Yüksek çıkan eylül ayı enflasyonu ardından Merkez Bankası beklendiği gibi faiz düşürme adımını küçülttü. Politika faizini 1 puan indirerek %39.5’e çeken TCMB “Enflasyon görünümünün ara hedeflerden belirgin bir biçimde ayrışması durumunda, para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır” ifadesini kullandı.
➔Faiz indiriminde tıraşlama yapılması yanında açıklama metninde de şahinleşme dikkati çekiyor.
➔ Bu durumda faiz indirimlerinin küçük adımlarla da olsa devam etmesinde aylık enflasyon gerçekleşmeleri belirleyici olacak.
➔ Karar metninde yer alan ifadeler, faiz indiriminin enflasyon dinamikleri, talep koşulları ve dezenflasyon hedefleri çerçevesinde şekillendiğini gösteriyor.
KONTROLLÜ GEVŞEME TASARIMI
➔ Ancak, kararın ekonomik görünüm üzerindeki etkileri ve olası riskleri, dikkatle değerlendirilmeyi hak ediyor.
➔ Karar metni, enflasyonun ana eğiliminin eylül ayında yükseldiğini ve dezenflasyon sürecinin yavaşladığını açıkça ortaya koyuyor.
➔ Özellikle gıda fiyatlarındaki artışların, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları üzerinden oluşturduğu riskler vurgulanıyor.
➔ Bu tespit, TCMB’nin enflasyonla mücadelede karşı karşıya olduğu zorlukların farkında olduğunu gösteriyor.
➔ Buna rağmen faiz indirimi kararı, sıkı para politikası duruşunun sürdürüleceği taahhüdüyle birlikte gelmesi, bir çelişki gibi görünebilir.
➔ Kurul, faiz adımlarını enflasyon görünümüne ve ara hedeflere bağlı olarak ihtiyatlı bir şekilde belirleyeceğini ifade ederken, enflasyonun hedeflerden belirgin bir sapma göstermesi durumunda sıkılaştırma sinyali veriyor.
➔ Bu, indirim kararının “kontrollü bir gevşeme” olarak tasarlandığını düşündürüyor.
ZAMANLAMASI MANİDAR MI?
➔ Peki, bu indirim ne anlama geliyor?
➔ İlk olarak, TCMB’nin talep koşullarının halen dezenflasyonist düzeyde olduğuna inandığı anlaşılıyor. Yani, ekonomik aktivitenin enflasyonu körükleyecek kadar güçlü olmadığı düşüncesi hakim.
➔ Ancak, metinde dezenflasyon sürecinin yavaşladığına dair uyarı, bu indirimin riskli bir hamle olabileceğine işaret ediyor.
➔ Gıda fiyatlarındaki oynaklık ve enflasyon beklentilerindeki bozulma, indirimin zamanlamasını tartışmalı hale getiriyor.
➔ Zira, enflasyonist baskıların arttığı bir dönemde faiz indirimi, beklentileri daha da bozarak fiyatlama davranışlarını olumsuz etkileyebilir.
GEREKİRSE EK ÖNLEM VURGUSU
➔ Metnin bir diğer önemli noktası, kredi ve mevduat piyasalarındaki gelişmelerin yakından izleneceği ve gerekirse makroihtiyati adımlarla parasal aktarımın destekleneceği vurgusu.
➔ Bu, TCMB’nin faiz indiriminin piyasalarda aşırı bir hareketliliğe yol açması durumunda ek önlemler almaya hazır olduğunu gösteriyor.
➔ Likidite yönetiminin etkili bir şekilde kullanılacağı belirtiliyor ki bu, indirimin kontrollü uygulanacağına dair güvence olarak okunabilir.
➔ Ancak, bu tür ek önlemlerin etkinliği, geçmiş deneyimlerde olduğu gibi, piyasaların tepkisine ve dış koşullara bağlı olacak.
➔ Faiz indiriminin olası etkilerine bakıldığında, kısa vadede piyasalarda bir rahatlama yaratması beklenebilir. Düşük faiz, kredi talebini artırarak ekonomik aktiviteyi canlandırabilir.
ENFLASYONA BAĞIMLI HAREKET
➔ Ancak, enflasyon beklentilerinin hassas olduğu bir dönemde bu hamle, kur baskısını artırabilir ve TL üzerinde değer kaybı riskini güçlendirebilir.
➔ Özellikle, küresel piyasalarda risk iştahının dalgalı seyrettiği bir ortamda, TCMB’nin bu adımı cesur ve bir o kadar riskli görünüyor.
➔ Sonuç olarak, TCMB’nin faiz indirimi, ekonomik büyümeyi destekleme çabasını yansıtsa da, enflasyonla mücadele hedefiyle çelişebilecek bir adım olarak değerlendirilebilir.
➔ Karar metnindeki ihtiyatlı dil, risklerin farkında olunduğunu gösteriyor ancak bu indirimin başarısı, enflasyon dinamiklerinin nasıl evrileceğine ve piyasaların tepkisine bağlı olacak.
➔ Önümüzdeki dönemde, TCMB’nin enflasyon beklentilerini yönetme ve kur istikrarını koruma konusundaki kararlılığı, bu hamlenin kaderini belirleyecek.
➔ Piyasalar, Merkez’in bir sonraki adımlarını dikkatle izlemeden önce açıklanacak enflasyon verilerine bakacak.