Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Güntay Şimşek İnternet neden pahalı, hızı niçin düşük?
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Ülke olarak 5G’ye geçmek için hazırlıkların yapıldığı, yol haritasının çıkarılmaya çalışıldığı bir dönemdeyiz. Henüz nasıl bir model veya yöntemle telekomünikasyon sektörünün 5G'ye geçeceği belli değil. Turkcell, Türk Telekom ve Vodafone olmak üzere üç operatör de lisans ücretlerinin yatırımları engelleyecek şekilde yüksek olmaması gerektiği konusunda hem fikir.

        Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ise öyle sanıyorum ülke ekonomisinin ortada olan durumundan dolayı 5G ihalesiyle hazineye önemli miktarda para sağlamak istiyor. Şayet hükümet 5G ihalesi şartnamesiyle üç operatörden bol sıfırlı, yüksek rakamlar tahsil etmek isterse bir süre daha internetin yavaşlığından, pahalılığından şikayet edeceğimizi söyleyebilirim.

        Ülkemizde telekomünikasyon sektörü regülasyona/düzenlemeye tabi. Başta üç operatör olmak üzere diğer küçük firmaların da vatandaşa sundukları hizmetin bedelini, sınırlarını Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) belirliyor. En önemli kriterlerden birisi de “hakim operatör” durumudur. En başından altını çizeyim; En başta Ulaştırma Bakanlığı ve BTK sorumlu!

        Cep telefonu veya mobil tarafta Turkcell, sabit telefon ve internet hizmetlerinde ise Türk Telekom “hakim operatör” konumda olduğu için bu iki şirketin uygulayacakları taban yani en düşük ücreti BTK belirliyor. İsteseler dahi BTK’nın verdiği tarifenin altına inip, ucuz hizmet sağlayamazlar! Ama ücretleri ne kadar yukarı taşımaları veya pahalı hale getirmeleri kendi ellerinde. Bunun bir sınırı yok. Pazardaki rekabet ve pazarlama taktikleri tavanı ücretlerini belirliyor. Turkcell ve Türk Telekom’un tarifesinin pahalı olmasında bu tür detaylar da var. Dolayısıyla pahalılıktan şikayetçi olurken doğru adresleri de sebeplerini de iyi bilmek gerekiyor. Kısacası piyasanın kamu tarafından nasıl düzenlediği de önemlidir! Ucuz olamazlar, ama ne kadar pahalı olabilirler? Bilinmiyor.

        “Hâkim operatörler” ne kadar pahalı olmak zorunda!

        BTK, telekomünikasyon sektörünün regülasyon yapan, denetleyen tepe kurumu olduğu için onun konumu ve açıkladığı verileri de son derece önemli ve yol gösterici olmaktadır. “İnternet neden pahalı, hız niçin düşük.” Sorularının detaylarına BTK verileri içinde ulaşmak mümkün. Çünkü yatırımların durumu her şeyi izah ediyor. Dijital dönüşüm için hükümet destek verme noktasında hangi konumda? Eksiklikler var mı? Bu sorulara cevap bulmak gerekiyor. Fiber altyapı sokağa kadar gidiyor, ama bir yerden sonra evlere bakır kabloyla ulaşıyor. Bu durumda fiber altyapı 2 milyon km çıksa dahi hızda değişen bir şey olmayacaktır. Peki bu tür sorunlara çözüm bulunması noktasında bir şey yapılıyor mu?

        Mesela Turkcell Genel Müdür Ali Taha Koç, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı olduğu dönemlerde Türkiye’nin internet hızının yavaşlığından şikayet ediyordu. Şimdi bir operatörün yetkili ismi olarak yavaş ve pahalı internet hizmet vermelerini nasıl izah ettiğini çok merak ediyorum.

        Türk Telekom fiber altyapının lisanslı şirketi. Görev alanı fiber altyapı. Bununla birlikte Turkcell ve Vodafone da fiber altyapı yatırımlarını BTK kuralları çerçevesinde yapabiliyor. Ancak iki şirketin yaptığı yatırımların sahiplik sorunu söz konusu. Lisans süresi bittiğinde bu fiber altyapılar kimin olacak? Ülkemizde fiber altyapının daha hızlı yapılabilmesi için bir düzenlemeye ihtiyaç var. Fiber altyapı devletin verdiği lisansla Türk Telekom’a ait olsa dahi buradan hizmet alan Turkcell ve Vodafone ile diğer şirketlerin tarifelerini de BTK belirliyor. Dolayısıyla ortak fiber altyapı ve bazı istasyonları için ortak tek bir kule şirketi gibi formüller şimdiye kadar çok tartışıldı. Netice çıkmadı. 5G ihalesiyle birlikte en azından kimin hangi yatırım yapacağının, hangi alanda sorumluluk taşıyacağının sınırları daha netleştirilmesi iyi olacaktır. Kıt kaynaklar iyi kullanılırsa, hız ve pahalılık meselesi de çözülür.

        Bir başka husus ise internet paket ücretleri hıza göre yükseliyor. Vatandaş da ucuz olduğu için düşük hızdaki internet paketlerini tercih ediyor. Çünkü 3 yıl öncesine göre ülke olarak gelirlerimiz çok fazla eridi. Alım gücümüz düştü. İnternet paketlerinin pahalılığından ziyade vatandaşın fakirleşme meselesi söz konusu. Öte yandan İnternet hizmetlerinin bileşenleri, başta altyapı yatırımları olmak üzere hepsi ithal ürünlerle yapılıyor. Yani yatırımlar dövizle, kazanç TL ile olunca mevcut rakamlardan operatörler de mutlu olmuyor.

        Alım gücü düştü, internet…!

        Vatandaşın pahalı bulduğu tarifeleri operatörler de başta Avrupa ülkeleri olmak üzere yurtdışına bakıp ucuz olduğuna dair savunma yapıyorlar. Gerçek şu ki düşen alım gücü sebebiyle bu internet ücretleri de göze batar hale geldi. Ancak internetin su, doğalgaz ve elektrik gibi artık yaşamımızın bir parçası olması sebebiyle yani zorunlu ihtiyaç haline gelmesinden kaynaklı olarak yükselen fiyatları da daha fazla rahatsız edici oluyor. Devletimizin, dijital çağda yaşadığımızı dikkate alarak bu meseleye kesin çözüm üretmek üzere el atması şart.

        Netice itibariyle BTK, sektördeki diğer küçük oyuncuları korumak, hizmeti ülke geneline yaya bilmek için ücret tabanlarını belirlediği hakim iki operatöre diyor ki; “Siz ikiniz en pahalı olmak zorundasınız!” Taban belli ucuz olamıyorlar, ama tavan da serbestler. Mesela Turkcell’in aylık 500 TL olan internet paketini başka bir küçük firma bazı bölge veya şehirlerde 300 TL'ye satabiliyor. Amaç bu şirketlerin ayakta kalmasını, hizmet vermesini sağlamak. Bunun için hakim operatörlere yönelik taban fiyat belirleniyor. Galiba tüketici için de bir tavan ücrete ihtiyaç var. Küçük firmaların verdiği hizmet, sağladıkları modem vs gibi ürünlerin kalitesi elbette büyükler gibi olmuyor, ama rekabet de bu şekilde yapılıyor.

        Ulaştırma Bakanlığı ve BTK, telekomünikasyon sektörünün daha rekabetçi ve hizmet kalitesinin daha iyi olması için tarifeleri bölgelere ve şehirlere göre gözden geçirmesinde fayda olabilir. Tüm ülke geneli için toptan tarife belirlemek, regülasyon her yer için aynı yapmak biraz kolaycılık gibi oluyor. Çünkü bazı şehir ve kasabalarda zaten tek şirket hizmet veriyor. İkincisini pazarın kaldırma durumu dahi yoksa ve buralarda hakim operatörler hizmet veriyorsa, yüksek tarife uygulamanın anlamı olabilir mi? Taban kadar, tavanın da belirlenmesi, anlaşılır hale getirilmesi şart.

        En pahalı olan en iyi olmayabilir

        En fazla aboneye sahip operatörler aynı zamanda en fazla yatırım yapan, yenilikleri getiren, iyi hizmet vererek müşterilerini artıranlar olarak dikkat çekiyor. Ülkemizde mobil (cep telefonu) iletişimde “hâkim operatör” olması sebebiyle Turkcell en pahalısı. Bu durum piyasada, “Turkcell iyi hizmet verdiği için pahalı.” Algısına sebep oluyor. Elbette haklılık payı da var. Zira en fazla aboneye sahip şirketin iyi hizmet vermesi gerekir ki pozisyonunu koruyabilsin. Ama pahalı olmasının asıl sebebi piyasada dengeyi korumak üzere hareket deren BTK. Daha pahalı olması ise yeni BTK. Çünkü tavan da sınır yok. Vodafone ve Türk Telekom için de aynı şeyleri söylemek mümkün…

        Netice itibariyle mobil veya sabit tarafta hızlı ve ucuz internet için mutlaka küçük firmaların da dikkate alınmasında fayda var. Tek başına yeterli bir çözüm değil, biliyorum. Daha köklü çözümü 5G ihalesi sebebiyle Ulaştırma Bakanlığı ile BTK’nın yapacağı düzenlemelerde umarım görebiliriz.