Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Nasuhi Güngör Bu süreç neden farklı?
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan dönüşünde meslektaşlarımıza önemli açıklamalarda bulundu. Kuşkusuz gündeme damgasını vuran kısmı, erken seçim ve kendi adaylığına dair sözleriydi.

        “Yeni anayasayı kendimiz için değil, ülkemiz için istiyoruz. Benim tekrar seçilme veya tekrar aday olma gibi bir derdim yok. Atacağımız adımlarla ülkemizin itibarını nasıl yükseltiriz, derdimiz bu.”

        Bu mesajın, özellikle muhalefet tarafından gündemde tutulan bazı konulara son derece net bir cevap içerdiğini düşünüyorum.

        Öncelikle söylemini yeni anayasa zeminine oturtması dikkat çekici. Zira özellikle CHP’nin tezi, anayasa değişikliği talebinin, bir anayasa yapmaktan çok Erdoğan’ın adaylığını sağlamaya dönük olduğu şeklinde. Cumhurbaşkanının “Kendimiz için değil, ülkemiz için istiyoruz” vurgusu bunu net olarak ortaya koyuyor.

        “Benim tekrar seçilme veya tekrar aday olma gibi bir derdim yok.” ifadesi ise bir aday olmama beyanı olarak okundu kimi çevrelerde. Böyle düşünmüyorum. Sürekli olarak işin kendisinin şahsı etrafında tartışılmasına verilen bir cevap sadece. Diğer yandan ise ülke gündemini sürekli meşgul eden, özellikle de ekonomik süreçleri doğrudan etkileyen “erken seçim” tartışmalarına nokta koymak. Nitekim aynı konuşmada erken seçimle ilgili “Türkiye’yi böyle bir badirenin içerisine sokmayız, buna gerek yok” cümlesi de var.

        ANNELERE MÜJDE

        Cumhurbaşkanı, Macaristan dönüşündeki açıklamalarında Terörsüz Türkiye sürecine dair de değerlendirmelerde bulundu. “Diyarbakır annelerinin artık gözü yaşlı değil, onlar da artık mutluluğu tatsınlar, yaşasınlar istiyoruz. Yakında anneler evlatlarıyla kucaklaşacaklar.” müjdesini aktaralım öncelikle.

        Gelinen noktada silahların bırakılması ve tesliminin önemine işaret ederken DEM Parti’ye yönelik değerlendirmeleri dikkat çekici.

        “Silah vesayetinden kurtuldukça, DEM Parti de siyasi mücadelesini çok daha farklı bir şekilde sürdürme fırsatını yakalıyor. Siyaseti çok daha güçlü bir şekilde sürdürebilmesi DEM’e yeni avantajlar sağlayacaktır. DEM’in de yeni dönemde farkını ortaya koyması hem kendi tabanları için, hem ülkemiz için hayırlı olacaktır.”

        DEM Parti’nin süreçle birlikte yaşaması muhtemel değişime işaret ediyor Cumhurbaşkanı. Başından itibaren sürecin demokratik siyaseti daha da güçlendireceği vurgusunu yapmıştı.

        SURİYE VE YPG

        Terörsüz Türkiye sürecinin en kritik noktalarından birisi Suriye’deki gelişmelerin seyri. Erdoğan, örgütün kendisini feshetme ve silahları bırakması yönündeki çağrısının, sadece belli bir yapıyı değil, bölgedeki tüm uzantılarını kapsadığını başından itibaren ifade ediyor.

        Peki Suriye’deki süreç nasıl ilerliyor?

        “YPG, Şam'da yapılan 8 Mart mutabakatına mı sadık kalacak? Yoksa her ikisini beraber mi yapacak? PKK’nın silah bırakma ve fesih süreci örgütün Suriye kolunu da kapsamaktadır.”

        Önümüzdeki günlerin bu anlamda kritik olduğuna dikkat çekerek özellikle YPG konusunu çok ama çok yakından takip ettiklerini vurguluyor Cumhurbaşkanı Erdoğan. Şam yönetiminin dikkatini bu konudan ayırmaması gerektiği uyarısını da ekliyor.

        Kuşkusuz yaşanan sürece dair pek çok beklenti olduğu gibi, eleştiri ve olumsuz görüş de var. Bu tür süreçlerde aksi zaten mümkün olamaz. Sonuç itibarıyla yarım asırlık bir sorunun kaynağı olan terör örgütünün kendisini feshetmesinden söz ediyoruz. Bir derneğin kapatılması gibi anlaşılacak bir konu değil bu.

        FARK TÜRKİYE'NİN GÜCÜ

        Alıntılar yaptığım konuşmada Cumhurbaşkanının dikkat çektiği bir başka nokta, sorunların çözümünde önemli bir dinamiğe işaret ediyor. Hatta ana dinamik demek daha doğru olur.

        “Türkiye güçleniyor, güçlendikçe de etkinliği artıyor. Bu değerlendirmeler, Türkiye'nin uluslararası arenadaki stratejik önemini ortaya koyuyor.”

        "Yeni sürecin öncekilerden farkı yok, yine gelip bir yerde tıkanacak" tezini savunanların yanıldığı nokta burası. Türkiye’nin bölgesel etkinliği ve küresel düzeyde kurduğu ilişkiler, bunların ortaya çıkardığı kendisine yönelik beklentilerle birlikte değerlendirilmeli.

        Terörü ya da benzeri bir tehdidi Türkiye’ye karşı kullanma arayışında olanların gözardı edemeyeceği gerçek bu. Dünya medyasında ortaya çıkan değerlendirmeleri dikkatle okuyan herkes, bu yeni durumu daha yakından görebilir.

        Bu analizlerin hepsi, Türkiye’nin gücünden hoşnut olanların ortaya koyduğu düşünceler değil elbette. Kimisi için tedirginlik kaynağı, kimisi için yeni bir ittifakın penceresi.

        Sözü güçlü Türkiye’nin. İtibarı yüksek ve oynadığı rollerin hakkını verme konusunda da istikrarlı bir çıkış yakaladı. Bu iş yine olmaz diyenlerin odaklanması gereken asıl nokta burası.