Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Nagehan Alçı Gershon Baskin: "İsrail ve İran halklarının birbirine düşmanlığı yok"
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Maalesef Ortadoğu’da savaş barış kadar rutin neredeyse.

        Bu coğrafya çok kan, çok ölüm, çok gözyaşı gördü.

        İsrail’in saldırısı ile başlayan İran-İsrail savaşı bir haftasını bitirdi. Bombalar, füzeler, tehditler ve yok olan hayatlarla geçen bir hafta…

        Kim bilir kaç hafta, kaç ay, belki yıl geçecek böyle…

        İsrail’in Gazze’deki soykırımı neredeyse iki yıldır tarihin utanç sayfalarının başköşesine yazılacak şekilde devam ederken başlattığı bu savaş hepimizi derinden etkileyebilir.

        Peki hiç umut yok mu?

        Dr. Gershon Baskin dünya medyasının yakından tanıdığı bir isim. Hayatını Filistin-İsrail barışına adamış, Şubat 2025’te Samer Sinijlawi ile İki Devlet İttifakı’nı kurmuş, Hamas ile İsrail devleti arasında 2005-2011 yılları arasında İsrailli asker Gilat Şalid ile ilgili müzakereleri yürütmüş isim.

        Aralarında Baskin’in de olduğu bir grup İsrailli ve İranlı entelektüel geçtiğimiz hafta sosyal medya üzerinden bir imza kampanyası başlattılar ve "Biz İran ve İsrail halkları barış içinde yaşamayı hak ediyoruz, savaşı sonlandırın, diplomasiye dönün" çağrısı yaptılar.

        İsrail’den çıkan bu sağduyulu sese kulak vermenizi istedim ve Baskin’e bir röportaj yapmayı teklif ettim. Beni kırmadı, Kudüs’teki evinden sorularımı hem Habertürk TV hem de bu köşe için yanıtlamayı kabul etti.

        Bence söylediği en çarpıcı şey şuydu:

        “Biz İsrail ve İran halkları düşman değiliz, rejimler düşman. Barış isteyenlerin sesi daha çok çıkmalı. Netanyahu ülkesini felakete sürüklemeye devam ediyor.”

        “Rejimlerin düşmanlığı bu”

        - Çok zor zamanlardan geçiyorsunuz. Bize Kudüs’teki havayı anlatır mısınız? Savaş atmosferi var mı?

        Evet bir savaş atmosferi var. İnsanlar mümkün olduğunca evlerinde sığınağa yakın yerlerde ve güvenli alanlarda kalıyorlar. Dün gece çoğu kişi uyurken alarmlar çaldı, sığınaklara indik, bu sabah yeniden bir saldırı oldu. İsrail hava savunma sistemi füzelerin birçoğunu yakalayabiliyor ama hepsini değil. Çok can kaybı yok çok şükür fakat fiziksel kayıplar fazla öte yandan diğer tarafta İran'da çok kayıp olduğunun farkındayız maalesef. İsrail'de belki çoğunluk değiliz ama hatırı sayılır sayıda kişiyiz savaşın alternatifi olduğuna inanan. İsrailli ve İranlılar barış içinde yaşayabilmeli. Bizim halklar olarak birbirimize bir düşmanlığımız yok. Rejimlerin düşmanlığı bu.

        “İran’ın nükleer faaliyetlerini ilerletmesinin baş sorumlusu Netanyahu’dur!”

        - Birkaç gün önce aralarında sizin de bulunduğunuz İsrailli ve İranlı bir grup entellektüel çok kıymetli bir inisiyatif başlattı. Sosyal medyada bir mektup yayınlayıp barışı sonlandırma çağrısı yaptınız ve imza kampanyası başlattınız. Sizlerin sesi ne kadar güçlü? Diplomatik bir çözüme yakın mıyız sizce?

        Evet bir süre önce bir grup İranlı ve İsrailli barış yanlısı ismin başlattığı bir imza kampanyası bu. Etkili olur mu bilmem ama bence çok önemli bir girişim. Savaş tek yol değildir. İran'ın nükleer faaliyetleri var ancak bildiğim kadarıyla henüz bir atom bombası yapma kararı almadı. 30 yıldır nükleer programı var ve hala bomba üretmedi. Eğer isteselerdi bu kadar sürede herhalde yaparlardı Kuzey Kore ve Pakistan gibi. Ama nükleer faaliyetlerinde kaygı verici bir artış var.

        Fakat unutmayalım bu faaliyetleri kısıtlamak için bir müzakere süreci vardı, Netanyahu ABD Başkanı Trump'ı müzakerelerden çekilmeye ikna etti. İran'ın nükleer faaliyetlerini bu kadar ilerletmesinin baş sorumlusu Netanyahudur! Şu an Netanyahu'nun yanlış kararlarının sonuçlarını yaşıyoruz.

        - CNN'den Christiane Amanpour Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Başkanı Rafael Grossi'ye İran'ın nükleer faaliyetlerini sordu, Grossi ellerinde İran'ın nükleer silah peşinde olduğuna dair bir kanıt olmadığını söyledi. Netanyahu İran'a saldırmak için doğru ya da yalan da olsa bir bahane arıyor gibi görünüyor...

        İran nükleer çalışma yapıyor, yapmıyor diyemeyiz, yüzde 60'a yükselttiler, yüzde 90'a çıkarmaları çok uzun sürmeyebilir. O nedenle İran'ı uluslararası anlaşmalara uyması için yeniden masaya getirme girişimleri olmalı. Diplomasi bunu sağlamalı.

        “Netanyahu’ya artan destek kısa vadeli”

        -Netanyahu'ya yönelik ciddi protestolar vardı İsrail'de. Gazze'de yaşananalar da son dönemde vicdanları epey yaralamaya başlamıştı. Bu yeni başlayan savaş insanların Netanyahu'ya bakışını nasıl etkiledi? ‘İran'a saldırma cesareti gösteren lider’ olarak desteğini artırdı mı ‘ülkesini savaşa sokan siyasetçi’ olarak tepki mi çekti?

        Netanyahu istihbaratın ve ordunun gösterdiği başarılar nedeniyle kredi kazandı toplumda. İran'a ilk etapta verdiği zarar ona desteği artırdı ama ben bunun kısa vadeli olduğunu düşünüyorum. Dünya İsrailliler için giderek küçülüyor, dünyanın farklı yerlerinde halklar ve uluslararası toplum İsrail yönetiminin adımlarına tepki gösteriyor ve bu İsraillilere mal ediliyor. Gazze'de ve İran'da yapılanlar dünyanın belli bölgelerinde İsraillilerin hayatını çok zorlaştırıyor.

        - Sizce bu durum Netanyahu'nun iktidardan düşmesine sebep olabilir mi?

        Çok fazla değişken var, savaş nereye evrilecek bilmiyoruz. Şayet İran’da rejim değişikliği gerçekleşirse Netanyahu tüm Batının gözünde kahramanlaşır. Eğer savaş derinleşir ve zararlar artarsa Tel Aviv, Kudüs Hayfa'da ölümler olursa o zaman Netanyahu'ya destek ciddi oranda düşer. Şu an her şey belirsiz, savaş Netanyahu'nun ABD'nin dahil olması hayalleri ile sürüyor.

        “Hamas İsrail’e, İran da ABD’ye teslim olmayacak”

        - Sizce ABD bu savaşa dahil olacak mı?

        Trump'ın destekçileri arasında katılma yanlısı ve katılmama yanlısı olanlar var. Unutmayalım Trump bir izolasyonist. ABD'yi önceliyor. Yardımcısı JD Vance ABD'nin dışarıda savaşmasına kesinlikle karşı. Diğer tarafta Trump destekçisi Evanjelistler var ve onlar ABD'nin savaşa girmesini istiyor. Beyaz Saray'da çok güçlüler. Bence Trump henüz kararını vermedi. Tehdit etmeyi çok seviyor ve tehditlerinin İran'ı korkutup pes ettireceğini böylelikle ABD'nin de savaşa girmesine gerek kalmayacağını düşünüyor. Ama gerçekçi olalım... Hamas İsrail'e, İran da Amerika’ya teslim olmayacak.

        - Bu durumda savaş kolay bitmez. ABD'nin müdahil olmasına insanlar nasıl bakıyor? Bu, savaşı uzatıp derinleştirebilir endişesi var mı İsrail'de?

        Kesinlikle derinleştirir. Kaldı ki ABD'nin müdahil olması dünyanın dört bir tarafındaki ABD askerlerini, yetkililerini vs de hedef haline getireceği için başka tehditleri de ABD açısından beraberinde getirir. Amerikalıların hayatlarına mal olabilir bu karar. Her açıdan hem İran hem İsrail'e bu savaşı bitirip diplomasi masasına dönmek için baskı yapılmalı.

        - Arabulucu ya da arabulucular çözüm getirebilir mi? Getirebilirse arabulucu kim olabilir?

        İki tarafın da güvenine sahip bir aktör olması lazım. Farklı ülkelerin talepleri geldi. Bence ABD savaşı bitirmeye kararlı olursa arabulucu olarak girip bitirebilir. Bu savaş başlamasa İran ve ABD arasında 6. tur görüşmeler olacaktı. Şayet Trump daha önce verdiği sözü tutup barışın mimarı olmak ve Nobel'i almak istiyorsa bu onun için çok iyi bir fırsat. Bunu hem İsrail ve Hamas hem de İsrail ve İran arasında yapması gerekiyor.

        “Trump savaşı bitirme kredisini kendi dışında birine vermez”

        -Sizce Türkiye arabuluculuk yapabilir mi?

        Sanmıyorum çünkü İsrail ile ilişkileri çok gerilimli. Hükümetler arasında güven ilişkisi yok. Türkiye de bu savaşın bir an önce bitmesini istiyor ama köprü görevi görecek bir ilişki tarzı yok İsrail ve Türkiye arasında.

        - Öyle ama Türkiye ile iyi ilişkiler kurmak isteyen ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan her fırsatta övgü ile bahseden Trump Türkiye’nin arabuluculuğu konusunda bastırırsa?

        Belki olabilir Trump Erdoğan ile ilgili hep çok olumlu konuşuyor ancak savaşı bitirme kredisini kendi dışında birine vermek isteyeceğini sanmam.

        “Gazze’de yaşananlar tarihin gördüğü en büyük felaketlerden biri”

        - Gazze ile ilgili bir soru sorayım siz Gazze'de barış için büyük emek veriyorsunuz. İki devletli çözüm inisiyatifi geliştirdiniz. Bu savaş Gazze'deki durumu nasıl etkiledi?

        Gazzeliler maalesef her gün İsrailliler tarafından öldürülmeye devam ediyor. Hala Hamas'ın elinde rehineler var. Dün akşam arabulucularla görüştüm rehine takası konusunda müzakereler sürüyor. Ancak maalesef Gazze'de pek umutlu değilim. Gazze'deki savaş İsrail'deki hükümete ve Hamas'ın iktidarına yarıyor ve insanlar ölmeye devam ediyor. Bu bir felaket. Tarihin gördüğü en büyük felaketlerden biri. İnsanlar Gazze'de açlıktan ölüyor. Su yok, barınak yok, okullar yok, hastaneler yok, bina kalmadı.

        Bu sorunun tek çözümü iki devletli seçenektir.

        - Siz 'Nehirden denize 2 devlet olacak, Filistin özgür kalacak' sloganını kullanıyorsunuz.

        Evet, tüm dünyada bu slogan hakim olursa bu savaş biter.

        - İran ile savaş başlayınca İsrail'de insanlar Gazze'yi daha iyi anlamaya başladı mı?

        Maalesef hayır. Gazze'deki masum insanlar için empati göstermeliyiz, hayatlarını yakınlarını her şeylerini kaybettiler. İsrail'de de hayatlarını yakınlarını kaybedenler var, onlara da empati göstermeliyiz. Karşılıklı yaraların sarılması için trajedileri ve çekilen acıları anlama çabası gerekiyor.

        - Dr. Baskin çok teşekkürler…