Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Abdurrahman Yıldırım Büyüklerin bilançosunda kâr yok yapısal dönüşüm çağrısı var
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Türkiye’nin en büyük halka açık şirketlerini temsil eden BİST 30 endeksi, 2025’in ikinci çeyreğinde kârlarını geçen yıla göre yaklaşık %15 azalttı. Bankalardan sanayi devlerine, holdinglerden perakendeye uzanan geniş tablo, ekonomik konjonktür, TCMB’nin dezenflasyon politikaları ve şirketlerin içsel sorunlarının kesişiminde şekilleniyor.

        ➔ Borsada yılın ikinci çeyreğine ait bilanço açıklama dönemi sona erdi. Zeynep Aktaş’ın Ekonomi Gazetesi’nde yer alan tablosu bitişikte görülüyor.

        ➔ Borsanın ve Türkiye’nin en büyükleri arasında 30 şirketin ikinci çeyrek toplam karı 293 milyar liradan 249 milyar liraya indi.

        Dolar bazında gerileme elbette yüzde15’ten daha büyük ve yüzde 29 ile iki katı düzeyinde. Şirketlerin geçen yılki 9.1 milyar dolarlık karı bu yıl 6.4 milyar dolara indi.

        KARLARI AZALTAN FAKTÖRLER

        ➔ 30 büyük şirketin toplam dönemsel karı dünyada bir büyük şirketin karı kadar. Bankacılıktan otomotive, enerjiden perakendeye kadar devler liginde tablo alarm veriyor.

        ➔ Karlarda böyle bir azalmanın nedenleri olarak,

        ➔ yaklaşık yarı yarıya düşürülen büyüme hızının,

        ➔ uygulanan dezenflasyon politikası çerçevesinde gelirlerin ve yurtiçi talebin kısıtlanmasının,

        ➔ kredi kısıtları ve yüksek faizle sürdürülen sıkı para politikasının

        ➔ ve de şirketlerin kendi ev ödevlerine iyi hazırlanarak yapısal dönüşüm yapmamasını sayabiliriz.

        ➔ İki yılı aşkın uylanmakta olan sıkı para politikası enflasyonu dizginlemeyi hedefliyor. Ancak reel sektörde borçlanma maliyetlerini artırıyor. Bankalar faiz artışından kısmen fayda sağlasa da, kredi talebindeki daralma devlerin bilançolarını da törpülüyor.

        EN KÖTÜ GERİDE Mİ KALDI?

        ➔ Bununla birlikte makro ekonomik politikalar hep böyle kalmayacak. Gelecek yıldan itibaren büyüme hızı yeniden artırılmaya başlanabilir. ➔ Asıl rahatlama ise 2027’de. Artık dezenflasyon politikasından da bazı sonuçlar elde etmiş olacağız. Program böyle.

        ➔ Çünkü 2028 seçim yılı ama 5-6 ay öne çekilmesi erken seçimden sayılmadığına göre ekonominin ve ülkenin 2027 ikinci yarısında seçime hazır hale getirilmesi gerekiyor.

        ➔ Bu çerçevede iç talebe bağımlı şirketler için en kötü veya en zor dönem geçildi denilebilir. Ama önümüzde hala birkaç çeyreklik zor geçecek dönem de var.

        ➔ Dezenflasyon süreci fiyatlama davranışlarını da değiştirdi. Geçmiş yıllarda maliyet artışlarını kolaylıkla fiyatlara yansıtabilen şirketler, artık bu esnekliğe sahip değil. Talep daralması ve rekabet baskısı fiyat geçişkenliğini sınırlandırıyor.

        ŞİRKETLERİN SORUNU

        ➔ Rekabet gücü olan ihracata dönük şirketlerde ise fazla zorlanma gözükmüyor.

        ➔ Zaten en çok kar edenler tablosuna bakıldığında listenin ön sıralarında bankalar arasında kendine yer bulanlar THY, Enka İnşaat ve Ford ➔ Otosan gibi reel şirketlerin ihracatı veya yurtdışı faaliyeti fazla.

        ➔ Makro politikalar yanında şirketlerin yapısal sorunları da karlılıklarını etkiliyor.

        Düşük katma değerli üretim, teknolojik üretimin yetersizliği, enerji maliyetleri, toplamda verimlilik artışının yetersizliği, şirketlerin hem rekabet güçlerini azaltıyor hem de sürdürülebilir kârlılık üretmesini zorlaştırıyor.

        ➔ Sorun sadece dışsal, konjonkturel veya makro düzeyde değil aynı zamanda şirket ve sektör bazında da yaşanıyor. Stratejik hamle yapan şirketler ise ters rüzgâra rağmen büyümesini sürdürüyor. Bu, esnekliğin ve vizyonun ne kadar belirleyici olduğunu kanıtlıyor.

        ➔ Dolayısıyla BİST 30 şirketlerinin kârlarındaki sert kayıp aynı zamanda yapısal bir uyarı işareti olarak okunmalı.

        YA DÖNÜŞÜM YA GERİLEME

        ➔Kısa vadede sıkı para politikası ile iç talep baskılanmaya devam edecek, orta-uzun vadede ise verimlilik, inovasyon ve yüksek katma değerli üretime geçiş sağlanmadıkça şirket bilançolarındaki kırılganlık sürecektir.

        ➔ Sonuç olarak, Türkiye ekonomisinin dezenflasyon sürecinde şirketlerin yapısal dönüşümü yapıp yapamayacakları, kârlılıklarının nereye oturacağı kritik önem taşıyor.

        Büyük şirketlerin karlarındaki erime geçici bir bilanço daralması değil, yapısal dönüşüm çağrısıdır.

        ➔ Yeniden belirlenen sektör ve şirket bazındaki teşvikler de, bu dönüşümde destekleyici bir rol oynayabilir.

        ➔ Dijitalleşmeyen, maliyetlerini optimize etmeyen, ihracata yönelmeyen şirketler için önümüzdeki yıllar daha da sert geçecek, rekabette ayakta kalamayacaklar.

        EL DEĞİŞTİRMELER ARTABİLİR

        ➔ Bu çağrıya uyamayan, dönüşümü yapamayan şirketlerin giderek artan oranda el değiştirdiğini görebiliriz.

        ➔ Türkiye’nin devleri için bu tablo, ya yeni bir büyüme hikâyesine giriş olacak, ya da kalıcı bir zayıflama sürecine.

        ➔ Dezenflasyonun uzun vadeli faydaları sabır gerektirirken, bugüne mesajı açık: Ya dönüşüm ya gerileme.

        ➔ Bu zorlu dönemi bir sınav olarak görürsek, başarılı olanlar yeni bir büyüme hikayesi yazabilir.