Rusya’nın patatesi kalmadı, Ukrayna savaşına bağlı ve bağımsız nedenlerle tarlada bitti, stoklar tükendi, raflardaki ürünün fiyatı katlandı. Biraderi Belarus, kışlık rekolteyi Rusya’ya sevk edince, patates orada da bitti. Vladimir Putin devlet televizyonunda bizzat “Yeterli patatesimiz yok, geçen yılın hasadını tamamen tükettik. Daçalarınızın bahçesine patates ekin” dediği için bu büyük itiraf sayıldı ve Rus mutfağının temel maddesi patatesin yokluğunda ülkede gıda krizi patlak verdiğine dair sinsi alay da içeren uluslararası bir hava oluştu.
Rusya, Çin ve Güney Afrika’dan alımların yanı sıra, bugüne kadar patates ihraç ettiği Moğolistan’dan bile ithalata girişirken iş dualara kaldı. Fakat ilginçtir, patates duasına çıkanlar Ruslar değil, Avrupa tarafı; “Putin patates kıtlığını itiraf etti, acaba bu yokluk ona diz çöktürür mü?” umuduyla manşetler atılıyor. Gıda ürünlerinde yüzde 12.66 enflasyon AB ölçüsüyle doludizgin göründüğünden alım gücünün düşmesi de “Putin’in baş ağrısı” bakımından umutları kamçılıyor. Son bir yılda patateste fiyat artışı yüzde 166.5’i buluyor.
Zihnin arka planında Sovyetler Birliği’nin yıkılış günleri var muhtemelen. Batı medyası devlet marketlerinin raflarındaki tek tük patates ve lahanaları görüntülemeye bayılırdı, 70 küsur yıllık sistem hatasının kurbanı zavallı (!) Sovyet vatandaşı bunlarla besleniyordu. Halk patatesten bıktığından tarlada çürüyen tonlarca ürünü kaldırmak için Kızıl Ordu arazide teyakkuza geçmiş, “Mekanize Patates Tugayları” diye alay konusu olmuşlardı.
Bir hikayeye göre McDonald’s yıkılan Sovyetlere ilk giriş yaptığında kızartmalık patates bulunmadığını hayretle idrak etmişti. Daha çok hayvan yemi vasfındaki ürün ince doğramaya müsait olmadığından Polonya’dan patates getirtilmiş, insan damağına yakışır patatesin üretimi de ondan sonra başlamıştı.
İşte şimdi o patatesin kıtlığı çekiliyor. Putin’in bu krizle nasıl baş edeceğine ilişkin medya ve sosyal medyada abartılı ve yer yer palavralı yorumlar yapılıyor; patates yüzünden Putin ile Belarus lideri Aleksander Lukaşenko’nun arasının açıldığı dedikodusu yayılıyor. Mesele popülist ve otokrat liderin varlığında düğümleniyor biraz da. Başta Trump olmasa, kimse ABD’nin yumurta kıtlığına için için sevinmez, Amerikalılar Paskalya’da yumurta yerine patates boyuyor diye dalgasını geçmezdi mesela.
Putin ile Lukaşenko'nun patates alışverişi mizah konusuRusya savaşın üç yılında on binlerce askerini kaybetti; evlere ateş düştü, bu trajediye isyan etmeyen halk acaba patates uğruna sokaklara dökülür mü? Soru bu. Rusya, 2022’deki işgalden birkaç ay sonra resmi açıklamayı bıraktı, ancak kayıp sayısının 600 bini bulduğu tahmin ediliyor. Ukrayna’nın kayıp sayısı ise 100 bin. İstanbul müzakerelerinde varılan anlaşmayla naaşlar Ukrayna ile karşılıklı takas ediliyor.
BORŞ ÇORBASI VE VOTKA
Patates kıtlığının Ukrayna savaşıyla ilgisi hem var, hem yok. Bazı kaynaklara göre yüz binlerce erkek cepheye gönderildiği için tarımsal üretimde iş gücü sıkıntısı baş gösterdi. Devletin teşvik programları savaş harcamalarına kurban gitti ve yaptırımlar yüzünden Batı’dan GPS’li traktör ve hassas gübreleme gibi zirai yüksek teknoloji girişleri durdu. Güncel rakamlarla bütçenin yüzde 47’si orduya, sadece yüzde 0.3’ü tarım sektörüne ayrılıyor.
Ancak patates krizinin temelinde yatan nedenler çok katmanlı. İklim krizine bağlı kuraklık ve bahar aylarında bizim de başımıza gelen zirai don hasadın düşmesine neden oldu; 2023’teki üretim fazlası nedeniyle fiyatların düşmesi ise çiftçiyi patates ekmekten alıkoydu, geçen yılki üretim 7.3 milyon ton geriledi. Bu miktar, ihtiyacın 1.2 milyon ton altında kalıyor.
Krizin Rus kültürüne yansımasını çeşitlendirmek isteyenler “Şimdi borş çorbaları nasıl kaynayacak?” sorusuyla yetinmeyip patates yokluğunun votkayı da vurduğunu yazıyorlar. Malûm çorba patatesten ibaret değil, bunun eti, lahanası, biberi, pancarı, havuç ve domatesi, soğan ve sarımsağı var. Votkaya gelince, Alman medyası ısrarla, patates sıkıntısı yüzünden Rusların milli içkisi votka imalatının tehlikeye girdiğini yazıyor. Gerçi patatesten mamul ev yapımı mümkün, ancak votkanın temel hammaddesi çavdar, buğday ve benzeri tahıl ürünleriyle birlikte patates. Haberler kes yapıştır yayıldığından her mecrada aynı bilgiyi bulmak mümkün, ancak Der Spiegel haberin votka ile ilgili kısmını çıkardığına dair bir düzeltme yaptı.
BÜYÜK PEDRO DEVRİMİ VE GERÇEKLER
Patates Rusya’nın temel gıda maddeleri arasında buğdaydan sonra ikinci sırayı alıyor. Kişi başına yılda 93 kilo tüketiliyor - TÜİK verilerine göre Türkiye’de kişi başına yılda 50 kilo.
Rusya’nın savunma ittifakıyla sıkı sıkıya bağlı olduğu Belarus’ta da patates temel gıda maddesi ve Lukaşenko iktidarının bir nevi sembolü sayılıyor. Sovyetler döneminde devlet tarım işletmesinin direktörü olan Lukaşenko, hasat zamanı köylüyle birlikte tarlaya giriyor, “Patates Führer’i” diye anılıyor. Ancak Rusya’daki kriz nedeniyle Lukaşenko’nun plan ekonomisi de baltalanmış görünüyor. Rusya’ya yüklü miktarda ikmal yapılınca Belarus’un stokları tükendi. Bu yüzden devlet kontrolündeki sebze fiyatlarına zam geldi, hatta Avrupa Birliği’nden meyve-sebze ithalatına yasak kaldırıldı. Rusya’nın Ukrayna’yı işgali öncesi Batı’yla ilişkilerin gerginleştiği ortamda Minsk, yaptırımlara misilleme olarak meyve-sebze ambargosunu uygulamaya koymuştu.
Şimdi patates yüzünden Putin ile Lukaşenko’nun ihtilafa düştüğü iddiaları var, ancak Lukaşenko da halkına “patates ekin” çağrılarında bulunup “Öyle bir üretim seferberliğine girişmeliyiz ki, hem bize hem de Rusya’ya yetsin, Rus kardeşlerimize yardım etmeliyiz” diyor.
Moscow Times’taki bir analiz ise patatesten daha derin bir gıda krizine işaret ediyor. Yazıya göre Rusların gıdayla imtihanı 2014’te Kırım’ın ilhakıyla başlıyor; Batı yaptırımlarına karşı misilleme olarak Moskova, Avrupa’dan et ve süt ürünleriyle diğer tarım ürünlerinin ithalatını yasaklayınca Rusların sofrası seyreliyor. Kremlin’in propagandacıları İtalyan parmesanı olmadan pekala mutlu bir hayat sürdüreceklerini söylüyorlar. İtalyanlar mutfak kültürünün bir parçası olan peynirlerle sofralarını çeşitlendiriyor; ancak patatesin pahalılaşması Rus mutfak kültürünün felaketi oluyor.
Yazar diyor ki; “Bu ülkeye patatesi getirmek Çar Büyük Pedro’nun, sakal vergisinin yanı sıra en önemli Batılı devrimlerinden biriydi. Rus halkı önce patatesten korktu, zehirleneceklerini düşündüler. Sonra bu mütevazi yiyecek gündelik gıda haline geldi. Ancak basit bir gıda bu kadar pahalı olunca insanlar patates ile makarna arasında gidip gelecek. Pahalı diye patates almaktan vazgeçmeyecekler ama yanı sıra balık ve yeşillik alamayacaklar. Bu da Rus kültüründe, eğitim ve sağlığında onlarca yıl onarılamayacak şekilde yetersiz beslenmeye yol açacak.”