Hangisi daha geyik? Her gece ekran pencerelerinde aynı siyasi atışmaları, aynı harita ve şemalar önünde aynı viledalı adamları izlemek mi, yoksa günler boyunca reel zamanlı canlı yayında nehri yüzerek geçecek geyikleri beklemek mi? İskandinavların ömür törpüsü “yavaş televizyon” modasıyla zamanında dalga geçtiğim için pişmanım. Bu yüzden lafımı esirgiyorum, memleketin aşırı hızından baş dönmesine karşı galiba İsveç televizyonu SVT’nin dijital platformunda Ångermanälven Nehri'nden geçecek geyikleri beklemeyi tercih ediyorum. Saatler boyu beklediğin halde tek geyik geçmese bile!
Hiçbir şey olmuyor da değil, gece vakti projektörlerin aydınlığında pervaneler uçuşuyor neyse ki. Canlı yayında geyik görmedim ama geri sarınca 13’üncü saatten sonra gündüz gözüyle karşı kıyıya yüzenine denk düştüm. Yine de gecenin karanlık orman kuytularından bir taç boynuz belirir mi diye beklemenin ürpertisi başka.
Şu an milyonlarca İsveçli, 24 saat ekran başında o geyikleri bekliyor. Kış günleri devrini tamamlarken, bereketli yaz çayırlarında yiyecek bulmak için bahar boyunca göçen geyikleri bekliyorlar. Büyük geyik göçü (Den stora älgvandringen) dedikleri olayın öyle kolay bitesi de yok, 33 kamerayla kesintisiz canlı yayın 4 Mayıs’a kadar sürecek. Canlı yayın burada.
Uzun soluklu dingin ve telaşsız yavaş televizyon akımı Norveç icadı. İlk kez 2009’da kamu kanalı NRK, Oslo’dan Bergen’e yedi saatlik tren yolculuğunu kesintisiz canlı yayınlıyor. Hem de hiç tanıtım yapmadan, gayet iddiasız giriştiği programda reyting rekoru kırınca ipin ucu kaçıyor; Norveç fiyortlarında Bergen’den Kirkenes’e tam beş buçuk günlük "Hurtigruten" gemi yolculuğunu 134 saat dakika dakika takip ettiriyorlar millete. Ülke nüfusu o dönem beş milyon, seyirci sayısı üç milyon. Gallup’a göre tamamı 8 bin 40 dakikalık programın izlenme payı yüzde 36. Dünyanın en güzel deniz yolculuğu dedikleri “etkinliğin” 37 dakikalık hızlandırılmış zip versiyonuna bile sonuna kadar katlanamamıştım.
Bitmedi, ulusal şömine gecesi prime time’da kütüğün kesimiyle başlayıp 12 saat sürüyor. Odunun yavaş yavaş sönüp küllenmesi bile birkaç saati alıyor, milyonlar izliyor. Gemi yolculuğunda da odun ateşinde de beklenmedik hiçbir şey olmuyor. Ama işin sırrı da burada. Ya bir şey olursa! Bir TV eleştirmeni, belki otomobiller çarpışır diye Formula1 izleyenlerle bir tutuyor sakin ekran karşısına geçen Norveçlileri. İletişim uzmanlarına göre ise yavaşlığın yatıştırıcı doğası iyi geliyor insanlara.
Ya bir şey olursa tezi pek mantıklı gelmiyor. Tamam gemi fırtınaya tutulabilir, canlı canlı heyecan yaşanır da şömine ateşine ne olabilir? En fazla erken söner. NRK’nın program müdürüne göre Norveçlilerin odun ateşiyle manevi bir ilişkisi var, ateş olmadığı takdirde o soğuk diyarda var olamayacaklarını düşündükleri için! Dokuz saatlik somon avını izlemeleri de aynı mantıkla açıklanabilir. Norveç somonu, varoluşlarının bir parçası.
Hele saatlerce canlı yayınlanan ulusal örgü gecesi… Koyunun kırkılmasından ip eğirme tezgahlarına ve 7’den 70’e kadın-erkek beş şişle çorap örenlere uzanan programda, otomobillerine artık yünlerden kılıf örmüş kadınlarla sohbetler filan derken yayın 13 saat sürüyor. Örgü müzesinden yapılan yayının parçalarını izlemeden önce “heyecan verici beklenmedik ne olabilir, en fazla ilmek kaçar” diye dalga geçmiştim ama sonradan acı gerçeğin ayırdına vardım. Bunca yıllık örgü düşkünüyüm, mümkünü yok Norveçli gibi hakim olamıyorum çorap şişlerine. Bir tür genetik özellik. Uzun ve soğuk kış gecelerinde jakarlı kazak örmeyi severler. Bir futbol karşılaşmasından enstantane ünlüdür; tribünde maç izleyen Norveçli kadın taraftar bir yandan çorap örmektedir. Örgü gecesinin kaydı buradan izlenebilir.
Norveç yayınları yavaş ama interaktif hareketlere müsait. Mesela gemi yolculuğu sırasında kıyı kasabalarından teknelerle çıkıp geminin peşine düşenler “macerayı” Twitter’dan paylaşmıştı. Sonra yayına kendini kaptıran bir seyirci, güvertede yangın çıktı diye kanalı aramış, neticede duman kokusunun kendi mutfağındaki yangından geldiği anlaşılmıştı. Örgü gecesinde de muhabbet sosyal medyaya bolca yansımıştı; gıybetsiz!
33 KAMERAYLA 500 SAATLİK FİLM
İsveçlilerin Ångermanälven Nehri’ndeki geyik macerası ise interaktiviteye pek müsait değil, yavaşlığın nirvanası denilebilir. Kuzeye özgü, geyiklerin kralı diye bilinen iri elk türünün mevsimlik göçü ilk kez 2019’da yayınlandı, her geçen yıl seyircisi artıyor. İlk denemede üç milyon seyirciyle buluşan 24 saatlik prodüksiyonun izleyici sayısı geçen yıl dokuz milyona ulaştı. Saatlerce hiçbir şey olmayan olayda geyik sürüsü söz konusu değil; 2022’de toplam 67 geyik geçmiş, 2023’de ise sadece 21. Geyik nöbeti tutmak istemeyenler uygulamadan anlık bildirim alabiliyor.
Kel kartal yuvasına web kamerası yerleştirmek gibi tek boyutlu bir işlem değil geyik takibi; 26 uzaktan kumandalı kamera ile yedi gece kamerasının iletimi için yaklaşık 20 bin metre kablo döşenmiş. Umea’daki kontrol odasında 15 kişilik ekip drondan gelen görüntüleri işliyor. İsveç televizyonunun SVT Play platformu, yaklaşık 500 saatlik film malzemesi çıkacak prodüksiyonun maliyetini açıklamıyor.
Bu arada canlı yayın boyunca nehri geçecek geyik sayısını tahmin edenlere güzel bir geyik ödülü verilecekmiş. Katılmak için süre 20 Nisan Pazar günü yerel saatle 12.00’de sona eriyor.