Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Röportajlar 'James Cameron Sanatı'nın değeri, 835 milyon lira

        Türkiye Kültür Yolu Festivali'nin İstanbul ayağında İstanbul Sinema Müzesi, 27 Eylül'den itibaren 6 ay boyunca, sinema tarihine damgasını vuran filmlerin yönetmeni James Cameron'un 300'ün üzerinde eserine ev sahipliği yapıyor.

        'James Cameron Sanatı' adlı sergi, yönetmenin kişisel arşivinden daha önce hiç gün yüzüne çıkmamış eserlerin de aralarında bulunduğu orijinal çalışmaları sanatseverlerle buluşturuyor. Çizimler, kostümler, film objeleri, fotoğraflar ve 3D teknolojilerin yer aldığı koleksiyon; 'Terminatör', 'Aliens', 'Titanic' ve 'Avatar' gibi fenomen filmlerin yaratım sürecine ışık tutacak.

        Genel direktörlüğünü Maria Wilhelm’in, küratörlüğünü Kim Butts'ın mimari ve yerleştirme danışmanlığını ise Helga Faletti'nin üstlendiği 'James Cameron Sanatı' sergisi 6 bölümden oluşuyor.

        JAMES CAMERON SERGİSİ

        Gözlerin Açıkken Rüya Görmek

        İnsan - Makine

        Bilinmeyeni Keşfetmek

        Titanic: Zaman Yolculuğu

        Yaratıklar: İnsanlar ve Uzaylılar

        Serbest Bırakılmış Dünyalar

        'James Cameron Sanatı'nın sergilendiği İstanbul Sinema Müzesi'nin genel direktörü olan yapımcı Emre Oskay, hem sergiyle ilgili hem de izleyici sayısının düşmesine karşın sinema sektöründe atılması düşünülen / planlanan / önerilen adımlarla ilgili Habertürk'e açıklamalarda bulundu.

        "İZİN ALMAK İÇİN 6 AY UĞRAŞTIK"

        ♦ 'James Cameron Sanatı' serginiz hayırlı olsun. Sinemada devrim niteliğinde çalışmalara imza atan, filmlerinin toplam hasılatı 13.6 milyon doları bulan James Cameron'ın sergisinin İstanbul Sinema Müzesi'nde ziyarete açılmasından dolayı neler hissediyorsun?

        'James Cameron'ın Sanatı' sergisi, 2024 Aralık ayından bu yana konuştuğumuz ve iletişimde olduğumuz bir sergiydi. James Cameron ile görüşmek için ABD'ye gittik. Avatar Alliance Vakfı Direktörü Kim Butts'a serginin İstanbul'da hangi dönemde olabileceğini, nasıl bir hazırlık yapabileceğimizi, hangi mimarlarla çalışacağımızı kendilerine anlattık. Çünkü James Cameron'ın markasını koruma adına çok titiz davranıyorlar. İstanbul'a getirdiğimizde bu sergiyi nasıl tanıtacağımız ve nasıl bir vizyonla yaklaşacağımızı sordular. Bundan sonra onaylandı diyebilirim açıkçası. Gerçekten kolay bir süreç değildi, bir hayli yoğun çalıştık. 6 aylık bir çalışmanın sonunda izni aldık.

        Sinema Genel Müdürü Birol Güven - James Cameron - Emre Oskay
        Sinema Genel Müdürü Birol Güven - James Cameron - Emre Oskay
        REKLAM

        "OCAK AYINDA AİLESİYLE GELECEK"

        ♦ James Cameron ile yüz yüze görüştüğünü söyledin. Serginin İstanbul'da açılma fikrine nasıl yaklaştı?

        İstanbul'u iyi biliyor ama hiçbir zaman gelmemiş. Büyük bir aksilik olmazsa ocak ayında ailesiyle birlikte gelecek. Bunu bizzat söyledi. Kim Butts, sergiyi gezdikten sonra buradan yüzde yüz mutlulukla ayrıldı. James Cameron ile birlikte yeniden gelecek. Sergi Şubat 2026'nın sonuna kadar açık kalacak. Serginin en belirgin özelliklerinden biri de James Cameron'ın küçük yaşlardan bu yana ürettiklerini, kendisine nelerin ilham verdiğini içermesi. Birçok kişi ilham kaynaklarını açıklamayı istemez ama James Cameron, bu konuda bir hayli paylaşımcı olduğunu sergisiyle gözler önüne seriyor.

        1997 yapımı 'Titanic'de 'Rose DeWitt Bukater'ın taktığı kolye de sergileniyor.
        1997 yapımı 'Titanic'de 'Rose DeWitt Bukater'ın taktığı kolye de sergileniyor.
        REKLAM

        "NASIL PLANLADIĞINI ANLAMAYA ÇALIŞTIK"

        ♦ James Cameron sende nasıl bir izlenim, nasıl bir etki bıraktı?

        En sevdiğim filmlerin yönetmeniyle karşılıklı oturup konuşmak elbette bir hayli heyecan yaşattı. Her yazar - yönetmen gibi önce hayal ediyor, sonra yazıyor. Sonra da onları hayata geçiriyor. Ben de yapımcı kimliğime döndüğümde aslında bunu yapmaya çalışıyorum. Şu an Türkiye'de sinema sektörü iyi zamanlarında değil ama üretim yapmak için üretimi durdurmamak için hayal edip peşine gitmek gerekiyor. O yüzden kısıtlı zamanda olsa bile kendisinden ne öğrenebileceğime, kariyer yolculuğunun dönüm noktalarında neler hissettiğini, neler düşündüğünü, neyi nasıl planladığını anlamaya çalıştık.

        Emre Oskay
        Emre Oskay
        REKLAM

        "YÜKSEK GÜVENLİK PROSEDÜRLERİ UYGULANIYOR"

        ♦ 'James Cameron Sanatı' sergisinde sergilenen ürünlere ne kadar paha biçiliyor? Bununla birlikte serginin sigorta bedeli ne kadar?

        Sergi iki kez sigortalı. Hem kapıdan kapıya sigortalı hem de sergilendiği İstanbul Sinema Müzesi sigortalı. Sergilenmesi için klima ve nem ölçerlerle donatılmış kutularda yaklaşık 10 ton ürün geldi. Sigorta bedeli 3 milyon 500 bin dolar. Örneğin 'Terminatör'ün balmumu heykeli, Arnold Schwarzenegger'in giydiği ceket, Robert Patrick'in balmumu heykeli de var. Sadece 'Terminatör'ün balmumu heykelinin koleksiyon fiyatı 1 milyon 500 bin dolar. Sergideki ürünlerin koleksiyon değeri 20 milyon dolardan fazla. Yüksek güvenlik prosedürleri uyguluyoruz.

        REKLAM

        "ÖYLE FİLMLER ÜRETİLMELİ Kİ..."

        ♦ Senin ana kimliğin yapımcılık... Sinemada izleyici sayılarının durumu da ortada. Kestirmeden sorayım. İşler nasıl gidiyor? İzleyici sayısının artması için öncelikle neler yapılmalı?

        Vallahi iyi gitmesi için tüm enerjimizle üretmeye çalışıyoruz. Geçen yıl ürettiğimiz 15 filmin 11'ini gösterime çıkardık. Diğerleri uluslararası ve festival filmleriydi. Bu yıl da birçok filmimiz gösterime girecek ama maliyetlerin yüksek olmasından dolayı ister - istemez sayısal olarak biraz düşük kaldı. İzleyici sayısı düşünce yapımcılar film üretiminden uzaklaşıyor. Film olmayınca izleyiciler, sinema salonlarından daha da uzaklaşıyor. Her iki tarafın da haklı olduğu bir durum söz konusu. Açıkçası anahtarı bilmiyorum. Bilsem zaten onu kullanırım, herkes kullanır ama şu bir gerçek ki film üretimi durmamalı... Zor bir dönemden geçsek de günün sonunda sinema ayakta kalacaktır. Öyle filmler üretilmeli ki izleyiciler onu bir an önce sinemada izlemek istesin. Biz de hani şirket olarak buna çalışıyoruz.

        Sinema sektörünün özlemle beklediği tablolardan biri...
        Sinema sektörünün özlemle beklediği tablolardan biri...
        REKLAM

        "EVDE BİLE İZLENMEYECEK FİLMLER BEYAZPERDEYE YANSITILIYOR"

        ♦ Durumun bu hale gelmesinde sinema sektörünün en belirgin hatası nedir?

        Herkes yapımcı olmak, bir filmle on milyonlarca lira kazanmak istiyor. Bu düşünceyle birçok film gösterime giriyor ama kalite düşüklüğü nedeniyle bırakın on milyonlarca lira kazanmayı zarar ediyorlar. Bir de 'Türk filmleri kötü' algısı oluşturup izleyicileri, sinema salonlarından kaçırıyorlar. İzleyicilerde heyecan yaratacak kaliteli filmler çekmek olmazsa olmaz... Belki evde bile izlenmeyecek filmler beyazperdeye yansıtılınca izleyici sinema salonundan uzaklaşıyor. Daha nitelikli, daha kaliteli filmlerin sinemayı kurtaracağına inanıyorum.

        "KALİTESİZ FİLMLER İÇİN KANUN ÇIKARILMALI"

        ♦ Evet, sosyal medyada nasıl bilgi kirliliği varsa sinemada da kalitesiz film kirliliği bulunuyor... Bu durum için ille de atılması gereken bir adım vardır...

        Dijitalleşmeden önce filmlerin her bir sinema salonu gösterimi için ayrı bir kopyası olurdu. O kopyaların maliyeti de bir hayli yüksekti. Bu nedenle çekilen her film şimdi olduğu gibi yüzlerce sinema salonunda gösterime çıkarılamazdı. Günümüzde dijitalleşmeden dolayı kopya maliyeti olmadığı için en kalitesiz film bile yüzlerce salonda izleyiciye sunuluyor. Kalitesiz filmler 'Türk filmleri kötü oluyor' algısı yaratıyor. Sinema Genel Müdürlüğü'nde bu konuda şöyle bir öneri ortaya atıldı; yapımcılar, gösterime girecekleri salon sayısı kadar bir miktar sinema sektörüne yatırım yapacak. Bu yönde bir kanun çıkarsa kalitesiz filmlerin yüzlerce sinema salonunda gösterime çıkması engellenebilir. Çünkü yapımcılar, geçmişteki kopya döneminde olduğu gibi belli bir miktarı cebinden çıkarmak zorunda kalacak. Kalitesiz filmleri çeken yapımcılar bu miktarı ödeyemeyeceği / ödemek istemeyeceği için kalitesiz filmlerin sayısı azalır. Böylelikle 'Türk filmi kötüdür' algısı yıkılır. Bir başka adım daha var..

        "BAZI DEĞİŞİKLİKLERE GİDİLECEK"

        ♦ O adım nedir?

        Sinemada gösterime giren filmlerin, dijital platformlarda yayınlanma tarihi en az 5 ay sonra olabilir. Bu, 7 - 8 aya, belki de bir yıla uzatılabilir. Sinema Genel Müdürlüğü, izleyici sayısını artırmak için titizlikle çalışıyor, her tekniği deniyor. Eminim bazı değişikliklere gidilecek.

        "Dünyanın gözü Türkiye'de"
        "Dünyanın gözü Türkiye'de" Haberi Görüntüle
        Dünyanın dibini gördü
        Dünyanın dibini gördü Haberi Görüntüle
        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ