Haftanın Kitapları
Biyografiden öyküye, araştırmadan romana, anıdan şiire bu hafta da pek çok kitap okurla buluştu. İşte yeni çıkan kitaplar arasından sizin için seçtiklerimiz... Keyifli okumalar...

OLUR ÖYLE - DÖKÜNTÜLERİM
(Ali Tanrıverdi)
Çakalarla Dans serisi, Aşk Geliyorum Demez, Deliormanlı, Aşk Mevsimi, Görevimiz Tatil gibi sevilen filmlerde imzası bulunan senarist-yönetmen Ali Tanrıverdi'nin şiir kitabı 'Olur Öyle - Döküntülerim' Çınar Yayınları'ndan çıktı. Tanrıverdi'nin şiirleri okurların hayata ve ayrıntılarına bambaşka bir gözle bakması için pencereler açıyor: "Nahif olanı taşlıyoruz bugünlerde / Cahil olan yükselirken nahiflerin omuzuna basarak. / Güzel düşünenler kovulurken temiz yaşantılardan, / Kirli camlara retro diyor aklı yarımlar. / Sevgilerden bahsedenler beş para etmezken / Dolar kurları koyuluyor başına; / Beş para etmeyen fikirlerin. / Şiir okuyanı dövüyor, devrik cümleciler, / Yakışıklı kelimeler, yakılıyor herkesin ortasında..."

CSUTORA - ŞAHSİYETLİ BİR KÖPEĞİN HİKAYESİ
(Sándor Márai)
Her şey burjuva bir kocanın, eşine son anda bir Noel hediyesi olarak yavru köpek getirmesiyle başlar. Başlangıçta evdeki herkes köpeğin büyüsüne kapılır, ona bir biblo gibi davranırlar, istediklerinde kucaklarına alırlar, canları sıkıldığında da bırakırlar. Hayvan büyüdükçe, özellikle onun safkan bir Puli değil de melez bir köpek olduğunu öğrendikten sonra ev halkının tavrı gitgide değişir. Her türlü disipline kayıtsız, özgürlüğüne düşkün Csutora’ysa evcilleştirilme çabalarına isyan eder, eğilip bükülmeden kendi bildiğini okur. Ancak kulağa ilk başta biraz komik ve eğlenceli gelen bu durum bir felaketle sonuçlanır. Macar edebiyatının usta kalemi Sándor Márai’den dokunaklı olduğu kadar komik, anarşist bir köpek romanı Can Yayınları'ndan çıktı.. The Washington Post, yazar için şunları söylüyor: “Márai, Gabriel García Márquez’le aynı kulvarda yer alan en büyük modern romancılardan biri.”

İYİ İNSANLAR KÖTÜ DÜŞÜNÜNCE
(Steven Nadler-Lawrence Shapiro)
Kötü düşünen insanlardan müteşekkil bir toplulukta iyi düşünmeyi teşvik etmenin en iyi yollarını arayıp bulmak psikologların görevi olabilir. Fakat hangi düşünme biçimlerinin neden iyi olduğunu tespit etme felsefecilerin işidir. Çok ters giden bir şeyler var. Dünyanın dört bir yanında endişe verecek kadar çok sayıda yurttaş çılgınca, hatta tehlikeli fikirlere kapılıyor. Aşıların otizme neden olduğuna inanıyorlar. İklim değişikliğinin bilimsel bir aldatmaca olduğunu, COVID-19’un yayılmasından ise 5G’nin sorumlu olduğunu düşünüyorlar. Daha da kötüsü, kötü düşünceler kötü eylemlere yol açıyor; akıl almaz tartışmalara, saldırılara tanıklık ediyoruz. Steven Nadler ve Lawrence Shapiro, bu salgın haline gelmiş kötü düşüncenin panzehrinin felsefenin bilgeliği, içgörüleri ve pratik becerileri olduğunu savunuyor. Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan İyi İnsanlar Kötü Düşününce, akıldışılığın ölümcül bir etkiyle patladığı bir dünyada, akla dönül için olağanüstü bir rehber.

DAMOKLES’İN KARANLIK ODASI
(Willem Frederik Hermans)
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'ndan çıkan Damokles’in Karanlık Odası, İkinci Dünya Savaşı üzerine yazılmış en üstün romanlardan biri olarak kabul edilir. Nazi işgali altındaki Hollanda’nın Voorschoten kasabasında bir tütün dükkânı olan Osewoudt, kendisine tıpatıp benzeyen Dorbeck adında bir direniş örgütü mensubuyla tanışır. Dorbeck verdiği talimatlarla onun Gestapo’ya ve Hollandalı işbirlikçilere karşı saldırılarda görev almasını sağlar. Ancak savaştan sonra Osewoudt işbirlikçi olarak yakalanır. Dorbeck ise kayıplara karışmıştır. Osewoudt’un masumiyetini kanıtlamak için ona ihtiyacı vardır. Dorbeck’in gerçekten var olup olmadığını bilmenin hiçbir yolu yoktur. Willem Frederik Hermans’ın 1958 tarihli yapıtı, gerilim romanı kisvesi altında hakikatin bilinemezliği üzerine felsefi bir tartışma sunar. Okurla buluştuğu andan itibaren büyük ilgi görmüş, 1962’de İngilizceye çevrilmiş, Hollandalı yönetmen Fons Rademakers tarafından 1963’te sinemaya uyarlanmış, ayrıca John Le Carré’nin ünlü Soğuktan Gelen Casus adlı romanına da ilham vermiştir.

ANİMOSA
(Merve Şentürk)
Kendini kaybettiğini hisseden, hayatta tekrar eden döngülerle baş etmeye çalışan, yaşadığı zorlukların “nedenini” merak eden herkes için yeni bir rehber niteliğindeki Merve Şentürk’ün ilk kitabı 'Animosa', Nemesis Kitap etiketiyle okurlarla buluştu. İçsel dönüşüm yolculuğuna samimi bir eşlik sunan 'Animosa', kişisel farkındalığın, astrolojik etkilerin, kolektif enerjilerin ve yaşamın görünmeyen katmanlarının iç içe geçtiği bir bilinç pusulası niteliğinde. Yazar, kendi deneyimlerinden damıttığı iç görülerle, okuyucuyu yalnızca bilgisel değil, sezgisel bir düzlemde de beslemeyi hedefliyor. Yaşamda sıkıştığımız döngülerin ardındaki anlamı, başarısızlık gibi görünen anların içindeki potansiyeli ve “tesadüf” sandığımız olayların aslında ruhsal bir planla nasıl örüldüğünü anlatıyor...

YARININ BAHÇE KENTLERİ
(Ebenezer Howard)
Ebenezer Howard'ın Yarının Bahçe Kentleri adlı ikonik kitabını, Arketon Yayınları'ndan çıktı. Kitap, Howard'ın "Bahçe Kent" ütopyası ile bu ütopyanın hayata geçmiş hali olan Letchworth'u peş peşe sunan iki bölümden oluşuyor. Yarının Bahçe Kentleri (Garden Cities of To-morrow) adını taşıyan metnin yer aldığı ilk bölüm, kitabın ana gövdesini oluşturuyor. Kitabın ikinci kesiminde ise, okurun, "Bahçe Kent" kuramının nasıl hayat bulduğunu görmesini sağlayacak ek bir bölüm bulunuyor. Bu bölüm, Robert Fishman'ın "Bahçe Kent'i İnşa Etmek" başlıklı metniyle başlıyor, bunu, Letchworth'un mimarlarının tasarladığı yerleşim planından ev projelerine, inşa sürecinde ve çeşitli dönemlerde çekilmiş fotoğraflara, tanıtım ve iletişim çalışmalarına, hatta Letchworth'daki yaşamı anlatan dokümanlara uzanan görsellerin yer aldığı sayfalar izliyor...

OVA MÜLAKATLARI
(Enes Nilüfer)
Enes Nilüfer’in kaleminden okurla buluşan ilk roman Ova Mülakatları, Ketebe Yayınları’nın edebiyat dizisinde yerini aldı. Roman, okuru taşra, gizli inançlar, sır dinleri ve birey arasındaki hassas dengelere dair bir sorgulamaya davet ediyor. İstanbul Karagümrük’te başlayıp Şanlıurfa’nın sınır ilçelerine uzanan bu hikâye hem fiziksel hem zihinsel bir yolculuğun haritası. Roman, iki kuşak önce taşradan varoşa göçmüş orta halli bir ailenin ilk üniversite mezunu Eşref’in çay ocağındaki bir gazetede gördüğü tarihi eser kaçakçılığı haberi üzerine Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesine doğru yola çıkmasıyla başına gelen olayları konu ediniyor. Ova Mülakatları; post-truth çağda bilgi, otorite ve inancın nasıl çarpıtılabildiğine dair bir alegori. Kültürel miras ile bireysel mirasın birbirine karıştığı, gözlemci ile gözlemlenenin yer değiştirdiği bir yüzleşme anlatısı...

SEHİ BEY TEZKİRESİ
(Sehî Bey)
VakıfBank Kültür Yayınları, "Sehî Bey Tezkiresi" adlı eseri okurlarla buluşturuyor. Edebî birikimin ustalarını bir araya getirme ihtiyacını fark eden Sehî Bey’in kaleme aldığı bu eser, Osmanlı edebiyatında tezkire türünün başlangıcını oluşturmuş ve ardından gelen benzer örneklerle tezkire yazımı yirminci yüzyıla kadar kesintisiz devam etmiştir. Bu çalışmada Anadolu sahasında yetişmiş 240 şair ve yazar hakkında bilgiler yer almakta, ayrıca bu şair ve yazarların eserlerinden örnekler sunulmaktadır. Özellikle Sehî Bey’in çağdaşı olan şairler hakkındaki birinci elden bilgiler sayesinde, eser, Türk edebiyatı tarihi açısından büyük bir kaynak değerine sahiptir. Dil içi çeviri yöntemiyle modern okuyuculara sunulan “Sehî Bey Tezkiresi”, klasik edebiyata ilgi duyan okurlar ve araştırmacılar için vazgeçilmez bir başvuru kaynağı niteliğinde...

ALEV MAKİNESİ
(Roberto Arlt)
Roberto Arlt’ın Yedi Deli Adam’ı tamamlama niyetiyle kaleme aldığı Alev Makinesi’nde, Astrolog ve Erdosain’in medeniyeti yok etme planları, teknolojik açıdan oldukça spesifik temellere otursa da psikolojik olarak son derece dengesiz bir hale bürünür. Grubun her bir üyesinin yarattığı oyunlar ve fanteziler, entrikalar ve komplolarla karakterize edilen içsel gerçeklikler, dünyadan her geçen gün daha fazla soyutlanmalarına yol açar. Fakat Alev Makinesi’nde trajediye yer yoktur; yok oluş kimyasal savaşın rasyonel ve bilimsel yöntemleriyle gerçekleşecektir. Okursa, kahramanların ahlak anlayışlarını terk ettikleri, dehşetin ve özkıyımın hüküm sürdüğü bir yerde, onlarla birlikte adım adım uçuruma sürüklenir... Arlt, Kolektif Kitap'tan çıkan eserinde büyük sanatçılara özgü ustalıklı diliyle okurunu hem medeniyetin acımasız çarklarıyla hem de kendi içindeki sınırlarla yüzleştiriyor.

YILDIZ GEZGİNİ
(Jack London)
Yirminci yüzyıl Amerikan edebiyatının en sıradışı kalemlerinden Jack London, doğa karşısında insanın iradesini ve sosyal adaletsizlikleri ele aldığı eserleriyle tanınır. Sert ama şiirsel anlatımı, gözlem gücü ve toplumsal duyarlılığıyla döneminin en etkili yazarlarından biri olarak kabul edilir. Felsefi derinliği, sınırları zorlayan karakterleri ve özgürlük arayışına getirdiği sarsıcı yorumlarla Yıldız Gezgini, London’ın edebi mirasında önemli bir yere sahiptir. İthaki Yayınları'ndan çıkan Yıldız Gezgini, bireysel özgürlüğün sınırlarını sorgularken fiziksel tutsaklık içinde dahi zihinsel bir direnişin mümkün olduğunu gösteriyor. Jack London bu unutulmaz romanında, yıldızlara uzanan bir ruhun acıya, işkenceye ve sonsuzluğa karşı verdiği direnişi ustalıkla işliyor...

GÖRÜNMEZ OTEL
(Yeji Y. Ham)
Yewon rüyalarında terk edilmiş bir otel görür: Sonsuz odaya açılan sonsuz anahtar… Uyandığında kendi hayatını görür: Güney Kore’de doğduğu küçük köyünde kapana kısılmış genç kadın, annesinin köhne küvette atalarının kemiklerini yıkamasını izleyerek geçirir günlerini. Her evde bu çürüyen ve parçalanmış kemikler vardır, hiç bitmeyecekmiş gibi görünen bir savaşta kaybettiklerinden kalanlardır bunlar, geçmişin hatırası. Şimdi Yewon'un erkek kardeşi Kuzey Kore sınırına yakın bir yerde asker olarak görev yapmaktadır, kız kardeşi bebeğini kaybetmiştir ve sağlığı kötüye giden annesi daima onlar için endişelidir. Kaybolmuş ve yalnız, harap olmuş bir otelin dehşet verici rüyalarıyla boğuşan Yewon, kısa süre sonra geçmişini yeni yeni anlamaya başladığı bir ülkenin, bir mirasın gerçeğini görmeye başlar. Timaş Yayınları'ndan çıkan ve savaşa dair edebi korku romanı olan Görünmez Otel, spekülatif bir kurgu...

HİÇKİMSE KOYU'NDA BİR YIL
(Peter Handke)
2019 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Peter Handke'nin Hiçkimse Koyu'nda Bir Yıl adlı kitabı Everest Yayınları tarafından okurlarla buluşturuldu. Handke'nin olgunluk döneminin en yetkin eserlerinden biri olarak kabul edilen Hiçkimse Koyu'nda Bir Yıl, kendi varoluşunda yeni bir "dönüşüm" arifesinde olan bir yazarın bir yıllık içsel yolculuğunu konu alıyor. Ancak bu, alışıldık bir yolculuk değildir. Anlatıcı, yerinden kıpırdamadan, Paris yakınlarındaki evinden, dünyanın dört bir yanına dağılmış arkadaşlarının seyahatlerini takip eden bir vakanüvis rolünü üstlenir. Japonya'daki Mimar'dan İskoçya'daki Şarkıcı'ya, Türkiye kıyılarındaki Kız Arkadaş'tan Yunanistan'daki Oğul'a kadar her bir karakterin öyküsü, anlatıcının gözlemleriyle birleşerek aidiyet, yalnızlık, hafıza ve anlatının gücü üzerine derin bir sorgulamaya dönüşür. Roman, parçalı anlatımı ve felsefi derinliğiyle okuru, durağanlığın içindeki hareketi ve uzaklığın içindeki yakınlığı keşfetmeye davet ediyor.