Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Abdurrahman Yıldırım Türk reel sektörün reform yolculuğu
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        MÜSİAD’ın yeni başkanı Burhan Özdemir, Türkiye ekonomisinin gövdesi olan reel sektörün yapısal tıkanıklıklarına cesurca dokunuyor. Onun vurguladığı gibi sorun sadece faiz, kur, enflasyon değil, aynı zamanda zihniyet, eğitim ve yönetim meselesi de.

        ➔MÜSİAD başkan vekili Ahmet Doğan Alperen’in katıldığı Çamlıca Kule’deki toplantıda Prof. Dr. Nurullah Gür’ün kurum adına hazırladığı “Orta Gelir Tuzağından Çıkış” raporu değerlendirildi.

        Rapor reel sektörün etkin kapasite kullanımı, verimlilik artışı ve yeni rekabet alanlarının yakalanması üzerine kurulu.

        ➔Daha çok orta büyüklükte ve küçük ölçekli şirketlerden oluştuğu dikkate alınırsa değişim isteğini tabandan gelen ses diye yorumlayabiliriz.

        ➔TÜSİAD’da temsil edilen büyük şirketlerin ve İstanbul Sanayi Odası'nın da bu görüşte olması nedeniyle denilebilir ki, reel sektörün yeniden yapılanmasını artık sektörün kendisi istiyor ve bunu zorunlu bir yol olarak görüyor.

        ➔Ancak yapılanmanın öncülüğünü de kamu sektörü yapmalı, en azından yol göstermeli. Bunun Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “2026 reform yılı olacak” açıklamasıyla ne kadar örtüşeceğini göreceğiz. Belki aynı reformlar kastediliyordur.

        ➔Bu arada MÜSİAD toplantısında konuşuldu ki, Devlet Planlama Teşkilatı’nın tasfiyesi önemli bir kayıp ve bugün yön göstermede belirli bir rol oynayabilirdi.

        EKSİK KALAN REEL SEKTÖR REFORMU

        ➔Gerçekten de Türkiye’nin reel sektör reformu hem tarihsel hem de dünyanın geldiği aşama itibariyle de kaçınılmaz hale geldi.

        ➔Hem makro düzeyde hem de şirketler aşamasında reform 1980’lerin ilk yarısında dışa açılma, ihracata yönelme ile yapıldı. Dönemin Başbakanı Turgut Özal sanayicilere “Yatınızı katınızı satın sermayenize katın” diyerek bu dönemi somutlaştırdı.

        ➔2001 krizinde ise kamu kesimi ile bankacılık sektörü yeniden yapılandırmak zorunda kalındı. Sıra reel sektör reformuna geldiğinde Başbakan Ecevit’in hastalığı ile erken seçim gündeme girdi. Ekonomi kuvvetli küresel sermaye akımlarının etkisiyle hızla toparlandı. Yeni kamusal ve finansal düzene uygun reel sektör yapılanması sonraya kaldı.

        ➔2012’de Yeni Ticaret Kanunu ile reel sektörün dönüşümü fırsatı bir daha yakalandı. Ancak uyum için verilen süreyi şirketler kesimi kanundaki yenilikleri budama yönünde kullandı. Kanun yürürlüğe girmeden budandı ve reel sektör de yenilenemeden yola devam etti.

        ➔Şu anda da kamu, finans sektörü ve reel sektör olarak ekonomiye sacayağı olarak bakarsak asıl sorun şirketler tarafında.

        ➔Kamu ve finansal reformlarla pozitif katkısıyla 25 yıldır reel sektör dönüşümü sağlamadan buraya kadar geldik.

        ORTA GELİR TUZAĞINDA TÜRK REEL SEKTÖRÜ

        ➔MÜSİAD raporunun önemi de burada. Toplumun dönüşümü ve orta gelir tuzağından kalıcı olarak çıkış için özel sektörün dönüşümünü gerekli görüyor.

        ➔Peki nasıl?

        ➔Başkan Burhan Özdemir de belirtiyor ki, büyüme rakamları var ama refahın tabana yayılması sınırlı.

        ➔Sanayi, düşük teknolojili üretim zincirinde sıkıştı. Ucuz krediyle ayakta kalan işletmeler, küresel rekabette verimlilik ve yenilikçilik açısından geri düştü.

        ➔Dünya Bankası’nın kişi başı gelir sıçraması kâğıt üzerindeki başarı. Zira enflasyon, kur oynaklığı ve yapısal reform eksikliği bu hikâyeyi gölgeledi.

        ÖZDEMİR: NİTELİKLİ VE BÜTÜNCÜL REFORMLAR GEREKLİ

        ➔Burhan Özdemir’in şu tespitleri de yerindeydi:

        “Reformlar yapılmazsa da büyüme olur ama kalkınma olmaz. Yüksek gelir grubuna geçeriz ama ne kadar üretkenlik artışı ve nitelikli olduğu tartışılır.

        ➔Hane halkının bundan ne kadar pay aldığı ve gelirin tabana yayılması önemli. 20 bin dolar geliri olanlarla 3 bin dolar geliri olan gettolar oluşur.

        ➔Finansmana erişimin zorlaştığı ve sanayicinin adım atacak yeri olmadığı söyleniyor. Ama para ucuzken de biz aldık ve yeni fabrikalar mı kurduk? Yeni makineler mi aldık? Para ucuz olsa reel sektör yine aynı hataya düşecek.

        ➔Bugün yaşadığımız ekonomik sıkışıklıktan kurtulmak hem nitelikli ve bütüncül, birbiriyle konuşan reformları gerektiriyor hem de zihniyet değişimini.”

        ÜÇ EKSENLİ DEĞİŞİM

        1-Verimlilik: Atıl kapasiteye can, israfa fren

        ➔Türkiye’de hâlâ yüz binlerce işletme yarı kapasiteyle çalışıyor. Gereksiz kapasite yatırımları, genel teşvikler ve plansız bölgesel dağılım kaynak israfını büyüttü.

        ➔Çözüm ise odaklı teşvik politikası, ölçek ekonomisi, yapay zekâ ve otomasyonla üretim devrimi.

        2- Teknolojik dönüşüm: Rekabet alanını yeniden çizmek

        ➔Türkiye’nin ihracat sepetinde yüksek teknoloji ürünlerin payı hâlâ %4 civarında. Güney Kore’de bu oran %30. Bu tablo, sanayi politikasının yeniden tasarlanması gerektiğini söylüyor.

        ➔Yapay zekâ, yeşil enerji, biyoteknoloji ve savunma gibi alanlara stratejik yatırım yapılmadan, “orta gelir tuzağı” sadece yeni bir isimle varlığını sürdürür.

        3-Değer temelli kalkınma: Amaç aynı zamanda insan odaklı olmalı

        ➔Ekonomik büyüme, sadece bilanço rakamlarıyla ölçülmez.

        ➔Burhan Özdemir’in “ahlaki aşınma” vurgusu bu yüzden önemli.

        ➔Kısa vadeli kâr maksimizasyonu yerine insan merkezli kalkınma, etik üretim, çevre duyarlılığı ve çalışan refahı ön plana çıkmalı.

        ➔Bu çerçevede yeni yılda asgari ücretin enflasyonun üzerinde belirlenmesi gibi öneriler, sadece sosyal değil, ekonomik dengeyi de güçlendirici adımlardır.

        DÖNÜŞÜM İÇİN 4 REFORM

        ➔Türk reel sektörü artık “kamu ne yapacak” sorusunu bir kenara bırakıp “ben neyi yanlış yapıyorum” sorusuna geçmek zorunda. x

        ➔Bu dönüşüm için dört reform şart:

        1-Yönetim reformu: Aile şirketlerinden profesyonel yönetime geçiş, kurumsal şeffaflık.

        2-Mülkiyet reformu: KOBİ’lerin birleşerek ölçek yaratması, ortaklık kültürünün geliştirilmesi.

        3-Eğitim reformu: Dijital becerilere sahip iş gücü yetiştirmek.

        4-Finansal reform: Borçla büyüme yerine öz sermaye ve risk paylaşımı kültürü.

        ÖNEMLİ OLAN REFAHTA LİG ATLAMAK

        ➔Türkiye’nin orta gelir tuzağından çıkışı, verimlilik, teknoloji ve değer üçgeninde bir “zihniyet devrimi” gerektiriyor.

        ➔Özdemir’in dediği gibi, “Ekonomik sorunlar sadece makro göstergelerle çözülmez. Bu, ahlaki, zihinsel ve yönetsel bir sınav.”

        ➔Bu sınavda kamunun da özel sektörün de sorumluğu var.

        ➔Eğer bu dönüşüm başarılırsa Türkiye sadece rakamlarda değil, refahın niteliğinde de lig atlayabilir.