Neden kahveden ziyade çayı tercih etmelisiniz?
Sorumuz şu: Bir sonraki fincanınızı kahveyle değil de çayla doldurmanız neden daha iyi bir seçim olsun?
Kahve ve çay dünyanın en popüler içecekleri.
Ve bunun iyi nedenleri var.
Birçok araştırma düzenli olarak kahve veya çay içen insanların içmeyen insanlara göre daha uzun yaşadıklarını ve daha az sağlık sorunu yaşadıklarını gösteriyor. Kahve genel olarak dünyada çaydan daha popüler olsa da, odaklanmaya yardımcı olan benzersiz bileşenlerle dolu çay da aynı derecede kahveye güçlü bir rakiptir.
O zaman bir sonraki fincanınızı çayla doldurmanız neden daha iyi bir seçim olsun?
Daha düşük kafein, daha az yan etki
Çaya geçmeye değebilecek ana nedenlerden biri, daha düşük kafein içeriği. Kafein bazıları için odaklanmayı keskinleştirebilir ve uyanıklığı artırabilir, ancak çoğu insan için aşırı tüketimin yan etkileri faydalarından daha ağırdır. Gerginlik, uykusuzluk ve hatta kalp çarpıntısına neden olur. FDA günlük 400 miligramlık bir kafein limiti öneriyor: Bir çay bardağı 100 ml, bir su bardağı ise 200 ml alır. Ancak bazı insanlar yaş, cinsiyet, genetik veya ilaçlar nedeniyle kafeine karşı çok daha hassas olabilir. Kafeinin yan etkileri gerçekten de kahveden uzak durmak istemenizin birincil nedeni olabilir.
İşte çayın parladığı yer. Tipik bir fincan çay, ortalama bir fincan kahvede bulunan 80 ila 100 miligram kafeine kıyasla, türüne bağlı olarak 20 ila 60 miligram kafein içerir. Doğal olarak kafeinsiz olan bitki çayları da rahatlatıcı bir alternatif olabilir. Örneğin papatya sakinleştirici etkisiyle bilinirken, rooibos antioksidanlarla doludur.
Çay da daha fazla antioksidan var
Hem kahve hem de çay biyoaktif bileşikler (sağlığı destekleyen bitki bazlı kimyasallar) açısından zengindir, ancak çay özellikle çok çeşitli antioksidanlarıyla öne çıkar. Bu bileşikler kalp hastalığı, diyabet ve bazı kanser türlerinde riski düşürür. Örneğin yeşil çay, hücre sağlığını destekleyen ve yaşlanmayı yavaşlatabilen güçlü bir antioksidan olan epigallokateşin gallat açısından özellikle zengindir. Siyah çaylar ise kardiyovasküler sağlığı destekleyen bileşikler olan teaflavinlerle doludur.
Avustralya'daki Newcastle Üniversitesi'nde beslenme araştırmacısı olan Emma Beckett: Meyve ve sebze yediğimizde biyoaktifler alırız ve bunlar sağlığımız için iyidir. Bir fincan çay yaptığımızda da aynı etki olur. Çay yapmak, kurutulmuş çay yapraklarındaki biyoaktifleri çıkarmak ve bunları vücudumuza çok hızlı bir şekilde almak için çok etkili bir yoldur. Eğer sebze yemeyi sevmiyorsanız ya da meyve yemeye vakit bulamıyorsanız, çay, meyve ve sebzelerde olduğu gibi biyoaktif bileşikler elde etmek için harika bir içecektir, diyor.
Araştırmalar, kronik hastalık riskinin azalmasından daha uzun yaşam sürelerine kadar çay içmekle ilişkili sağlık yararlarının çoğunun bu biyoaktiflere atfedilebileceğini gösteriyor. Beckett, “bu yüzden fazla çay içen toplumların daha uzun yaşadığını görüyoruz” diyor.
Çay sizi nasıl sakinleştirir?
Kahve ve çay arasındaki en büyük farklardan biri, L-theanine adlı bir molekülün varlığıdır. Beckett'a göre çay yapraklarında bulunan bu protein olmayan amino asit, insanların sakin kalarak daha uyanık hissetmelerini sağlayan madde. Kafein ve L-theanine kombinasyonu sayesinde çaydan potansiyel olarak daha fazla verim alabilirsiniz. L-theanine molekülü kaygıyı azaltıyor ve kendinizi iyi hissetmenizi sağlıyor. L-theanine'in beyin sağlığı üzerinde de kayda değer etkileri var. Araştırmalar, bilişsel performansı artırdığını, stresi azalttığını ve hatta uyku kalitesini artırabileceğini gösteriyor.
Sonuç olarak...
Kahve ve çay arasındaki seçim genellikle kişisel zevk ve yaşam tarzına bağlıdır. Hangisini tercih ediyorsanız onu için elbette. Eğer ikisini de seviyorsanız, ikisini de için, çünkü ikisinden de biraz farklı faydalar elde ediyorsunuz gibi görününyor. Her şey beslenme düzeniyle ilgili. Ancak daha yumuşak bir kafein, antioksidan takviyesi ve dikkatli bir ritüel arayanlar için çay daha sağlıklı bir demleme olabilir.