Başkan Trump’ın dünya ticaretini yeniden şekillendirecek ve büyük gürültü koparan tarifeler konusunda ilk anlaşma İngiltere ile geçen hafta yapıldı. Ancak iki ülke arasındaki ticarette ABD zaten fazla veriyor, İngiltere açık veriyor. Bu çerçevede anlaşmayı önemli bir adım diye kabul etmek zor.
➔Hatta İngiltere tarafı “Biz zaten açık veriyorduk. Şimdi bu anlaşmayla yüzde 10 vergiye de tabi olduk. Niye cezalandırıldık?” diye soruyor.
➔İngiltere anlaşması diğer ülkeler için bir örnek teşkil edebilir. Anlaşmayla somutlaşan ise ABD’ye mal satacaklar bundan sonra yüzde 10’luk temel gümrük vergisine tabi olacaklar.
➔Doğal bir müttefiki olduğu ve ticaret fazlası verdiği için İngiltere ile anlaşma sağlamak hiç de zor değildi ve bir başarı da değil. Asıl başarı ve önemli olan Çin ve AB ülkeleri ile anlaşabilmek.
➔Özellikle de Çin’le. Hem ABD’nin en çok bağımlı olduğu ve dış açık verdiği hem de baştan gümrük vergilerine ve vergilerin konuluş biçimine karşı çıkan ülke.
➔Neyse ki, 40 günlük aradan sonra Amerikalı ve Çinli yetkililer bu hafta sonu tarife müzakereleri için İsviçre'de bir araya geldi. İlk resmi temas ve görümeler başladı.
➔Doğal olarak finansal piyasaların bütün dikkati de bu görüşmeye çevrildi. Hatta öğlen yemeği için dışarı çıkılması, kısa süreli de olsa “Çin tarafı masayı terk etti” diye algılandı.
PİYASALADAKİ DEPREM
➔Hegemon bir tavırla bütün dünyaya 2 Nisan'da ek gümrük vergileri açıklayan ABD, Çin engeline takılmış, bu ülkenin karşılık vermesiyle gerilim tırmandı ve tarifeler yüzde 145 ve yüzde 125’e kadar çıkarıldı.
➔Washington yönetimi, diğer ülkelere getirdiği ek tarifeleri 90 gün ertelerken, Çin'e yönelik tarifeler yürürlüğe girdi.
➔Dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki bu gerilim ve beklenenden bir hayli yüksek gümrük vergileri ile karşılaşılması finansal piyasalarda deprem etkisi yarattı.
➔Dolar ve borsalar hızla değer kaybederken, ABD tahvil faizleri yükseldi. Para ABD’den çıkarak Avrupa ve Asya’ya doğru yollandı.
➔Toparlanmaya rağmen hafta sonu itibariyle ABD borsaları şubat ayındaki zirve noktasının yüzde 8 aşağısında bulunuyor.
➔Aynı dönemde ABD dışı dünya borsaları ise yüzde 1.8 prim yaptı.
➔Gelişen ülke kurları bile 2 Nisan’a göre dolar karşısında yüzde 1.6 değer kazandı.
➔Dolara, ABD tahvillerine, ABD devletine ve finansal varlıklarına güven sarsılırken, altın dünyanın barometresi haline geldi. Onsu 3.500 doları gören altın gerilimin kısmen yatışması ile dalgalanıyor.
➔Finansal piyasaların, özellikle ABD tahvil piyasasının aldığı büyük hasar karşısında Başkan Trump hem Çin ile gerginliği azaltma hem de Fed başkanı Powell’e karşı tutumunu yumuşatma zorunda kaldı.
TARİFELERİN SIFIRLANMASININ KABULÜ
➔Son olarak şu noktaya dikkat çekmek gerekir. Çin ile ABD görüşmeleri, tarafların birbiri ayağına gitmeden üçüncü bir ülkede başladı. Normalde hegemon gücün ayağına gidilir. Demek ki ABD bunu kabul etti.
➔Müzakereleri başlamak ve devam etmek için Çin’in öne sürdüğü şart, 2 Nisan ve sonrasında getirilen vergilerin kaldırılmasıydı. Yapılan açıklamalardan ABD’nin bunu da kabullendiğini çıkartıyoruz ki, “Vergileri sıfırlama” bu demek.
➔Ayrıca görüşmelerin yapıldığı Cenevre’nin nasıl seçildiğine ise Trump net yanıt vermedi.
➔Hafta sonu İsviçre’nin Cenevre kendindeki müzakerelerde ABD tarafını Hazine Bakanı Scott Bessent ve Ticaret Temsilcisi Jamieson Greer, Çin tarafını ise Ekonomik İlişkilerden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Hı Lifıng temsil etti.
➔Temsilin üst düzey olması ise şimdiye kadar belirli bir hazırlığın yapıldığı ve alt düzeyde görüşmelerin gerçekleştirildiğinin bir göstergesi olabilir.
➔Ayrıca Çin tarafının niyet yoklama amacıyla başladığı müzakerelerden iki gün boyunca masasından kalkmaması iyiye işaret.
RİSK İŞTAHINI BESLEYECEK TABLO
➔Tabi ki finansal piyasaların seveceği bir tablo çıktı ortaya. Üzerine de birçok spekülasyon yapabilir.
➔Tarifeler konusunda ilerlemeye çok ihtiyacı olan ABD tarafı da bu tabloyu iyice parlatıyor.
➔ABD Başkanı Trump, kendi sosyal medyası Truth Social hesabından konuya ilişkin paylaşımında “çok iyi bir toplantı” ve” büyük bir ilerleme kaydedildi” ifadesini kullandı.
➔Trump "Çin ile İsviçre'de çok iyi bir toplantı gerçekleştirdik. Birçok konu tartışıldı, birçok konuda anlaşmaya varıldı. Dostane ama yapıcı bir şekilde tam bir sıfırlama müzakere edildi. Hem Çin'in hem de ABD'nin iyiliği için Çin'in Amerikan iş dünyasına açılmasını görmek istiyoruz. Büyük bir ilerleme kaydedildi" dedi.
➔Trump, görüşmeler öncesinde Çin’e uygulanan ithalat vergilerini yüzde 145’ten yüzde 80’e indirme fikrini gündeme getirerek uzlaşı sinyali vermişti. Bu açıklamanın ardından gelen tam sıfırlama mesajı, ABD-Çin ticaretinde yeni bir dönemin habercisi olarak değerlendirilebilir.
➔Trump’ın abartılı açıklamasına danışmanı Hassett’in “Çinliler görüşmelere katılmak, ABD ile ticari ilişkileri yeniden dengelemek için çok çok istekli” dedi.
➔Daha dengeli ve gerçekçi açıklama ise ABD adına görüşmeleri sürdüren Hazine Bakanı Bessent’ten geldi. Bessent “Çin ile ticaret görüşmelerinde önemli ilerlemeler kaydettik. Farklar önceden düşünüldüğü kadar büyük değil. Pazartesi günü detayları açıklayacağım” dedi.
HİÇBİR ŞEY OLMASA BİLE ENFLASYON YÜKSELECEK
➔Elbette ilk görüşmeden “Tamam anlaştık” gibi bir açıklama beklenmiyordu. Müzakerenin başlaması, kavgasız bir şekilde tamamlanması bile piyasalarda risk iştahını artırmaya yeter.
➔Halbuki görüşmeler sonucunda iki taraf anlaşmaya varsa dahi, İngiltere örneğindeki gibi yüzde 10 temel vergi baki kalacak.
➔Ayrıca Çin mallarına daha yüksek vergiler gelecek. Bu malların üretimi ABD’de hemen yapılamayacağı için, geçici bir süreyle de de olsa mal eksikliği olacak ve fiyatlar konulan vergi yükü kadar artacak.
➔Ya da ithalatçı şirketler maliyetin bir kısmını tüketicilerle paylaşacak. Nihai fatura tüketiciye çıkacak. Hiçbir şey olmasa bile enflasyon yükselecek.
➔Goldman Sachs, Çin’den gelmeyecek mallardan dolayı haziran ayından başlayarak ABD’de bir yıl boyunca enflasyonda yükseleceğini tahmin etti.
➔Hatta geçmişe yönelik enflasyon analizleri gösteriyor ki, son 25 yılda hizmet enflasyonu mal enflasyonunu epeyce üzerinde seyretmiş. Çünkü mal ithal edilebiliyor. 2000 öncesi 4-5 bin dolarlık bilgisayar bugün 400-500 dolara inmiş Oyuncak fiyatları yüzde 70 düşmüş.
➔Özetle gümrük tarifelerinin yükseltilmesi asıl ABD’yi zora sokacak. Müzakerelerde kazanırsa aslında kaybedecek.
➔Çin ise kaybedenlerinden biri olacak ama en büyük kaybedeni olmayacak.
GERİ ADIM ATAN KAYBEDER
➔Aslında tarife savaşı da işin görünen yüzü olabilir. Sahnenin arkasında Çin’i dünyada yalnızlaştırmak ve ABD’nin hegemonluğunu bir kez daha teyit ettirmek var gibi geliyor bana. Yani kim kimi dize getirecek olayını yaşıyor olabiliriz.
➔Çin, ABD’ye diş geçirebilirse gelecekte başka ülkeler de bu yoldan gidebilir.
➔ABD, Çin’i dize getirirse hala hegemon olarak kalacak. Çin bunu dedirtmemek için, ekonomisini zora sokma pahasına, acı çekerek sonuna kadar direnebilir.
➔Durum ortaya koyduğumuz gibiyse tarife görüşmeleri çok çetin, çok zor ve uzun sürebilir. Bu görüşmeler sırasında da geri adım atan kaybeder.
➔Bu oyunda ABD’nin kaybedeceği çok şeyi var. Ya da bu oyunu uzun süre sürdürmesi zor görünüyor.
➔Çin’in kaybı ise daha az olabilir ya da gerginlik oyununu daha uzun süre devam ettirebilir.
İKİ ÜLKENİN FARKI NEREDE?
➔Çünkü iki ülke arasındaki temel fark demokraside. Çin otokrat bir rejimle yöneliyor ve Jinping’in seçim gibi bir derdi yok. Ömür boyu görevini sürdürme garantisi almış.
➔Trump ise 4 yıllığına gelmiş ve gelecek yıl ara seçime girecek. Kaybederse güçten düşecek ve topal ördeğe dönecek.
➔Kaldı ki, küresel sistemin de temelini oluşturan derin ve büyük finansal piyasaları iyi çalışıyor. Demokles’in kılıcı gibi, yönetimin büyük yanlışlarına ceza kesiyor.
➔Buna ilaveten görüşmeler uzar, gelecek yıla kalırsa ABD’liler yaz tatiline çıkamaz veya yılbaşı alışverişini doğru dürüst yapamazsa bunu bir kenara yazarlar.