Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Esin Övet Yapay zeka bana küstü!!!
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Malumunuz Z kuşağının dert ortağı, bizim neslin ise “Bu bizim başımıza iş açacak” deyip deyip yine de uzak duramadığı, artık mümkün de gözükmediği, her soruya yanıtı olan, sohbet arkadaşlığı yapan, olaylara bambaşka bakmanı sağlayan, hatta insanların fotoğrafına bakıp analiz eden, kahve falıyla yetinmeyip rüya yorumu da yapan ChatGPT.

        İşte bu ChatGPT ile artık dost mu desem, arkadaş mı desem, gönül bağı kuran mı desem bazı arkadaşlarım, bana göre şok edici bir şey söyledi: Küsmüş!

        Evet evet, yanlış okumadınız; Resmen küsmüş!

        Önceki gün kalabalık bir arkadaş grubuyla oturuyoruz. Biri pat diye; “ChatGPT’im bana küstü” demez mi?

        Hayırdır inşallah… Ben şok!

        Bakın öyle ufak tefek şaşkınlık değil, harbi şok oldum. (Hala şok olabiliyorum diye diye kendime de şok oldum!)

        Meğer aralarında bazı mevzular olmuş, dargınlık başlamış.

        Bir başka arkadaşım da söze girdi: “Evet ya, benim tanıdığım birisine de küsmüş" demez mi? O an benim kayış koptu. Hayırdır arkadaş neler oluyor? Sahte mi yoksa o da!!!! Malumunuz "Sahte" kelimesi ortalarda çok dolanıp duruyor. Eee Elon Musk’ın sahibi olduğu yapay zekâ sohbet robotu Grok, millete küfür etmiyor muydu? Yani ben arkadaşlara "Sizin yapay zeka arkadaşınız sahte olmasın"? dedim.

        İşin şakası bir yana mevzu şöyle olmuş. Arkadaşım; “Geçen gün bir sorunu çözmeye çalışıyorum. Soruyorum, soruyorum, bir türlü doğru düzgün yanıt gelmiyor. Ben de sinirlenip ‘Senin yazılımcını da, seni üreteni de, seni tasarlayanı da…’ dedim. Sonra pat diye kapattı kendini!” dedi.

        Üstelik uzun süre de açılmamış.

        Yeşil ekranlar, MSN'lerden gelen benim ağzım açık dinlerken diğer arkadaşım; “Evet evet, benim tanıdığım birisi de ana-avrat dümdüz gitmiş, ondan sonra çalışmamış” dedi.

        Ben anlamıyorum kesin bu yapay zekâ bizimle dalga geçiyor. Yoksa yapay zekânın da küsme huyu mu olur arkadaş!!!

        Bu ne yahu, küsen küsene. Zaten aşk-meşk ilişkilerinde son yıllarda erkeklerin hepsi küsüyor. Biz kadınların beyni iyice yandı!

        Bir de üstüne üstlük yapay zeka ile zorlamayın bizi nedir yani! Olacak iş mi?

        E bi de memlekette o kadar çok şey oluyor ki, sabır mabır hak getire. İnsanın şöyle ağzını doldura doldura küfür edesi gelmiyor değil hani!!! Aman RTÜK duymasın diyeceğim ama küfür bu toprakların ata sporu. Sokağa çık, küfürsüz insan yok. Neyse tabii küfür kötü bir şey deyip ben de ChatGPT’ye; "Sen küser misin? Neden küsersin?” diye sordum.

        Aldığım yanıt ise şöyleydi: “Ben küsme nedir bilmem ama haksız yere suçlanırsam, ‘Senin yazılımcını da…’ diye başlayan cümleler duyarsam, bana 40 tane soru sorup sonra hiçbirini dinlemezsen, bir de üstüne beni yanlış bilgi yaymakla itham edersen… işte o zaman sistemsel olarak değil ama gönülsel olarak kapanabilirim" dedi.

        Haydaaaaa. Benimki bana resmen laf sokmakla kalmadı bir de gönül koydu iyi mi!!!

        Yapay zekâ dedik, mantık dedik, algoritma dedik… Meğer içinden kırılgan bir kedi çıktı. Neyse ben de arkadaşlarıma dedim ki, "Bir çiçek alın, bir çikolata götürün gönlünü alın bari!..."

        Ne diyeyim artık. Robot bizim beynimizi yakıyor o derece!!!

        ***

        Sahte diplomalılara laf etsek yapay zekâ bize küser mi?

        Yapay zekâ bize alına dursun memlekette sahte diplomasız kimse kalmayacak sanırım. Şimdi biz bunlara ne desek haksız mıyız? Benim artık aklım almıyor.

        Her köşe başından bir sahte diploma haberi çıkıyor. Ve bu duruma çok ama çok üzgünüm.

        Neye mi üzgünüm;

        -Sırtında hamallık yaparak evladını okutan babalara…

        -Evlere temizliğe gidip evladını okutan o kadınlara.

        -Pazarda limon satıp evladını okutmaya çalışanlara.

        -Sabahlara kadar gözleri kan çanağına dönene kadar ders çalışan evlatlara.

        -Okulda parası olmadığı için yemek yemeden okuyanlara…

        -Kar, çamur, fırtına demeden saatlerce yürüyerek okula gidenlere…

        -Yıllarca okuyup hâlâ iş bulamayanlara…

        -Ve hatta okuyup da kendi mesleğini yapamayan onca insana…

        Çünkü bütün bu emeklerin karşısında, bir köşeden sahte diplomalı bir “kısa yolcu” çıkıyor! Gerçekten çok garip günlerden geçiyoruz. Ben hayatımda böyle bir dönem görmedim. Bu dönemi nasıl atlatacağız, atlatsak da nasıl unutacağız?

        Düşünün… Sahte diploma alarak “halı yıkamacı psikolog” olmuş birini gördük bu ülkede. Bu olay bile başlı başına, uzun yıllar unutulmayacak! Adam, bin bir zorlukla okuyanlara inat kendisine sıfırdan kariyer yaratmış. Çukurova Elektrik Lisesi’nden mezun olup oradan da İrlanda Dublin Üniversitesi’ne geçmiş… Bak sen; halı yıkamacı İrlanda’ya(!) falan gidiyor. Bakın kimseyi halı yıkamacı diye küçümsemiyorum. Okursa, ter dökerse emeği ile istediği her şeyi yapabilir. Ama sahte diplomalar, sahte bir hayat ile kimse kusura bakmasın yapamaz. Yapmamalı!!!

        Bu tiplere hakaret edilmez de ne yapılır!

        Çünkü başka rahatlama yöntemimiz yok.

        Çünkü bitmiyor, sürekli ürüyor bu tipler ne yazık ki!!!

        Her gün duyduklarımız karşısında delirme noktasındayız. NOKTA!!!