Önceki gün, “Eğlence merkezinde silahlı saldırı” haberini okuyunca içim cız etti.
Çünkü o mekânlarda çalışan eşimiz, dostumuz, arkadaşlarımız var.
Ve sadece onlar da değil; o an orada bulunan masum insanlar var. Tek dertleri biraz eğlenmek, güzel bir akşam geçirmek, müzikle dans etmek… Ama birileri çıkıyor ve bu özel alana kurşun sıkıyor.
Alaçatı-Çeşme sevgimi bilen bilir. O bölgeyi karış karış bilirim. Yıllardır yazdım, çizdim, gezdim, tatil yaptım. Uzun yıllarımı oralarda geçirdim.
Açılan her mekânda bir anım, bir mazim var.
Ama son yıllarda içimden gitmek gelmiyor. Çünkü duyduklarım, gördüklerim beni çok ama çok üzüyor. Sadece mekânlar için değil, güzelim beldemiz için üzülüyorum. Zira o kurşunlar sadece mekâna değil; koca bir sektöre, hatta tüm şehre zarar veriyor.
Ezgi Mola ve Mustafa Aksakallı’nın sahibi olduğu Hacımemiş’teki o meşhur mekanda önceki gün yaşanan olayda yedi kişi yaralandı.
Yedi kişi! İnsanlar ölebilirdi!
Neden? Sadece 19 yaşında bir genç yüzünden. Çok kişiyle konuştum, bir sürü sebepler anlatılıyor, yazılıyor, çiziliyor ama, bu saatten sonra sebebin bir önemi var mı Allah aşkına?
Sonuca bakalım: Korkunç!
O gencin o mekanda olması gereken hali; gülmek, eğlenmek, sevgilisi varsa onunla güzel bir akşam geçirmek olmalıydı. Ama o, eğlenmeye silahla gitmeyi tercih etmiş. Kimin oğlu, kimin yakını, kimin neyi olduğu da bu noktada hiç önemli değil.
Mesele, bu kafa yapısına nasıl geldiği…
Ve burada artık oturup düşünmeli ve harekete geçmeliyiz. Sizi bilemem ama ben gençlerimiz için çok ama çok üzülüyorum.
Çünkü son yıllarda hiç de iç açıcı şeyler duymuyor, görmüyorum. Eminim sizler de benim gibi görüyorsunuzdur.
Gençlerimizin kafası karışık. Hem de çok.
Hele ki bu tür mekanlarda çoğunlukla gençler varsa, iş daha da vahim. Demek ki bir şeyler eksik onların hayatında.
Eskiden de oluyordu böyle şeyler, ama bu kadar genç yaşta değildi olaylara karışanlar. Onların derdi başkaydı; bunlarınki çok daha başka.
Ben de şimdi; “Eskiden böyleymiş, şimdi şöyle olmuş” geyiğine girmeyeceğim. Ama yıllardır gece hayatını bilen, içinde olan, şifrelerini çözen biri olarak söylemeliyim ki, artık uzak durduğum bir gerçeklik var:
Gece hayatı değişti. Neden mi? Klasik bilinen gerçekler;
-Para el değiştirdi.
-Müşteri değişti.
-Mekan sahipleri değişti (İşi bilmeyen, ama parayı bulan herkes mekân açıyor).
-Yeni nesil ne yazık ki eğlenmeyi bilmiyor diye uzayıp giden bir sürü sebep var.
Ama en büyük gerçek şu: Patlayan her silah, sadece bir olaya değil, bir sektöre, bir yaşam biçimine, binlerce çalışanın ekmeğine zarar veriyor. O mekanlarda çalışan binlerce insan var. Evine ekmek götüren, çocuğunu okutan, hayata tutunmaya çalışan insanlar. Ve biz bu sektöre bu kadar hoyratça davranamayız.
***
Peki bir insan eğlenmeye neden silahla gider?
-Hava atmak için.
-Racon kesmek için.
-Birilerinden korktuğu için.
***
Peki bir mekan neden silahlı kişiyi içeri alır?
-Yapacak başka bir şeyi kalmadığı için.
-Gelen kişiden korktuğu için.
-Ve yine, çaresiz kaldığı için.
***
Daha yeni başıma gelen bir olaydan bahsedeceğim
Bodrum’da son günlerde çok popüler olan bir mekanın işletmecisine, “Çok küçük yaşta müşteri almaya başladın. Senin müşterilerinin yaş ortalaması büyük. Bu böyle giderse başına iş alırsın” dedim.
Aldığım cevap şu oldu: “Esin Hanım ne yapayım? Ben almak istemiyorum ama kimler kimler arıyor ‘Al’ diye… Önüne geçemiyorum" dedi.
İşte bu kadar basit:
-Mekana alınmayınca biri arıyor al emri veriyor.
-Hatırı sayılır bir abiyse, bingo! Ki zaten öyle oluyor.
-Mekan mecburen alıyor.
Sonuç mu?
Kavga.
Gürültü.
Şiddet.
Geçtiğimiz hafta o mekanda üç kez kavga çıktı.
Normalde gayet sakin bir yerdi ve hiç kavga çıkmazdı. Giden kişiler hep aynı kişiler ve tanıdıktı. Yani diyecek bir şey yok…
Müşteri değişirse, sorun çıkar.
İşletmeci önünü alamazsa, sorun daha da büyür.
Çünkü bazı şeylere mecbur kalınıyor.
Ve olan yine masum insanlara oluyor…