İnme riskini önceden tespit eden yerli ve milli yapay zeka algoritmasında hedef global pazar
Türk girişimci Doç. Dr. Deniz Aliş ile 3 mühendis arkadaşı tarafından inme ve beyin kanaması ihtimalini tespit etmek için geliştirilen yapay zeka algoritması, 4 ülkede kendisini kanıtlamasının ardından yüzünü global arenaya çevirdi
Radyoloji Ana Bilim Dalı'nda Öğretim Üyesi Doç. Dr. Deniz Aliş ve 3 Türk mühendis arkadaşı 2019 yılında inme ve beyin kanaması ihtimali olan hastalarda önceden tanıya yardımcı bir yapay zeka algoritması oluşturarak bu projeleri ile TÜBİTAK'a başvurdu.
Aliş ve ekibi, TÜBİTAK'ın 1512-Girişimcilik Destek Programı'ndan projelerinin kabul alması üzerine şirketlerini kurarak çalışmalarına devam etti.
Deniz Aliş, söz konusu sistemin temelinde derin öğrenme algoritmalarının bulunduğunu anlattı.
Türkiye'deki verileri anonimleştirerek ilgili bazı kurumlardan aldıklarını dile getiren Aliş, şöyle devam etti: "Bunları uzman hekimler etiketliyorlar. Modellerimizi eğitiyoruz. Bu modelleri, beyin kanamasını, inmeyi radyolojik görüntülerle tespit edecek hale getiriyoruz. Getirdiğimiz modelleri de hastane içerisinde kurulan sisteme tüm Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) süreçlerine uygun şekilde yerleştiriyoruz. Bu modeller çekim yapıldıktan sonra görüntüyü cihazlardan alıyorlar, işliyorlar. Beyin kanaması varsa, inme varsa hemen mobil uygulamaya ve hastane sistemlerine uyarı yolluyorlar ve doktorlar, hekimler hızlı bir şekilde uyarılarak tedaviye başlanıyor. İnme hastası için o çok kıymetli dakikaları, saatleri kazanmış oluyoruz. Bu sistem 7 gün 24 saat canlı bir şekilde çalışıyor."
İnme hastalarında tanıya ulaşmanın çok önemli olduğunu vurgulayan Aliş, "Bir inme hastasını siz, birinci saatte yakalarsanız tedavi edebiliyorsunuz ama 10'uncu saatte yakalarsanız tedavi şansınız çok azalıyor, hasta felç kalıyor ya da ölüyor. Rakamlar zaten bunu gösteriyor. Dünyada her sene 15 milyon inme hastasının 6 milyonu felç, 6 milyonu da ölümle karşı karşıya kalıyor, kalan 3 milyonu da tedaviye ulaşan veya ufak inme olup tamamıyla düzelen hastalar oluyor" ifadelerini kullandı.
Aliş, ilk olarak Acıbadem Üniversitesinden, daha sonra KOSGEB'den ve İş Bankası Yapay Zeka Fabrikasından yatırım ve fonlama destekleri aldıklarını belirterek bu desteklerle TÜBİTAK'ın kabulü ve desteği ile başladıkları ürünü daha da geliştirerek hastanelerde kullanıma sunduklarını söyledi.
"TÜRKİYE'DEKİ 60 HASTANEDE ŞU AN KULLANIMDA"
2021 yılında ilk pilot çalışmalarını Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde yaptıklarını anlatan Deniz Aliş, sistemin tamamıyla ürünleşip ticari pazara geçmesinin 2022'de Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesinde gerçekleştirildiğine işaret ederek şöyle konuştu: "O zamanlar İstanbul İl Sağlık müdürü olan ve bugün Sağlık Bakanımız Sayın Prof. Dr. Kemal Memişoğlu hocamızın da izinleriyle İstanbul'daki 7 tane önemli büyük hastane içerisinde ürünler yerleştirildi, ağırlıklı inme merkezlerine. Bunlar arasında Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi gibi hastaneler var. 2022 yılında ticarileşen ürün İstanbul'daki bu merkezlere konuldu, hekimlerin ve hastaların kullanımına açıldı ve daha sonra Türkiye'de yaygınlaştırıldı. Şu an 60 hastanede bu uygulama yaygın bir şekilde kullanılıyor."
Doç. Dr. Aliş, algoritmanın tamamıyla yerli ve milli imkanlarla geliştirdiğini vurgulayarak, "Bu tamamıyla Türk mühendisler tarafından ve Türk hekimler tarafından geliştirilen bir ürün. Kullanılan tüm veriler Türk verileri, tüm algoritmalar Türkiye'ye ait. Zaten ürünümüzün de bir yerli malı belgesi bulunuyor. Yüzde 99'un üzerinde yerli imkanlarla geliştirildiği kanıtlandı ve belgesi de alındı. Şimdi hedefimiz tabii ki bu yerli ve milli imkanlarla geliştirilen ürünü artık global arenaya çıkarmak" dedi.
İhracatlarına 2024 yılı itibarıyla başladıklarını aktaran Aliş, ilk etapta Azerbaycan, Ukrayna'da satış gerçekleştirdiklerini ve şu anda aktif olarak bu ülkelerde ürünlerinin kullanıldığını kaydetti. Birkaç ay içerisinde Arap Yarımadası'nda Katar'da pilot uygulamalarının başlayacağını bildiren Aliş, "Hollanda'da da pilot uygulamamız başlayacak. Özbekistan tarafında da görüşmeler var. Yani hızlanıyoruz ve hedefimiz de zaten önümüzdeki 5 yılda şu an 60 olan hastane sayımızı en az 800'ü yurt dışında olacak şekilde 1000'in üzerine taşımak. Avrupa başta olmak üzere ihracat yapıp ülkemize dövizi getirerek, mühendislik ekosistemimizi güçlendirmek. Bir KOBİ de olsak burada bir ekosistem yaratmayı çok arzuluyoruz ve bunu yapabileceğimize inanıyoruz. Türkiye, yüksek teknolojinin kapasitesini ihraç edebileceğini özellikle savunma sektöründe gösterdi." değerlendirmesinde bulundu.
Aliş, Türkiye'nin savunma sanayinde yaptığı gibi sağlık sektöründe de "üreten sağlık" vizyonu ve misyonu ile çok yakın zamanda ciddi anlamda ürün ihracatı yapacağına ve kendilerinin de bunun bir parçası olacağına inandığını aktardı.
Bu algoritmanın Türkiye'de hayata geçene kadar ülkede hep yabancı menşeili ürünler kullanıldığına dikkati çeken Aliş, şunları kaydetti: "Ben de bir hekim olarak yabancı menşeli ürünleri bizzat kendim de 2020 yılı öncesinde kullandım. Özellikle İsrail, Fransa, Kore, Amerika gibi sağlık teknolojisi ihracatını sıklıkla yapan ülkelerin ürünlerini kullanıyorduk. Bizim bir yerli alternatif yazılımımız maalesef yoktu. Bizim de zaten bu firmayı kurma amaçlarımızdan bir tanesi de bu. Yani bu yerlileştirme bizim için çok kıymetli. Bu ürünü kurduktan sonra şu an artık benim bildiğim kadarıyla hemen hemen ülkemizdeki tüm hastanelerde bu yerli alternatif devrede, yabancı ürünlerin çoğu kullanımdan kalktı."