Astrologlar; “Geliyor, geliyor Eylül geliyor… Bu Eylül’de yok yok… Eylül 2025’i dünya unutmayacak, olan olacak. Bu ay o ay! İki tutulma var ama bu bildiğiniz tutulma değil. Bu dönem tutulmalar normalden çok farklı. Karmalar, kapanmamış hesaplar, ilahi adalet, kan, gözyaşı, öfke, ihtiras, sırların ortaya dökülmesi… yok yok!” diye diye anlatıyor, köpürtüyorlar.
İyi de, ne zaman olan olmamış ki!
Her dönem, her yüzyılda bir şeyler olmuş, bir şeyler değişmiş.
Üstelik dünya zaten adil bir yer değil. İnsanoğlu zaten kötü.
-Zulüm desen insanda.
-İftira desen insanda.
-Şiddet, taciz desen insanda.
-Dolandırıcılık desen insanda.
-Savaşlar desen insanda.
-Hayvana eziyet desen insanda.
-Doğayı yok etmek desen insanda.
-Kadına, çocuğa zulüm desen insanda.
Varsın bu Eylül de unutulmasın o zaman. Tüm zalimlerin, kötülerin ortaya çıktığı bir ay olsun. Arkadan iş çevirenler, kötülükleri yapanlar bir bir dökülsün ortaya. Ama doğrusu ile… Yalanla, yanlışla değil. Neyse o! Bam bam bam!
Hele o vicdansızlar yok mu…
İşte onlar bir bir saçılıversin ortaya.
-Narinlerimizi, Ahmetlerimizi katledenler.
-Ağaçlarımızı, ormanlarımızı yakanlar.
-Savaşlarda masumları öldürenler.
-Kadınlara etmediğini bırakmayanlar.
Hepsi nasibini alsın!
***
Oysa ki
Eylül sonbaharın ilk ayıdır, güz ayıdır. Eylül demek aşkın, meşkin ayıdır. Ama astrologlar bile artık aşktan, sevgiden değil; felaketlerden, vicdansızların yok olacağından bahsediyor. Demek ki değişimin rüzgârı bu kez onlar için esecek.
Memleketimize bir şey olmasın da, vicdansızlar dökülsün. Buna varım ve umutluyum. Çünkü zorlu günleri geride bırakıp, kaybettiğimiz enerjiyi, keyfi, mutluluğu yeniden yaşayacağız. Biz bunu hak ediyoruz! Her köşesi kıymetli bu güzel ülkenin insanları olarak iyiliği hak ediyoruz.
Biliyorum, son yıllarda kötülük kol geziyor. Ama bir gerçek var ki; eninde sonunda iyilik kazanır.
Geç olur, ama olur!
***
Vicdanı rahat olan arkasına yaslanıp izlesin
Astrologların girdabına biz de girdik elbet, dinliyoruz, bakıyoruz. Benim de üç-beş takip ettiğim, güvendiğim astrolog var. Kötü şeylerin yanında iyi şeyler de söylüyor. O yüzden enseyi karartmayalım hanımlar beyler.
Hele ki, vicdanınız rahat ise...
-Arkadan iş çevirmediyseniz...
-Kimsenin parasına-puluna, evine, barkına, ailesine göz dikmediyseniz...
-Ormanları yakmadıysanız...
-Kadına, çocuklara, insana, hayvana zulüm etmediyseniz...
-Hak-hukuk yemediyseniz...
-Kimseyi dolandırmadıysanız...
-Kimsenin ekmek parası ile oynamadıysanız rahat olun. Unutmayın vicdan en rahat yastıktır.
***
Ah Mali ah
O değil de, bu gökyüzü halleri ilk Mehmet Ali Erbil’i vurdu sanki. Söylenmedik söz kalmadı, atılmadık iftira bırakılmadı ama Mali altıncı kez evlendi!
Sözleri işiten kadın da gitti bir güzel deftere imzayı attı. Ne diyeyim… Bir yastıkta kocasınlar elbet. Ama beni asıl şaşırtan, Mehmet Ali Erbil’in her seferinde olayları daha da garip hale getirmesi.
Yahu düğün sabahı TikTok’ta altın toplamak da neyin nesi Mali? Yani bunca yıldır bu işi yapıp hala şaşırdığıma şaşırıyorum ama Allah aşkına insan bu olan bitene nasıl şaşırmasın!
Gerçekten çok garip şeyler oluyor, çok!
Sosyal medya insanları çok tuhaflaştırdı!!!
***
Nikâh şahidi de uyumuş!
Mehmet Ali Erbil’in nikâh şahidi Serdar Ortaç olacakmış, ama uyuyakalmış!
Bir dönem yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen, hovardalıkları bir, çapkınlıkları bir olan ikilinin geldiği noktaya bakın. Ne dost dost gibi kalmış, ne arkadaş arkadaş gibi. Ne geçen yılların kredisi kalmış, ne de güzelliği.
Bu bile yaşadığımız yüzyılın çirkinliğini gösteren en büyük örnek değil mi?
Ne diyeyim…
Astrologlar az bile söylüyor sanki!
