Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Esin Övet Kar İstanbul'a yine gösterdi yüzünü
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Asıl önceki gün beklenen kar fırtınası Çarşamba günü gelip İstanbul'u yerle bir edince kimimiz çocuklar gibi şen olduk, kimimiz ise yollarda sefil.

        Oysa ki, günler öncesinden uyarılar başlamış, gözler "Cuma günü gelecek" kara çevrilmiş, hazırlıklar önceki gün için yapılmıştı. Lakin burası İstanbul ve her an, her dakika sürprizlere hazırlıklı olmak gerek. Sonuçta kar Çarşamba'dan gelip en büyük sürprizi yine biz İstanbullulara yaptı.

        Gökten yağsın bembeyaz kar taneleri yüreğimizi küçük de olsa serinletir mi bilinmez ama sosyal alem bir hayli serin ve coşkuluydu. Beyaz fotoğraflarla da uzun süredir duymadığım, dinlemediğim şarkıları da duyar oldum kar sayesinde. Yer, gök bembeyaz olmuş, evinden ya da sokaktan fotoğraf paylaşırken kimi Barış Manço'dan "Kara Sevda"yı, kimi Nalan'dan "Karlar Düşer"i, kimi Gülşen'den "Kardan Adam"ı, kimi Kenan Doğulu'dan "Kardan Kadın"ı paylaştı. Benim ise kar şarkılarım Zerrin Özer'in romantik şarkısı "Gökten oynaya oynaya yağar kar tanesi" ve Nilüfer'den "Her yerde kar var" şarkıları. Sahi sizin kar şarkınız hangisi?

        ***

        Sibel Can şarkıları ve tarzı

        Madem şarkılardan başladık öyle devam edelim.

        Dijital dünyasında olsak da, müzik dünyasında da hareketlilik olmuyor değil. Mesela Sibel Can'ın yeni albümü "Drama"dan da bahsetmek isterim, ancak tarzına bakmaktan henüz şarkılara geçemedim.

        Çünkü Sibel Can'ın albüm kapağı, saçları, kıyafetleri yine kendinden söz ettirecek nitelikte.

        Tam da klasik Sibel Can albümü zamanı yapılacak listesi uygulanıyor. Yani önce masaya yatırmalık malzeme Sibel Can kıyafeti, saçı, pozları, duruşu, kilosu, kaç kilo verdi, kaç kilo aldı gibi konular konuşulur. Sonra şarkılara geçilir. Klasik plan-proje bu albümde de şaşmadı. Yine ve yeniden Sibel Can tarzı ve kıyafetlerini konuşuyoruz. Oysa ki, hiç gerek yok ama kendisi bu yoldan vazgeçmedi. Mesela Sibel Can'ın sahne kıyafetleri de sahnesinin önüne geçti.

        Artık sahnede ne giydiği konuşuluyor? Fakat artık ben Sibel Can'ın sahne kıyafetlerini konuşmayı, eleştirmeyi de bıraktım. Sonuçta kendi, kendine beğeniyor giyinip sahneye çıkıyorsa bize laf düşmez. Ayna diye bir gerçek var. Sonuçta ayna her detayı en küçük ayrıntısına kadar gösterir. Kendisi güzel görüp giyiyorsa gerçekten artık bize laf düşmez.

        Fakat albüm öncesi sürekli yine kıyafet, tarz konuşup şarkılara geçememek gerek kendisine gerekte şarkılara yazık oluyor gibi.

        "Drama" 12 şarkılık bir albüm ve dinledikçe demlenecek şarkılar var. Çünkü Sibel Can'ın sesi, yorumuna diyecek laf yok. Bu kadar tarz arayışına girmeden direkt, en düz haliyle şarkıları söylese zaten kendinden söz ettirir. Bu kadar farklı tarzlara girmesine hiç gerek yok oysa ki!!!

        ***

        Sahnede yine Hadise var

        Bursa'daki konserinde bir hayranı sahneye atlayıp sarılıyor Hadise'ye... Tabii o an şaşkınlıkla çığlık atıyor.

        Hayran öyle bir fırlıyor ki, temas ediyor ve gidiyor. Bir şey oluyor yani, garip bir durum.

        Tabii insan o an;

        Ya bir şey yapsaydı...

        Vursaydı...

        Tokat atsaydı...

        Yere düşürseydi...

        Zarar verseydi....

        Gibi kafalarda deli sorular dolanıyor. Onca güvenliğin olduğu bir yerden fişek gibi sahneye fırlayan o hayrana korumalar bir anda ciddi bir zarar da verebilirdi.

        Yani ne gerek var böyle şeylere kardeşim. Eğlenmeye gidiyorsunuz, eğlenin.

        Şarkılar söylemeye gidiyorsunuz bağıra, çağıra söyleyin rahatlayın. Neden bu saçma haller, riskler. Sahneye atılan kötü şeylerden artık bahsetmiyorum bile. Derdiniz nedir gerçekten anlamak mümkün değil?

        Sanırım asla da anlayamayacağım...