Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Esin Övet Sek sek sekerekten?
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Hülya Avşar ve muhabir Akif Yaman'ın "Sek sek" tartışması hakkında birçok okuyucum fikrimi sormuş.

        Ne yalan söyleyeyim bu konuya hiç değinmeyecektim. Ancak okuyucularımız velinimetimizdir, sorularını en açık düşüncelerimle yanıtlamaya çalışacağım.

        -Esin Hanım, muhabirler neden böyle davranıyor. Muhabir dediğin her soruyu sorabilir mi?

        Günümüzde elinde telefon olan ya da sosyal medya hesabında magazin sayfası açıp ünlüler hakkında ileri geri konuşanlar dışında asıl mesleği bu olan muhabir ve habercilerin "Konu" ile ilgili her türlü soruyu sorma hakkı vardır. Tabii ki, soru sorma şekli, üslubu da çok ama çok önemlidir.

        -Hülya Avşar'a kesin hak verirsiniz siz...

        Kimseye yüzde 100 hak verme gibi bir durumum yok. Sadece mesleğim bu ve en iyi, en doğru, en kaliteli şekliyle yapmaya çalışıyorum. Ve haber neyse onu değerlendiririm. Hülya Avşar'ın da yıllardır magazin ve habercileri çok iyi kullanabilen, iyi yönlendirebilen bir ünlü olduğunu düşündüğümü zaten gizlemiyorum. Sık sık da yazdım, dile getirdim. Kendisi hiçbir şey yapmadığı zamanlarda bile kendisinden her zaman söz ettiren usta bir isimdir. Ki özellikle yeni nesle "Magazini yönetme" dersleri vermesi ve yönlendirmesi gerektiğini söyler, yazarım. Bu konuyla ilgili kesin kitap yazmalı. Baksanıza yürüyüşte bile kendinden söz ettirebiliyor. Bizler de kaç gündür yine Hülya Avşar konuşuyoruz.

        -Siz o muhabirin yerinde olsanız ne yapardınız?

        Öncelikle yıllarca sahada haber kovaladım, çok kişinin fotoğrafını çektim ve mikrofon uzattım. Habercilik çok zor iş ama bir o kadar da keyiflidir. Saha haberciliği yapan tüm habercileri de ciddiye alır, önemserim. Akif Yaman da yeni neslin başarılı bir habercisi. Kendinden söz ettiren işler yapıyor. Ancak ben onun yerinde olsam asla aramdaki mesafeyi bozmazdım. Ünlüler ve haberci arasında ince bir çizgi olması gerektiğini düşünüyorum. O çizgiyi geçince maalesef ünlüler sizi sıradanlaştırabiliyor. Ya da her türlü şeyi yapmayı kendilerinden hak görüyor. Ben de bunu çok yıllar önce fark etmiş, deneyimlemiş bir haberci olarak kendime nasıl davranılmasını istiyorsam, karşı tarafa da öyle davranan biri haberci olmaya çalıştım. O yüzdendir ki, "Sek sek" tadında biraz ayarı bozan bir yorum yapmazdım. Belli ki, Akif, Hülya Avşar'ın öncesinde kullandığı "Evlenme teklifi" gibi samimiyeti fazlaca gösteren bir hareketten aldığı cesaret ile öyle davranmış!!! Fakat bazı ünlüler bunu fark edince frene basıp bir anda renk değiştirir. Ki Hülya Avşar gibi usta bir magazin yöneticisinin karşısında her zaman ayarı korumak gerek. Ancak Akif'in boşluğuna gelip Avşar Kızı'nın yemine düşmüş ne yazık ki!!! Tabii "Siz de bana evlenme teklif etmiştiniz" diyerek bu samimiyeti öncesinde kendisinin yaptığını hatırlatıyor ama üzgünüm ki nafile!!! Hülya Avşar, taktikleri, çıkışlarını göz önünde bulundurursak kendi adıma "Gerek yokmuş, olmamış" diyorum. Bence hiç gerek yoktu!!!

        -Sizin dönemizde de böyle şeyler yaşanıyor muydu?

        Daha fazlası da yaşanıyordu inanın. Ah ah bu sektörden kimler geldi, kimler geçti, kimler yok oldu. Gerek ünlüler, gerek haberciler. O yüzdendir ki, bir haberci olarak her zaman "Ünlülere elini verirsen kolunu kaptırırsın" derim. Ayar, tavır, duruş, davranış çok önemli. Duruşu bozmamak en sağlıklısı.

        Sonuç; gazeteciler ile ünlüler arasındaki mesafe her zaman iyidir. Korumak gerek. Magazin dünyası ne siyasete, ne spor dünyasına, ne de ekonomi dünyasına benzer. Adı üstünde renkli hayat insanların da rengarenk olduğunu gösterir. Bu dünya farklı. Bazıları öyle renk değiştirir ki, akşamdan sabaha bambaşka biri olabilirler.

        ***

        Yeter!!!

        -Elime kocaman kocaman megafon alarak, sokak sokak dolaşıp "Cenazelerde selfie çekmekten vazgeçin" diye bas bas bağırmak istiyorum. Yeter Allah aşkına yeter. Bu nasıl bir saygısızlıktır böyle. Edip Akbayram cenazesinde yine edepsizler selfie yarışındaydı. Ne içiyor, ne yiyorsunuz da bu kafaya geliyorsunuz. Gerçekten anlamak mümkün değil.

        -Icardi-Wanda-Icardi-Wanda.... Yeteeeer. Bu nedir Allah aşkına yeter. Icardi sevgilisiyle oturduğu Karaköy'deki bir bank turistik yer olarak işaretlenmiş. Şaka mı? Ne olur yeter yıldık!!!

        -Dilan Polat ve Engin Polat olayına değinmek değil, isimlerini bile duymak istemiyorum. O derece yıldım!!!