Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, ABD'deki temasları sırasında AA'nın New York Ofisini ziyaret ederek "Yüzde 24 olan yıl sonu enflasyon hedefimize ulaşmak için ne gerekiyorsa yapacağız" dedi. Karahan’ın bu ifadeleri, 2012 yılında ECB Başkanı Mario Draghi’nin etkili sonuç verdiğinden tarihe mal olmuş “Euroyu kurtarmak için ne gerekiyorsa yapacağız” sözünü hatırlattı.
➔Tabii söz konusu para birimi olunca merkez bankaları daha bir söz sahibi ve dediklerini yapabiliyor. Dezenflasyon ise hükümetle ortak yürütülen bir politika.
➔Yine de TCMB’nin enflasyonla mücadelede kararlı duruş sergilemesi ve kredibilitesini ortaya koymasının belli etkileri olabilir.
➔Daha önemlisi enflasyonu düşürmede gerçekten gerekenin yapılıp yapılmadığıdır. Şimdiye kadar yapılanlar yeterli dozda olsaydı enflasyondaki düşüş pekala daha hızlı olabilirdi.
YÜKSEK FAİZE RAĞMEN KONUT SATIŞLARI %29 ARTTI
➔Mesela bu açıdan Başkan’ın açıklamaları sonrasında TÜİK'in duyurduğu şubat ayı konut satışları bir paradoksu işaret etti. Gördük ki enflasyonun temel belirleyicilerinden olan konuta talep yüksek oranda seyrediyor.
➔Yüksek faizlere rağmen konut talebi yüksek, faiz oranları iyice düştüğünde ne olacağını düşünün artık.
➔Hatta 113 bin adet konutla 2020 Şubatından bu yana ikinci en çok satışın yapıldığı bir ayı geride bıraktık. Şubatta yüzde 20 artan satışlar yılın iki ayında da yüzde 29 düzeyine yükseldi.
➔İpotekli satışlarda artış yüzde 90’ı buldu. Oran çok yüksek çünkü geçen yılki bazı çok düşüktü. Nitekim geçen yıl ipotekli satışların payı yüzde 10.7 ile tarihi en düşük seviyesine inmişti. Bu yılın iki ayında ise ipotekli satışların payı yüzde 14.9’a yükseldi.
➔Bu alanda daha gidilecek çok yol var. Faizler geriledikçe de biriken talep de devreye girecek ve ipotekli satışlar artacak, beraberinde de fiyat artışları devam edecek.
KİRALAR FİYATA BAĞLI
➔Hanehalkının en büyük harcaması olan konuta yönelik talebin enflasyonla ilgili bağı fiyat artışlarına yol açmasından geliyor. Talep yüksekse görüyoruz ki konut fiyatları da yükseliyor.
➔Konutun fiyatı neyse kirası da odur gibi bir formül de çalışıyor. Kira artışları ise enflasyon içinde göründüğünden daha yüksek etkiye sahip.
➔Kira artışlarıyla tarımda üretimin yapıldığı tarlanın da kirası yükseliyor. Otomobil yıkayıcısının veya otoparkların bulunduğu alanların, yemek yenilen lokantaların da bir kira maliyeti var.
➔Kiralardaki artış geçen mayıs ayında yüzde 125.5 ile zirvesine çıktı. Oradan başlayan gerilemeyle şubat ayında yüzde 97’ye indi. Manşet enflasyon yüzde 39, kira artışı yüzde 97.
➔Kiraların de katkısı ile hizmet enflasyonu yüzde 60 iken mal enflasyonu yüzde 30’a düştüğünden dolayıdır ki genel enflasyon yüzde 39’a inebilmiş. Yani ithal edilebilen ve rekabete açık olan mal fiyatları hizmet fiyatlarının yarısı düzeyinde.
➔Şimdi en yüksek ikinci şubat ayı satışları kiraları düşürür mü diye bakmak lazım. Maalesef ki konuta yönelik talebin konut fiyatlarını artırmak suretiyle ileriye yönelik kiraları yükseltme potansiyeli daha fazla.
FİYATLAR YÜKSELİŞE GEÇTİ
➔Kira ile konut fiyatı arasında belli bir çarpan çalışıyor. Diyelim ki şu anda konutlar yıllık kiranın 20 katı fiyatla satılıyor. 20 olan fiyat/kira oranı elbette zamanla değişebiliyor, sabit değil.
➔Ancak kiralayanın hedefi ve gözü konut fiyatının 20’de biri kadar yıllık kira geliri elde etmekte. Sonuç ne kadar konut fiyatı o kadar kira artışına çıkıyor.
➔Konut fiyatları da geçen yılın ikinci yarısında başlayan konut satışlarındaki yükselişe gecikmeli şekilde kasım ayından itibaren katıldı.
➔Ekim ayında konut fiyatları yüzde 26.8 yükselişle son 4.5 yılın en düşük yıllık artışını yaptı. Sonraki üç ayda da enflasyonun üzerinde yükseldi ve ocak ayında yıllık yüzde 31.95’e çıktı.
➔Şimdi Merkez Bankası konut fiyat artışlarına ve kiralara ne yapsın denilebilir. Konut üretim işine mi girsin yanı? Elbette değil.
➔Enflasyonu mutlaka düşürmek istiyorsa yapabileceği tek şey var, faizleri konut fiyatlarını düşürecek şekilde yukarı çekmek.
KONUT VE GIDADA ÜRETİM ARTIŞI ŞART
➔Ancak faiz iki ucu keskin kılıç gibidir. Tasarrufları cazip hale getirerek varlık fiyatlarını, talebi ve enflasyonu düşürür ama kredi kullanan şirketleri ve borçluları da çok zorlar. Hatta talebi çok düşürerek resesyona ve istihdamın azalmasına yol açar.
➔Bu da istenen bir durum değildir. Nitekim hükümet de enflasyonla mücadelede büyümenin azalmasına razı ama gerilemesine değil.
➔Konuttaki bu talep ve fiyatlarla kiraların düşmesi de, enflasyonun gerilemesi de istenilen hızda olmayabilir. Konut ve gıdada üretim artışına ve mevcut yapının değişmesine ihtiyaç var.
➔Bu alanlarda gerekeni de ancak merkezi hükümet yapabilir.