel olarak demokrat tavrını bildiğimiz deneyimli bir siyasetçi.

        Komisyon toplantılarında da kimseyi kırmadan sabırla süreci yönetiyor.

        Bu kadar empatik davranırken ve gönülleri kazanmışken son oturumda Barış Annesi Nezahat Teke’nin Kürtçe konuşma talebini neden geri çevirdi Sayın Kurtulmuş?

        Bakıyorum yeni süreçle heyecanlanan Kürt çevreler geçen çarşambadan beri kırgın ve küskün.

        Buna gerek var mıydı?

        Neden o toplantıda 19 yaşındaki kızını kaybetmiş Nezahat Teke’nin konuşmasını Kürtçe yapma isteğini “Gerçi Genel Kurulda değiliz ama Türkçe devam edelim” diyerek reddetti Meclis Başkanı?

        Kayıtlara geçmesi sorun diyenler doğru söylemiyor zira başta Meral Danış Beştaş olmak üzere komisyonun Kürt vekilleri tercümeye gönüllü olmuşlar.

        Kürtçe Genel Kurul'da da konuşulabilmeli

        Bu arada madem toplumsal yüzleşmenin kapılarını açtık o halde bırakın komisyonda konuşulmasını, Genel Kurul'da Kürtçe konuşmak neden hala yasak?

        Kürtçe siyasi propaganda serbest ama 90’ları hatırlatan meclis tabusuna neden devam ediliyor?

        Bu uygulamalar bizatihi Kürt sorununun hala var olduğunu göstermiyor mu?

        Bir dilden, hem de kendi vatanımızda 20 milyondan fazla vatandaşımızın konuştuğu bir dilden korkmak ne ile açıklanabilir?

        Sayın Kurtulmuş o toplantıda Kürtçe konuşulmasına izin vermedi ama şu kıymetli cümleyi kurdu: “Geçmiş acılar yeniden yaşansın istemiyoruz”.

        O halde geçmiş anti demokratik uygulamaları kaldırmakla işe başlamanız gerekmez mi?

        Kürtçe ile barışmadan Kürtlerle barışılır mı?