Türkiye’nin son 10 yılında yaşanan ekonomik deneylerin en ağır faturası, faizlerin enflasyonun çok altında tutulduğu “derin negatif faiz” döneminde yazıldı.
➔Son yıllarda konut piyasasında yaşanan büyük patlamanın nedeni artık sır değil. Merkez Bankası araştırmacıları Emel Satı Hacıhasanoğlu, Nursel Yavuzarslan, Erdal Yılmaz “Konut Kredisi Kaynaklı Nakit Akışı Kanalının Hanehalkı Tüketimine Etkisini” ortaya koydu.
➔TCMB’nin bu araştırması, aslında hepimizin sokakta, ev kiralarında, konut fiyatlarında çıplak gözle gördüğü tabloyu bilimsel verilerle teyit etti.
➔Negatif faiz uygulaması, konutu barınma aracı olmaktan çıkarıp, bir avuç insan için servet çoğaltma makinesine dönüştürdü.
➔Negatif faiz uygulandığı dönemde TL kredi çekenler, birkaç yıl içinde sabit faizle aldıkları borçların enflasyon karşısında nasıl buharlaştığını gördü. Beş yıl önce maaşının yarısını kredi taksitine ayıran biri, bugün aynı taksiti maaşının yalnızca küçük bir kısmıyla ödüyor.
➔Daha açık söyleyelim. 2016’da maaşının yarısını kredi taksitine ayıran biri, birkaç yıl sonra aynı taksitin maaşının sadece küçük bir kısmına denk geldiğini fark etti.
FİYAT ARTIŞIYLA GELEN RANT
➔Böylece borç, hızla küçülürken, borçla satın alınan reel varlığın yani konutun veya gayrimenkulün değeri de, ucuz kredi dağıtıldığı, negatif faizden dolayı finansal piyasasından kaçıp reel varlıklara yönelen paranın etkisiyle hızla yükseldi.
➔Konut piyasasında dengeleri altüst oldu. Fiyatlar tarihi rekorlara fırladı. Türkiye konut fiyat artışında arka arkaya 4 yıl dünya birincisi oldu.
➔Aynı şekilde kira artışlarında da rekor kırmaya devam ediyor. Kiralar iki yıllığına yüzde 25 atışla sınırlandı. Eve sahibi-kiracı barışı bozuldu.
➔Durum elbette kiracılar için berbattı, kiralayanlar için büyük bir fırsattı. Konut fiyatlarındaki ve kiralardaki dünya rekortmenliği toplumun bir kesimine büyük kayıplar verdirirken bir kesimine büyük kazançlar sağladı.
➔Kaybedenlerin oranı toplumun yüzde 28’i veya 7 milyon kiracı aileydi.
➔Kazananların oranı yüzde 56’sı veya 15 milyon konutu olan aileydi.
➔Ve de kazanlar ile kaybedenler bütün Türkiye’ye yayılmış durumdalar.
➔Böylece yaygın bir rant dağıtımı konut ve gayrimenkul aracılığıyla yapılmış oldu.
➔Ranttan yararlananların toplumun çoğunluğunu oluşturması nedeniyle siyaseten sürdürülebilir bir tablo ile karşı karşıyayız.
KREDİ İLK KONUTA DEĞİL EK KONUTA
➔Derin negatif faizden kimler faydalandı diye bakarsak düşük veya dar gelirliler değil. Hatta orta gelirliler de değil.
➔Çünkü onların ne peşinatları vardı ne de bankaya erişimleri.
➔Erişebilenler ise zaten varlıklı olan kesimdi. Konutu da vardı. Kredi imkanlarıyla ikinci, üçüncü, hatta onuncu dairesini alanlar oldu.
➔Rakamlar çok şey söylüyor. Türkiye’de konut sahiplik oranı yüzde 60’tan yüzde 56,1’e gerilerken, kiracı oranı yüzde 23’ten yüz de 28’e çıktı.
➔Merkez Bankası’nın çalışmasında açıkça görüldüğü gibi, düşük faizli kredilerin önemli bölümü “ilk konut” ihtiyacından çok “ek konut” yatırımlarına yöneldi.
➔Bu durumda insanlar ev sahibi olamadı ve kiracılaşma arttı.
GELİR VE SERVET DAĞILIMINI BOZDU
➔Yine derin reel faizden yararlananların alımları konut fiyatları ve kiraları uçurarak da piyasayı domine etti.
➔Faizin son 20 yılın en yüksek olduğu dönemde dahi konut satışları patladı. Fiyat artışları da yüzde 26.8’e kadar inebildi ve oradan yeniden yükselişe geçti.
➔Bu durum karşısında toplumun önemli bir bölümü ev sahibi olma hayalini kaybederken, birden çok konut sahibi olanlar piyasanın en büyük kazananı haline geldi.
➔Negatif derin faizin gerçek yüzü burada gizli. Zengini daha zengin, fakiri daha fakir yaptı. Sadece gelir dağılımını değil, doğrudan servet dağılımını da altüst etti. Barınma hakkı, göz göre göre spekülatif bir yatırım aracına dönüştü.
➔Sonuçta konut bir “barınma hakkı” olmaktan çıkarak yüksek enflasyona karşı serveti koruma aracına dönüştü.
NEGATİF FAİZ KİRA MAHKUMU YAPTI
➔Konut fiyatlarında ve kiralardaki bu yükseliş aynı zamanda bugün enflasyonun dirençli kalmasının en önemli kalemi haline geldi.
➔Kısa vadede tüketimi canlandırmak için uygulanan negatif faiz politikası, uzun vadede milyonlarca insanı kiraya mahkûm etti. Temel bir hak olan barınma hakkı, spekülatif bir yatırım aracına dönüştü.
➔Bu nedenle bugün karşı karşıya olduğumuz tablo yalnızca yüksek konut fiyatı sorunu değildir.
➔Orta ve uzun vadede toplumu derin bir barınma krizine sürüklenme, tersine göç, işçilik maliyetlerinin artış ve sonuçta Türkiye’nin rekabet gücünün zayıflaması sorunudur da.
➔Böyle düşününce aslında bugünün kazananları yarının toplumsal huzursuzluğunu da üstlenmiş oluyorlar.