Pazartesi’den Pazar’a yaşananlara bakıyorum da, geçen haftaların saçmalıklarını aratmadı. Siyaseti, futbolu geçtim, magazin dünyasında bir güzel gelişme yaşanmaz mı!!!
Ama yok, yaşanmadı!!! Bizim memlekette magazin bile gergin, hatta bir dizi saçmalıktan geçilmiyor.
Oysa ki magazin demek; eğlencedir, keyiftir, güzelliktir, halkın hoşlanacağı şeylerdir… Ama yok, bu hafta da olmadı.
Önce bir rapçi konser sırasında saçma tüfeğiyle vuruldu, sonra oyuncular tarafında taciz iddiaları havada uçuştu…
Hiçbir konuda pek konuşmayan Gülşen bir anda kendini ortaya atıp bir dizi açıklama yaptı.
Ebru Gündeş’in kocası gözaltına alındı.
Özcan Deniz ve kardeşi Ercan Deniz tarafında sular durulmadı derken yine ve yeniden bir haftayı daha “saçma konu ve konuklarla” kapatmış olduk efendim.
Şimdiden iyi pazarlar!!!
***
Saçma!!!
Öncelikle Çakal lakaplı Emirhan Çakal, Tekirdağ’ın Hayrabolu ilçesinde düzenlenen 33. Ayçiçeği Festivali’ndeki konserinde UFO benzeri bir platformda sahneye çıkıyor.
Ve yine o UFO benzeri tasarıma sahip platformdan vinç yardımıyla inişi sırasında sağ bacağının diz bölgesinden vuruluyor.
Tövbe ki ne tövbe…
Düşünün, güzel şarkılar söylüyorsunuz, insanları eğlendiriyorsunuz ve bir anda “saçma” bir olay yaşanıyor, dizinizden vuruluyorsunuz.
Gerçekten ülkede yaşanan saçmalıklar diz boyu ve bitmiyor!!!
Söylenene göre bu işi yapan kişi, Çakal ile fotoğraf çektirmek istemiş. O sırada Çakal sahneye çıkıyormuş ve çektirmemiş falan filan…
Fotoğraf çektiremeyen kişi sinirlenmiş, evine gitmiş, içmiş içmiş ve saçmalamış. Tabii iddiaya göre…
Yani yine ve yeniden: güler misin, ağlar mısın? Durumu.
Komedi filmi!!!
***
Taciz!!!
Tam bunlar olur biterken yine saçma ve korkunç bir haber gündeme düşüyor: TACİZ!!!
Öncesini, sonrasını bilemem.
Kim önce açıkladı, kimin taciz iddiası önce gündeme düştü inanın ben bile takip edemedim.
Ama gördüğüm kadarıyla fotoğraf sanatçısı Dilan Bozyel, 16 yaşındayken Mehmet Yılmaz Ak’ın tacizine uğradığını iddia etti. Sonra genç bir oyuncu Doğa Lara Akkaya, sosyal medya hesabından 2022’de “Tozluyaka” dizisinde oynadığı rol arkadaşı Tayanç Ayaydın’ın kendisini taciz ettiğini ileri sürerek mesajlarını ifşa etti.
Dilan Bozyel’in Mehmet Yılmaz Ak hakkındaki iddiası, “Diyarbakır’daydık. 16 yaşımdaydım. Aynı okulda, aynı sınıftaydık. Başıma silah dayayarak benimle birlikte olmaya çalışmıştı” oldu.
Doğa Lara Akkaya ise Tayanç Ayaydın’ın kendisine attığı “Dünyanın en güzel kadını! Mutlu yıllar” mesajını sosyal medya hesabından ifşa ederek devamını da anlattı.
Ve tüm bunlar olup biterken Gülşen, “Suçu ispatlanana kadar herkes masumdur” diye bir dizi mesaj paylaştı ki, normalde pek açıklama yapmaz, bu konularda pek bir açıklama yayınladığını görmedik. Sonrasında tabii "Hayırdır!!!" dendi. Ve Gülşen, “Az evvel yazdıklarım farklı yerlere çekilmiş” tadında bir dizi açıklama daha yaptı. Her konuya sessiz kalan Gülşen'in bir anda çıkışları "Neler oluyor!" dedirten saçma bir haftaydı. Ve benim de konuları takip ederken saçmalık seviyem diz boyu oldu.
Ancak; tacizin neresinden baksan korkunç!!! Kabul edilemez.
Ancak keşke; o an, o dakika, o saniye sesler yükseltilse. Susmak ve susturulmak zorunda kalınmasa hiç bir kadın. Ve ne yazık ki, bu ülkenin kadınlarının en büyük kaderi de bu; Susmak!!!
***
Ve ve ve…
Ebru Gündeş, eşi Murat Özdemir’in suç örgütüne üye olmak suçundan gözaltına alınması olayıyla bir kez daha sınandı. Ve haliyle sosyal medya coştu.
Önceki eşi Rıza Sarraf’ın mevzusu malum. İkinci kez böyle bir olayla Ebru Gündeş’in gündeme gelmesi de ayrı bir ironi!!!
Fakat Ebru Gündeş, yüreği ve kalbi ne istiyorsa onu yapan, onu yaşayan bir kadın olduğu için ben çok da eleştiremeyeceğim.
Keza bazı kadınlar böyledir. Kendimden biliyorum; bazı zaman benim de hatta zaman zaman yanlış tercihlerim olmuyor değil.
O yüzdendir ki, kendisini anlamaya çalışıyor ve inşallah bu son olur diye temennilerimi iletiyorum…
***
Sus Özcan!
Özcan Deniz ve ailesi hakkında yaşananlar malum!!! Dizi dizi izliyoruz, keşke izlemesek.
Keşke Özcan Deniz bu filmin başrolünde olmasa… Ama oluyor maalesef.
Çünkü ailesi durmuyor, susmuyor, sürekli kaşıyor. Ancak daha önce de yazdım, hatta kendisine de söyledim: Sus Özcan!!!
Evet, anlıyorum; çok haklı yanları var.
Çok haklı sebepleri var, artık son noktaya gelmiş.
Ama sonuçta kariyer ve duruş olarak Özcan Deniz’e bu durum daha da zarar vermesin diye susması en doğru yol.
Keza günün sonunda kimse ne Ercan’ı ne annesini ne de başka birini konuşacak.