500 Büyük Sanayi Kuruluşu sonuçlarından sonra Merkez Bankası’nın verileri de gösteriyor ki, reel sektörün borca boğulmuş bir durumu yok. Hatta TCMB Finansal İstikrar Raporuna göre reel sektörün finansal yükümlülüklerinde reel bir azalma dahi var.
➔Geçen yılın mart ayında reel sektörün finansal borç toplamı 11 trilyon 940 milyar lira iken bu yılın mart sonunda 16 trilyon 385 milyar liraya çıktı.
TL VE TOPLAM BORÇLULUK AZALIYOR
➔Bir yıllık artış yüzde 38 ile enflasyon düzeyinde. Daha doğru karşılaştırma ise son bir yıllık ortalama enflasyon ile olabilir ki, daha yüksek.
➔Ancak aradan geçen zamanda kısa vadeli kredilerin uzun vadeye çevrildiği de dikkati çekiyor. Artışın bir kısmı buradan geliyor.
➔Daha önemlisi reel şirketlerin toplam borcunun GSYH’ya oranı yüzde 38.9’dan yüzde 35.7’ye indi. Bu da borçlulukta reel bir azalmaya işaret ediyor.
➔Gerçi sıkı para politikası uygulanıyor ve krediler üzerinde kısıtlar var. Krediye talep yüksek faizlerin düşürülmesi halinde çok.
➔Ama hem faizler yüksek hem de ortada kredi veren yok ki, alan ve borçları yükselen bir reel sektör olsun.
BİR YILDA YURT DIŞINDAN 57 MİLYAR DOLAR BORÇ
➔Şirketler için yurtiçinde uygulanan kredi kısıtlamalarını aşmanın bir yolu dış kredi bulmak. Reel sektör borçlarındaki artışın önemli kısmı buradan geliyor zaten.
➔Raporda yer alan bitişikteki Merkez Bankası’nın “Reel Sektörün Finansal Yükümlülükleri” tablosu şirketlerin yabancı para ve dış finansmana yöneldiğini ortaya koyuyor.
➔Mart sonu itibariyle son bir yılda reel sektörün yabancı para kredileri 57 milyar dolar arttı. Mart 2024’te 209.2 milyar dolar olan ve içinde yurtdışı yabancı para tahvillerini de kapsayan toplam yabancı para kredileri Mart 2025’te 266.1 milyar dolara yükseldi.
➔Yabancı para kredilerindeki dolar bazındaki artış yüzde 28 oranında.
➔Normalde yurtiçi TL kredilerin stoku 5 trilyon 192 milyar liradan 6 trilyon 335 milyar liraya çıktı ve 22 düzeyinde artış gösterdi ki, bu aslında enflasyonun altında kalarak reel bir düşüşe işaret ediyor.
DÖVİZ BORCUNDA BAŞA GÜREŞİYORUZ
➔Buna karşılık şirketlerin yurtiçinde kullandığı yabancı para kredi tutarı 3 trilyon 737 milyar liradan 6 trilyon 72 milyar liraya çıktı. Buradaki artış oranı ise yüzde 63 ile enflasyon üzerinde.
➔Özetle şirketler dışarıdan ve içeriden değerli TL taahhütlerine de güvenerek dövizle borçlanıp finansman sağlamaya çalışmışlar.
➔TL kredi kullanımı son derece kısıtlı olduğundan da mecburen toplam borçları reel olarak gerilemeye başlamış.
➔Nitekim Merkez Bankası’nın bir başka grafiği Türkiye reel sektörünün yerli ve yabancı para borçluluğunu emsal ülkelerle karşılaştırıyor.
➔Bitişikte yer alan grafikten de görüleceği gibi şirketlerin borçları ağırlıklı şekilde yabancı para üzerinden. Türkiye’ye bu konuda yakın ülkeler olarak Macaristan ve Çekya olduğu görülüyor.
154 MİLYAR DOLARLIK AÇIK POZİSYON
➔Şirketlerin döviz borçlarının artmasına karşılık döviz gelirlerinin aynı şekilde artmaması dövizde açık pozisyonu ve kur riskini beraberinde getiriyor.
➔Yine TCMB verilerine göre 2024 yılı ilk çeyrek itibariyle reel şirketlerin döviz açık pozisyon tutarı 69.7 milyar dolar iken bu yılın ilk çeyreğinde 153.9 milyar dolara yükseldi.
➔Döviz pozisyon açığında bir yılda 84.2 milyar dolarlık veya yüzde 121 düzeyinde artış çok hızlı.
➔Şirketler finansman bulma ve buradan kazanç elde amacıyla ekonomi yönetimine ve Merkez Bankası’na da güvenerek büyük bir kur riskini sırtladılar.
Haydi hayırlısı diyelim.