Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Abdurrahman Yıldırım Korku iki günde niye tavan yaptı?

        ABD’nin 2 Nisan’da ithalata getirdiği gümrük oranları tahmin edilenin bir hayli üstünde çıktı. Asgari vergi yüzde 10, Avrupa’ya yüzde 20, asıl hedef Çin’e ise 34 vergi konuldu. Önceki yüzde 20 ile birlikte Çin’e toplamda yüzde 54 gümrük vergisi uygulanıyor.

        Vietnam, Tayland, Bangladeş, Pakistan gibi ülkelere yüksek oranlar söz konusu. Çünkü Trump’ın ilk döneminde getirilen vergileri aşmak için Çin üretiminin bir kısmını bu ülkelere kaydırmıştı. Amaç Çin’i her taraftan kuşatmak, dünyaya çıkışını kesmek ve öncelikle Çin’i yalnızlaştırmak.

        KORKU ENDEKSİ İKİ GÜNDE KATLANDI

        ➔2 Nisan’da akşam saatlerinde açıklanan tariflerin ardından ABD’den başlayarak küresel piyasalar iki cehennem gününü yaşadı. Tüm dünya borsaları ilk gün yüzde 3.4, ikinci gün yüzde 5.4 düştü. ABD borsaları da ilk gün yüzde 4.9, ikinci gün yüzde 6 geriledi, iki günlük kayıp da yüzde 10.6’ya ulaştı.

        ➔Bu düşüş de 1950 sonrasının en büyük 5. düşüşü oldu. Gümrük tarifeleri hem çok yüksek hem de reaksiyon verilmesi halinde daha da yükseltileceğinden korkuluyordu.

        ➔Nitekim korkulan da gerçekleşti, Çin karşılık verdi, AB karşılık vereceğini açıkladı.

        ➔Hisse senedi piyasalarındaki korkuyu yansıtan VIX endeksi de iki günde 21.51 değerinden 45.31’e sıçradı. İki günlük artış yüzde 110.6 ile rekor kırdı. Haftalık yüzde 109 artış ile de 1990 sonrasının üçüncü en büyük haftalık çıkışını yaşadı.

        YA %22 VERGİ YA ABD’DE ÜRETİM

        ➔Son artışlarla ABD’nin genel gümrük vergisi oranı yüzde 22’ye yükseldi. Bu oran da 1910 sonrasının en yükseği. 1815, 1930 düzenlemelerin ardından üçüncü büyük değişikliğe gidildi. Bir anlamda 100 yılda yapılan bir değişiklikle tarihi bir dönüşüme tanıklık ediyoruz.

        ➔Dünyanın ekonomik ve ticari yapısı değişiyor. Getirilen yeni gümrük oranları ile serbest piyasa ekonomisine dayalı süper küreselleşme dönemi bitti. ABD gümrük oranlarını tarihsel olarak en yüksek oranlardan birine çıkartırken aynı zamanda “Gel Amerika’da üret” diyor.

        ➔Amerika’yı yeniden üretim merkezi yapmak amacıyla çıkılan bu yolda Başkan Trump yaklaşık 6 trilyon dolarlık dış yatırım çekileceğini söyledi. Ama ABD borsalarındaki iki günlük kayıp da piyasa değeri olarak bu rakama yaklaştı.

        ➔Yapısal değişiklik sırasında tedarik zincirlerinde de bozulma yaşanabileceğinden, belirsizlikler arttığında ve fiyatlar yükseleceğinde küresel tüketim ivme kaybedecek, büyüme oranları aşağı gelecek. Enflasyon ise yükselecek ve merkez bankalarının işi zorlaşacak.

        ÇİN DÜŞÜK ENFLASYON DÜŞÜK FAİZ DEMEK

        ➔En büyük ithalatçı olarak ABD’nin üretimi kendi ülkesinde yapmaya soyunması, diğer ülkeleri de benzer şekilde hareket etmeye itecek.

        ➔Serbest ticaret ve ekonominin yerine daha kapalı ve kısıtlı, yerelleşen bir ticaret alacak.

        ➔Ancak üretimin maliyeti ile malların fiyatı yükselecek. Tüketiciler hemen her şeyi daha pahalıya tüketecek.

        ➔Çin’in bol ve düşük maliyetli üretiminin dünyaya satılması ne ölçüde engellenirse mal fiyatlarının reel değeri de o ölçüde artacak.

        ➔1990’lardan itibaren dünya piyasalarına giren Çin mallarının düşük fiyatı ve bolluğu küresel enflasyonun gerilemesine önemli bir katkı yapmıştı.

        ➔Hatta Şant Manukyan’ın belirttiği gibi, bu rahatlık içinde başta Fed olmak üzere merkez bankaları para bolluğu yarattı, faiz oranlarını da çok düşürdü. ABD hanehalkı finansal varlığının ekonomik büyümenin üstünde seyretmesinin nedenini de Manukyan buna bağlıyor.

        ➔Bu tanımlama, geride bıraktığımız 1990-2024 arasını kapsayan süper küreselleşme döneminde maliyetleri düşürerek ucuz üretim yapıldığı, bu nedenle parasal genişlemeye gidilmesine rağmen enflasyonun oluşmadığı, refahın ve bolluğun arttığı bir dönemi içerir.

        DEĞİŞEN EKONOMİK DÜZEN

        ➔İkinci Dünya Savaşı sonrası ekonomik yapıyı ve kurumları savaşın kazananı olarak ABD kurdu. Süper küreselleş dönemini de başlatan oydu.

        ➔Ancak bu sistemin içinden Çin başarıyla çıkınca ABD kurduğu oyunda mağlup oldu ve oyun masasını devirdi. Küreselleşmenin ruhuna son Fatiha da 2 Nisan yüksek gümrük oranlarıyla okundu.

        ➔Bundan sonra artık herkes herkesle ticaret yapamayacak, herkes her yere yatırım da yapamayacak. Yine herkes her yerden istediğini satın alamayacak.

        ➔Ekonomilerin kendi kabuklarına çekileceği, dost ve müttefikler, fizik olarak yakın ülkelerle ticaret yapacağı, teknoloji paylaşacağı, kamunun ekonomiye öncülük edeceği bir döneme giriyoruz.

        ➔Dünya belki birkaç bloka ayrılacak. Herkes üretimini de tedarikini de kendi bloku içinde, kendi çiftliğinde yapacak. Üretim için emtiaya ve enerjiye ihtiyaç var. ABD’nin Grönland’ı istemesi bundan.

        ➔Üstelik bu ada stratejik ve doğal bir su yoluna da müsait. Bu nedenlerle ABD Grönland’ı başta tatlılıkla olmazsa da zorbalıkla alacak diye düşünüyorum.

        MUHTEŞEM 7’LİYE DARBE ÜSTÜNE DARBE

        ➔Her blok veya ülke kendi çiftliğinde öteceğinden ve devletler güçleneceğinden şirketler de bu yeni düzeni ister istemez uyum sağlayacak. Kesin olanı ise şirketlerin faaliyet alanı daralacak ve küresel çaptaki etkinlikleri azalacak.

        ➔Ticaret, daha çok bloklar içinde olacağından bütün dünyaya mal ve hizmet satan şirketler hızla azalacak. Doğal olarak küreselleşmiş bir dünyada elde edilen ciro ve karlara da elveda denilecek.

        ➔Bu da bize borsaların neden sert değer kaybettiklerine götürüyor. Bu düşüşlerde niye Muhteşem 7’linin başı çektiğini anlatıyor.

        ➔Evet Muhteşem 7 grubu hisseleri küresel ölçekte en geniş anlamıyla çalışan teknoloji şirketleri. Son yükselişte olduğu gibi düşüşte de başı çekiyor.

        ➔Zirveye göre ABD hisseleri ortalama yüzde 17.8 değer kaybederken Muhteşem 7’li yüzde 28.4 düştü. Dünyanın değişen teması piyasalarda yeni duruma uygun fiyatlama yapmaya zorluyor.

        ➔Teknoloji hisselerini önce Çin’li start-up şirketi DeepSeek vurdu ve şimdi de küreselleşmenin bitişi ve yerelleşmenin başlamasından büyük darbe yiyorlar.

        ➔Aynı dönemde tüm dünya borsalarının kaybı ise MSCI endeksiyle yüzde 14 oldu.

        ➔Gelişmekte olan borsalardaki kayıp yüzde 5.2 ile sınırlı kalırken Türkiye Borsası MSCI endeksiyle yüzde 10 kayıplı.

        10 YILLIK FAİZİDEKİ GERİLEMENİN ÖNEMİ

        ➔Veriler gösteriyor ki, yaşanan depremin merkezi ABD’de. ABD borsaları yüzde 17.8 düşerken ABD hariç diğer bütün dünya borsalar MSCI endeksiyle yüzde 7.6 geriledi.

        ➔Finansal krizlerde nakit kraldır. Bu açıdan en isabetli adımı 2024 yılında hisse senetlerini satarak nakde dönen ve benim gözümde en temel analizci yatırımcıyı temsil eden Warren Buffett attı. Trilyonluk portföyünün 335 milyar dolarını veya yaklaşık üçte birini nekde çeviren Buffett muhtemelen büyük zararlardan kurtuldu ve yeni fırsatlar kollayabilir.

        ➔Nakitten sonra bu tür fırtınalı dönemlerde sığınılacak liman ise ABD hazine tahvilleridir. Hem yeni döneme siyasi hazırlık amacıyla tahvil alımları hızlandı hem de düşmekte olan faizinden ve bunun devamının geleceğinden ABD 10 yıllıkları sermaye kazancı vadediyor. Son gelişmeler üzerine bu yıl için Fed’den beklenen faiz indirim sayısı 4’e çıktı.

        ➔Fed’den faiz indirim beklentilerinin güçlenmesiyle ABD 10 yıllık tahvil faizleri yüzde 4’ün de altına geriledi. Faizler bu yılın Ocak ayı ortasında yüzde 4.809’u görmüştü.

        ➔Dünyanın temel faizi olarak alınan 10 yıllık tahvil faizindeki bu düşüş aynı zamanda ABD dışı borçlanmaların bazını oluşturuyor. Ve son dönemde yaşanan önemli pozitif gelişmelerden biri olarak piyasa depreminin tahribatını azaltıyor.

        EN POZİTİF GELİŞME PETROLDE DÜŞÜŞ

        ➔Petrol fiyatlarındaki düşüş yaşanan finansal deprem içinde belki de en pozitif gelişme. Çünkü küresel çapta hem enflasyonda meydana gelecek artışları törpüleyecek hem de düşük fiyatlarla büyümeyi destekleyecek.

        ➔Düşen petrol fiyatlarının Türkiye için üçüncü bir sonucu daha var. O da dış açığı azaltıcı etki yapması.

        ➔Petrol fiyatlarında düşüşü OPEC+’nın üretimi artırma yönündeki kararı tetikledi. Bunda da ABD’nin kritik bir rol oynadığını belirtmek gerekiyor.

        ➔Arzın artırılarak petrol fiyatların düşürülmesi hem ABD’de büyümeyi destekleyici ve enflasyonu köstekleyici hem de Rusya’yı barış masasına oturmaya zorlayıcı etki yapabilir.

        ALTINA BU KEZ FARKLILAŞABİLİR Mİ?

        ➔Dolar haftanın son gününde kısmen toparlandı ama genelde zayıftı. Dolar Endeksi’nin yılbaşına göre kaybı yüzde 4, zirvesine göre yüzde 8.2’yi buldu.

        ➔Altın ise kriz dönemlerinde sığınılacak liman özelliğini gecikmeli bir şekilde gösteriyor. Krizin en şiddetli aşamasında diğer enstrümanlarda teminat tamamlama, likidite ihtiyacı gibi nedenlerle altın satılıyor ama dip noktadan sonra da güvenli liman özelliği ortaya çıkıyor.

        ➔Bu kez yaşananlar ile geçmişteki krizler arasında ciddi fark var. Finansal depremi bizzat ABD planlayarak ve isteyerek tetikledi. Yani ABD’nin ve bağlı olarak dünya ekonomisinin yapısal dönüşümü söz konusu.

        ➔Ticaret ve ekonomik yapıdan sonra buna dünya rezerv parasında değişime gitmek de eklenebilir. Bu açıdan ABD yönetiminin altına biçtiği rol fiyatların seyrinde belirleyici olacak.

        ➔ ‘Ne kadar altının varsa paran da o kadar güçlüdür’ ilkesinden hareketle ABD resmi kurumları altın alıyor ve bunu fiziken Amerika’ya getirtiyor olabilir. Bu konuda ortaya atılan iddiaların gerçek payını artık yüksek görüyorum.

        ➔Son aylarda hem altının hem doların birlikte yükselmesinin nedeni de bu olabilir.

        ➔Tabi ki BRICS para birimine hazırlık yapmakta olan karşı kampı da unutmamak gerekiyor. İki tarafın alımları bu gerekçelerle sürecekse altının seyri de geçmişteki gibi olmayabilir.

        ➔Piyasalarda sert satışların yapıldığı 3 Nisan günü altın yeni bir rekor kırdı. Onsu 3.168 dolara çıkan altın sonraki gün zirveden yüzde 4.2 aşağı geldi. Yılın ilk çeyreğinde ons altının değer artış yüzde 19’u buldu. Aynı dönemde gram altının getirisi yüzde 28 oldu.

        SÜRECİN ŞEFFAFLIK VE YÖNETİŞİMİ ÖNEMLİ

        ➔Dünya ekonomisi yeni bir rotaya sokulmak istenirken finansal piyasaların buna tepki vermemesi mümkün değil.

        ➔Bugün içinden geçmekte olduğumuz büyük kargaşa en azından yeniden fiyatlandırmadır.

        ➔Yeni dünya düzeninin kurulması başarıya doğru gider ve süreç iyi yönetilirse büyük satış ve yaşanan büyük korku bir yerde yatışır, yeniden fiyatlama belli bir düzeyinde kalabilir.

        ➔Şeffaf olunmaz ve süreç kötü yönetilirse de krizden depresyona kadar geniş bir yelpaze dünyayı bekliyor olabilir.