Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Nagehan Alçı Kuzey İrlanda'da barışın anahtarı kadınlardı
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Çarşamba sabahı DPİ (Democratic Progress Institute/ Demokratik Gelişim Enstitüsü)’nün davetiyle İstanbul’a gelen Kuzey İrlanda Kadın Koalisyonu’nun kurucularından Jane Morrice’i dinlemeye giderken kafamda bir çok soru vardı.

        Morrice eski bir gazeteci. IRA terörünü bitirme sürecinde Kadın Koalisyonunu kurarak siyasete atılmış ve barış görüşmelerinde çok önemli rol üslenmiş bir isim.

        İrlanda’da adeta bir ikon.

        “Ailem terörden korumak için Brüksel’e gönderdi”

        Belfast’ta orta sınıf bir aileye doğmuş, 15 yaşındayken İra ve İngiltere Hükümeti arasında çatışmalar başlamış ve ailesi terör ortamından kurtarmak için mecburen çocuklarını yurt dışına göndermiş.

        "Brüksel’e gittim, orada gazeteciliğe başladım, BBC’ye çalıştım ama aklım hep vatanımdaydı, yaşanabilir bir ülke hayali kurarak geçti yıllarım" diyor.

        Daha sonra Belfast’a BBC muhabiri olarak dönmüş ve çok çatışmalı yıllarda büyük zorluklar içinde gazetecilik yapmış.

        Hikayesini ve mücadelesini çok merak ettiğim bir isimdi Morrice.

        Kendisinden bir çok detay öğrendim.

        Kuzey İrlanda Barışının ikonlarından Jane Morrice
        Kuzey İrlanda Barışının ikonlarından Jane Morrice

        Başka ülkeleri bilirsek kendi sorunlarımızı daha iyi teşhis ederiz

        ‘Terörsüz Türkiye’ sürecinde başka ülke örnekleri üzerine çalışıp düşünmemizin çok önemli olduğu kanaatindeyim.

        Elbette sosyoloji ve dinamikler farklı ama çatışma çözümlerinin yol haritaları benzer.

        Süreler ve sıralamalar değişse de öz değişmiyor.

        Kuzey İrlanda’da İra, İspanya’da ETA, Kolombiya’da FARC, Filipinler’de Tamil Gerillaları’na karşı büyük mücadeleler verildi.

        Oradaki süreçlerde neler yaşandı?

        Bunları bilmek karşımıza burada çıkabilecek engelleri aşmak konusunda bize yol gösterir.

        Bugün Jane Morrice’in Kuzey İrlanda’da kadınların terörü bitirmede oynadığı rol ile ilgili anlattıklarını aktaracağım size…

        Tarihin akışını değiştiren röportaj

        90’lar Belfast.

        Çatışma üzerine çatışma yaşanıyor, İngiltere Hükümeti ve İra arasında kanlı olaylar var.

        Jane Morrice o sıra BBC için bu çatışmaları haberleştiriyor.

        Sonra bir gün bir röportaj geliyor önüne…

        Gordon Wilson röportajı.

        Bir anda gündeme oturan ve barışın yolunu açan efsanevi röportaj.

        Gordon Wilson bir baba.

        Kızı elini tutarken IRA’nın attığı bombayla molozların altında kalıyor. Kızı gözünün içine baka baka ölüyor.

        İşte o Gordon Wilson BBC’ye bir röportaj veriyor ve o röportajda kızı Marie'nin kendisine söylediği "Kin beslemiyorum" sözünü aktarıyor, katillerinin affedilmesi için yalvarıyor!

        Tabii bu haykırış Belfast’a bomba gibi düşüyor.

        Hayat duruyor.

        Kızını elini tutarken kaybetmiş bir baba başka çocuklar ölmesin diye acısını kalbine gömüp böyle bir çıkış yapınca Kuzey İrlanda’nın dört bir yanında affetme, uzlaşma ve değişim sloganları atılmaya başlıyor.

        İşte bu en büyük kırılma anlarından biri.

        AB’nin rolü

        Jane Morrice’e göre başarıya giden ikinci kırılma anı ise Avrupa Birliği’nin bu süreçteki rolü.

        “AB kaynağı ve desteği sayesinde öncelikle terminolojiyi değiştirdik, İrlanda Barış süreci deniyordu sanki savaşan tek taraf İrlanda gibi. AB hem dilin değişmesinde yardımcı oldu hem de halklar ve sınırlar arası barış projeleri geliştirdi.

        Kadınların barışa katkı sağlama fikri de AB’den geldi.”

        Ve Kadınlar Koalisyonu kuruluyor

        Nisan 1996’da Jane Morrice sadece kadınlardan oluşan bir siyasi parti kurmaya karar vermiş.

        Komünist, dindar, muhafazakar, liberal… Her görüşten kadını bir araya getiren bir çatı organizasyon.

        Siyasi parti üyelerini de çağırmışlar, siyasette hiç bulunmamış kadınları da… Gazeteciler, akademisyenler, politikacılar, ev kadınları, genç, yaşlı bir çok kişi gelmiş ve Kadınlar Koalisyonu kurulmuş.

        O sıralarda barış süreci ortamında İrlanda’da bir seçim sistemi değişikliğine gidilmiş. Bu değişiklik barış müzakerelerine seçimden galip çıkan ilk 10 partinin katılmasını mümkün kılıyormuş.

        Kadınlar Koalisyonu büyük bir motivasyonla seçime girmiş ve dokuzuncu parti olarak çıkıp müzakere masasına oturmuş.

        “Biz kadınlar taraflar arasında yapışkan görevi gördük”

        “Biz o masada katı ve birbirinden çok farklı taraflar arasında bir yapışkan, bir köprü görevi gördük. Kadınlar Koalisyonu olmasa Hayırlı Cuma Anlaşması da olmazdı” diyor Morrice.

        Hayırlı Cuma Paskalyaya özellikle mi denk getirildi?

        Hep merak ettiğim bir soruyu nihayet Jane Morrice ve toplantıya katılan Türkiye’nin İrlanda Büyükelçisi Claire Brosnan’a sorma fırsatı buldum…

        Hayırlı Cuma Anlaşması neden Hayırlı Cuma Anlaşması? Yani neden Paskalya pazarından önceki cuma olan ‘hayırlı cuma’ gününde yapıldı bu anlaşma? Din faktörünü de işin içine katma motivasyonu var mıydı?

        Yokmuş, hatta dönemin ABD Başkanı Bill Clinton tarafından Kuzey İrlanda’da barışı sağlamak için atanan senatör George Mitchell’in oğlunun doğumuna göre ayarlandığı söylenirmiş, Mitchell doğum için ABD’ye gitmiş ve döndüğünde anlaşma imzalanmış.

        Bu arada paskalyayı daha ziyade Katolikler kutluyor, zaten Protestanlar Hayırlı Cuma değil Belfast Anlaşması diyorlarmış.

        Peki 1998’de imzalanan anlaşmadan sonra neler yaşandı?

        Kadın Koalisyonu ne yaptı?

        En zor başlıklar nelerdi ve silahların imha süreci neden 7 yıl sürdü?

        Devam edeceğim…