Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Abdurrahman Yıldırım Rekabetin gözünü seveyim!
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Bitişikteki grafik İSO 500 Büyük Sanayi Kuruluşu’nun açıklanması sırasında bir soru üzerine gösterildi. Sanayinin uygulanmakta olan programa ve dezenflayon politikasına verdiği desteği gösteren ve TÜİK verilerini esas alan grafik OVP’nin uygulamaya girdiği Eylül 2023’ten Nisan 2025 dönemini kapsıyor.

        ➔Buna göre sanayi üretimi de içeren temel mal enflasyonu yüzde 53.2’den yüzde 20.3’e, hizmetler enflasyonu yüzde 86.5’dan yüzde 54.6’ya iniyor.

        ➔Hizmetler yavaş, temel mallar hızlı düşüyor. 19 ayı kapsayan düşüş hizmet grubu fiyatlarda yüzde 37 olurken temel mallarda yüzde 62’ye varıyor.

        ➔İki ana gruptan oluşan manşet enflasyon da yüzde 39 düzeyinde geriledi. TÜFE Eylül 2023’te yüzde 61.5’tan Nisan 2025’te yüzde 37.9’a indi. Enflasyonda düşüşü sağlayan asıl unsur temel mal fiyatlarındaki daha hızlı düşüş.

        ➔Enflasyon sepetinin de yüzde 70’ten fazlasını temel mallar oluşturuyor.

        ➔Ekonomi yönetimi ve Merkez Bankası da bu duruma sık sık vurgu yapıyor. Düşüşe direnen kiralardan, konut fiyatlarından, eğitim ücretlerinin yüksekliğinden yakınıyor.

        MALİYET BASKISI FİYATLARA YANSITILAMADI

        ➔ Enflasyondaki bu görünüme dayanarak İSO Başkanı Erdal Bahçıvan da doğal olarak “Ekonomi programına ve dezenflasyona en büyük desteği sanayici veriyor. En büyük bedeli yüksek faiz üzerinden biz ödüyoruz” dedi.

        ➔Erdal Bahçıvan 500 Büyük Sanayi Kuruluşunu açıklarken iki konunun daha üzerinde durdu:

        ➔2024 yılındaki bu zayıf performansta iç ve dış gelişmelerin belirleyici rol oynadığına dikkat çeken Bahçıvan “Dezenflayon politikaları daha kapsamlı şekilde uygulanmaya başlandı. Buna bağlı iç talepte başlayan kademeli yavaşlama sanayi sektörünün satışlarını olumsuz etkiledi” diye konuştu.

        ➔İhracat pazarlarındaki talebin de zayıf seyrettiğine işaret eden ve bu nedenle ihracat artışının sınırlı kaldığını belirten Erdal Bahçıvan “Ayrıca artan maliyet baskılarının satış fiyatlarına yeterince yansıtılamaması, Türk lirasındaki reel değerlenme ve güçlü doların yol açtığı parite etkisi, sanayinin uluslararası rekabet gücünü zayıflatarak satış performansını düşürdü” açıklamasını yaptı.

        ŞİRKETLERDE YOĞUNLAŞMA YAYGINDIR…

        ➔Eğer dış pazarlarda Çin ve diğer Asya ülkeleri malları ile rekabet edilebilseydi ihracat artacak, sanayici içeride ve dışarıda daha rahat fiyatlama yapacak, muhtemelen yurtiçi fiyatlar daha yüksek kalabilecekti.

        ➔Temel malların dış ticaretinin yapılabilir olması aynı zamanda ithalatı gündeme getiriyor. Değerlenen TL sayesinde ayrıca ithal malların fiyatı biraz daha ucuzladı ve ithal etmek daha cazip hale geldi.

        Türk ekonomisinin yapısında yine TÜİK verileriyle ciddi bir yoğunlaşma olduğu da bir gerçektir. Üretimde olsun hizmetlerde olsun sektörlerde rekabet genelde eksiktir, büyükler hakim pozisyondadır. Fiyatlamayı da onlar yapar.

        ANA SANAYİ MALLARI DIŞ REKABETE AÇIKTIR

        ➔Ancak sanayi malları ithal edilebilir özelliğinden dolayı dış rekabete, ithalatın rekabetine açıktır.

        ➔Halbuki hizmet grubunu ithal edemezsiniz. Konut, ticari gayrimenkul, eğitim, lokanta, otel, taşımacılık veya ulaşım fiziken yerel olmak zorunda. Beğenirsen ve finansal gücün varsa satın alırsın.

        ➔Hizmet grubunda talebin hala canlı olmasının ve bunun da enflasyon düşüşünü yavaşlatmasının bir nedeni gelir dağılımının bozulması, gelirini ve servetini artıran önemli bir kitlenin yaptığı tüketimdir.

        ➔Bu kesimin gelirine veya servetine yeni vergi getirilmediğinden aynı zamanda faizlerin tasarruf sahipleri açısından tüketimi caydıracak düzeylere çıkmamasının sonucu olarak harcamayı tercih ediyorlar. Aynen otomobil ve konut satışlarının rekor kırmaya devam etmesinde görüldüğü gibi.

        Dış rekabetin eksikliği ve yüksek gelirli kesimin harcamalarını sürdürmesi temel mallar ile hizmet enflasyonları arasındaki farkı oluşturuyor. Hani derler ya “paranın gözünü seveyim.”

        ➔Piyasaların veya ülkelerin rekabete açık olması dinamizmin, ilerlemenin, verimliliğin ve etkin işleyişin temelidir. Ve de tüketici için yapılabilecek en hayırlı icraattır.