Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Bilgi Yaşam Boğaz fısfısı orucu bozar mı? Diyanet'e göre oruçluyken boğaz fısfısı sıkmak orucu bozar mı?

        Açlık hissi kişinin empati yeteneğini artırarak yoksul ve muhtaç insanların durumunu daha iyi anlamasına vesile olur. Bu da bireyde paylaşma yardımlaşma ve toplumsal dayanışma bilincini güçlendirir. Ramazan ayında sahur ve iftar sofralarında bir araya gelmek birlik ve beraberliği pekiştirirken kişinin hem ailesiyle hem de toplumla olan ilişkilerini kuvvetlendirir. Sabır ve irade gücünü geliştirdiği gibi kişinin ruhsal dinginliğe ulaşmasına da katkı sağlar.

        Açlık ve susuzluk sürecinde birey dünya nimetlerine olan bağlılığını sorgulama fırsatı bulur ve dünyevi arzulardan arınarak manevi yönünü güçlendirir. Oruç tutarken dilin kötü sözlerden gözün haramdan kulağın gıybetten korunması gerektiği bilinci kişiyi ahlaki anlamda da olgunlaştırır. Bu yönüyle oruç insanın hem bedenen hem de ruhen kendini yenilemesine iç huzurunu bulmasına ve daha bilinçli bir hayat sürmesine katkı sağlayan önemli bir ibadettir.

        REKLAM

        DİYANET'E GÖRE ORUÇLUYKEN BOĞAZ FISFISI ORUCU BOZAR MI?

        Diyanet İşleri Başkanlığı'nın oruç hakkında yaptığı açıklamalarda oruçlu bir kişinin yeme, içme ve cinsel ilişki gibi fiziksel ihtiyaçlardan uzak durması gerektiği vurgulanır. Oruç sadece bu üç temel eylemi engellemekle kalmaz, kişinin bedensel ve ruhsal olarak da temizlenmesini sağlayacak bir deneyim olmalıdır. Bu yüzden boğaz fısfısı gibi herhangi bir ilaç ya da tedavi ürünü kullanmak orucun geçerliliğini etkileyebilir ve bozulmasına neden olabilir.

        Boğaz fısfısı boğazdaki enfeksiyonlar, iltihaplar veya ağrılar için kullanılan bir sprey türüdür. İçeriğinde antibakteriyel veya antiseptik maddeler bulunduran bu spreyler boğazdaki bakterileri yok etmek iltihapları azaltmak veya rahatlama sağlamak amacıyla kullanılır. Ancak bu tür ilaçların kullanımı oruçlu iken dikkat edilmesi gereken bir konu haline gelir. Çünkü oruç boğaz yoluyla vücuda herhangi bir madde girmemesi gerektiğini savunur. Boğaz fısfısının da boğazın içine sıkılarak vücuda girmesi söz konusu olduğunda orucun bozulması ihtimali doğar.

        REKLAM

        Diyanet oruçluyken herhangi bir madde yutulmasının orucu bozacağı konusunda net bir görüş belirtmiştir. Bu yutulan sıvılar, katı gıdalar ve hatta bazı ilaçlar için de geçerlidir. Boğaz fısfısı da kullanımı sırasında ağzın içine girebilen bir sıvı olduğu için oruçlu bir kişi tarafından kullanıldığında oruçlarının bozulmasına neden olabilir. Burada önemli olan spreyin gerçekten vücuda girmesi ve sindirim sistemini etkilemesidir. Eğer fısfıs ağızda kalıp yutulmadan tükürülürse orucun bozulmayacağı yönünde bazı görüşler de mevcuttur. Diyanet'in açıklamalarına göre oruçluyken bu tür tedavi yöntemlerinin kullanılmaması daha güvenli ve doğru bir yaklaşım olacaktır. Fakat astım hastalarına özel bir açıklaması da bulunmaktadır.

        Diyanet İşleri Başkanlığı’nın fetvalarına göre astım hastalarının kullandığı nefes açıcı spreylerin orucu bozup bozmadığı konusu ilacın kullanım şekline ve vücuda olan etkisine göre değerlendirilmelidir. Genel olarak oruçlu bir kişinin midesine doğrudan bir şeyin ulaşması orucu bozan temel unsurlardan biridir. Fakat astım hastalarının solunum yollarını açmak için kullandıkları spreyler doğrudan mideye gitmek yerine büyük oranda akciğerlere ulaştığından Diyanet bu tür spreylerin orucu bozmadığını belirtmiştir.

        Bu fetvaya göre astım hastaları nefes darlığı dışında oruç tutmaya engel teşkil eden başka bir sağlık problemleri yoksa nefes açıcı sprey kullanarak oruç tutabilirler. Bunun nedeni kullanılan spreyin çok küçük miktarda sıvı içeriyor olması ve bu miktarın büyük bir kısmının solunum yollarında emilip kaybolmasıdır. Yapılan araştırmalara göre bir kullanımda sıkılan spreyin yaklaşık 1/20 ml’lik bir sıvı içerdiği ve bunun önemli bir kısmının akciğerlerde ve ağız dokularında emildiği ifade edilmektedir. Tükürükle mideye ulaşan bir miktarın olup olmadığı kesin olarak bilinmediğinden orucu bozmadığı kabul edilmektedir.

        Bu, abdest alırken ağızda kalan suyun mideye ulaşması durumunda orucun bozulmaması ile kıyaslanabilir. Nitekim hadislerde abdest sırasında ağza alınan sudan kalan miktarın orucu bozmayacağı bildirilmiştir (Ebû Dâvûd Savm 33 [2385]). Ancak astım hastalığı kronik ve ağır bir şekilde seyrediyorsa ve kişinin sağlığını ciddi şekilde etkiliyorsa bu durumda Diyanet’in fetvasına göre hasta kişi oruç tutmayabilir. Çünkü İslam dini bireyin sağlığını korumasını öncelikli bir sorumluluk olarak görmektedir. Bu durumda kişi iyileştikten sonra tutamadığı oruçları kaza edebilir. Eğer hastalığın iyileşme ümidi yoksa bu durumda her gün için fidye verilmesi gerekir.

        Fidye miktarı Ramazan ayında bir fakirin bir günlük temel gıda ihtiyacını karşılayacak kadar olup fitre miktarı ile aynıdır. Oruçluyken rahatsızlık yaşayan kişilerin bu tür tedavi yöntemlerini kullanmadan önce mümkünse bir doktora danışmaları alternatif tedavi yöntemlerini araştırmaları daha sağlıklı bir yaklaşım olabilir. Çünkü dini bir ibadet olmanın ötesinde insan sağlığı açısından da birçok fayda sunmaktadır. Öncelikle sindirim sistemine dinlenme fırsatı tanıyarak metabolizmayı düzenler ve vücudun yenilenmesine katkı sağlar.

        Uzun süre aç kalmak vücutta biriken toksinlerin atılmasına yardımcı olur ve hücrelerin kendini yenileme sürecini hızlandırır. Modern tıpta da oruç benzeri periyodik açlık yöntemlerinin bağışıklık sistemini güçlendirdiği ve yaşlanmayı geciktirdiği ortaya konmuştur. Bunun yanı sıra kan şekerinin dengelenmesine yardımcı olur insülin direncini azaltır ve fazla kilo sorunu yaşayan kişiler için sağlıklı bir beslenme düzeni oluşturmanın başlangıcı olabilir. Manevi açıdan bakıldığında ise insanı kötü düşüncelerden, kibirden, öfkeden ve bencillikten uzaklaştırarak ruhsal bir arınma sürecine sokar.

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ