Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Güntay Şimşek Türkiye 5G'ye hangi ürünlerimizle geçecek?

        Teknolojinin baş döndürücü hızla devam ettiği, dijitalleşmenin yapay zeka ile yeni bir boyut kazanmaya başladığı günümüzde Türkiye, iletişim ve haberleşme sektöründe 5G’ye geçmek için hazırlık yapıyor. Ancak, nasıl bir modelle geçileceği, GSM operatörlerinden yüksek meblağlı lisans ücreti mi, yoksa hızla 5G için hızlı ve sıkı bir yatırımı mı istenecek bilinmiyor. Ayrıca 5G için makul yerlilik oranın ne olabileceği de bilinmiyor.

        Bilinmeyen önemli bir husus da Türkiye’de haberleşme ve iletişim sektörü için teknoloji geliştiren şirketlerin 5G’ye ne kadar hazır olduğu… Zira henüz 4,5G’de gerçekleşen yerlilik oranını da tam olarak bilmiyoruz. Bu sebeple 5G’ye yerlilik kriteri konarken nelerin dikkate alınacağı da doğal olarak meçhulümüz!

        Her yıl Barselona’da Dünya GSM Birliği (GSMA) tarafından düzenlenen Dünya Mobil Kongresi’nde (WMC) 5G’ye hazırlık yapan ilgili yetkililerle yaptığım görüşmelerden açıkçası tatmin edici cevaplar alamadım. Türkiye’nin 5G’ye hangi modelle, hangi oranda yerlilik kriteriyle geçeceğini, bu alanda ne kadar hazır ürünümüz olduğunu hem kullanıcı tarafa (GSM operatörleri) hem ürün geliştirenlere hem de Ulaştırma Bakanlığı’nın ilgili birimlerinden yetkililere sordum. Birbirinden farklı cevaplar aldım. Bir defa yerli ürün meselesi çok karışık!

        Mesela bakanlıktan bir yetkili 5G için yüzde 70 oranından yerlilikten bahsetti, ama ürün geliştiren bazı şirket yetkilileri ise bunun yarısını bile teyit etmedi. Hatta 5G’nin baz istasyonu tarafında iki önemli hususa dikkat çekenler oldu. Baz istasyonu için yazılım (software)tarafında başarılar kaydedilmiş, ancak aynı başarının cihaz geliştiren yani donanım (software) tarafında sağlanamadığını söylediler. Dolayısıyla 5G’de baz istasyonu tarafından ziyade çekirdek şebeke tarafında yerli ürün oran ve sayısının daha fazla olduğu notunu aldım.

        5G ihale takvimi gecikti

        Türkiye’nin ilk yerli/milli baz istasyonu geliştiren ve rüştünü 4,5G ile ispat eden ULAK yetkilileri ise 5G baz istasyonlarının da hazır olduğunu söylüyorlar. Ancak anladığım kadarıyla 5G baz istasyonlarının birim fiyatları, önceki nesillere göre daha pahalı olacağı için ölçek ekonomisi devreye giriyor. ULAK yetkilileri yüksek maliyetli 5G baz istasyonu yarışında ölçek ekonomisi ve yoğun rekabet sebebiyle endişeliler. Bugün Barcelona’da iki operatörle (Turkcell ve Türk Telekom) ile anlaşma yapacaklar. Bakalım nasıl bir netice ortaya çıkacak.

        Çekirdek şebeke tarafında ise ULAK ve i2i gibi şirketlerin daha ümitli olduklarını gözlemledim. Fakat küresel telekominikasyon devleri; Huawei, Ericsson, Nokia ve ZTE gibi şirketler karşısında ne kadar şansları olacak onu da bilmiyoruz. Zira 5G için 3 GSM operatörü de uzun bir süredir yabancı ve yerli şirketlerle görüşmeler yapıyor. Kanaatimce kimden ne alacaklarını önemli oranda belirlemiş durumdalar.

        Maalesef ülkemizde yerli/milli ürünlere bu tarz ihalelerde hayat hakkı tanınabilmesi için bir ihale programı yapılamıyor. Yerlilik kriterleri şartnameye koyuluyor, ama gerçekçi olmuyor. 5G ihale takvimi dahi henüz belli değilken, Ocak 2026’da 5G’ye geçileceği ilan edilmiş durumda. Böyle olunca GSM operatörleri de epeydir altyapı yatırımları için hazırlıklarını yapıyor. Bir GSM operatörü yetkilisi; “Şu an bu görüşmeleri ve işbirliğini yapmazsak geç kalırız.” Açıklamasını yaptı. Bu tür ihalelerde şirketlere ne kadar az zaman tanınıyorsa yatırımlar da o kadar pahalı oluyor. Zaten yerli/milli ürünleri bizim ülkede öncelikli düşünmek gibi bir durumda söz konusu değil.

        Yabancı devlerden “0 TL” teklif!

        Muhtemelen 15 Nisan ile 30 Mayıs arasında 5G ihalesinde tablo ortaya çıkacak. Şirketlerden bilgiler alınacak. Şartname belirlenip, ihaleye de Haziran veya Temmuz gibi çıkılacak. Geriye 6 gibi çok kısa bir zaman kalmış olacak. Ama şirketler durumu bildiği için son sürat hazırlıklarını yapıyor. Turkcell 4 bin saha için 5G baz istasyonu görüşmelerini yapmış. Ama ULAK katılamamış! Yabancı şirketler zaten çoktan hazır. Kısmen hazır olan yerli/milli şirketler ise şu günlerde merakla etrafa bakıyorlar. Bazı şirketlerimiz 5G için ürün tedariği, altyapı yatırımları için işbirliği sürecini başlatmış durumda. Bir operatörün ihalesine katılan Çin’li ZTE şirketi 5 yıl için bakım, onarım ve servis dahil olmak üzere sıfır (0) Türk Lirası teklif vermiş. Amacı Türkiye’de sisteme girmek olan böyle şirketlerden yerli/milli firmalarımızı koruyan bir modelimiz var mı? Yok.

        Ayrıca her şeyi geliştirip, üretmek zorunda değiliz. Ülke olarak kaynakları doğru ve verimli kullanmak için de çok daha fazla beyin fırtınası yapmamız gereken bir dönemden geçiyoruz, ama kim farkında. “Uçtan Uca Yerli/Milli 5G” tanıtımları yapanlar da, ürün geliştirenler de farkın olamadılar. Bir de bazı teknoloji yatırımlarının önümüzdeki yıllar çöp olma durumu var.

        Uydularla kapsama yüzde 100 olacak

        Mesela Vodafone Grubu, kapsama alanı olmayan bölgeler için geliştirdiği çarpıcı bir iletişim modeliyle 4G veya 5G gibi akıllı telefonlarla uydu üzerinden görüntülü görüşme imkanı sağlayabilecek. Şebekelerin çekmediği kırsal yerlerde akıllı telefonlardan alınan sinyalleri AST SpaceMobile tarafından uydularla alınıp karasal şebekelere yönlendiriliyor. Uzay ve kara tabanlı iletişim ağlarını otomatik olarak birbirine bağlıyor. Kullanıcıların da ilave bir şey yapmasına ve ekstra ücretlendirmesine gerek kalmıyor. Ve böylece kapsama alanı yüzde yüz seviyesine çıkıyor. Ancak bunun için Ulaştırma Bakanlığı’nın düzenleme yapması gerekiyor.

        Şimdi Vodafone’un dünyaya tanıttığı bu model ülkemizde hizmete girerse ne olur? Daha gelişerek, yaygınlaşırsa nüfusu az olan yerlere hizmet götüren Evrensel Projelerine de bu tür kamu yatırımlarına da ihtiyaç kalmaz. Fakat sektörde hareketlenme olur. GSM hattı üzerinden en ücra yerlerde uydu üzerinden iletişim imkanı sağlayacak bir teknoloji sonrası her yere baz istasyonu götürmenin ne anlamı olabilir? Bunun gibi gelişmelerin de iyi takip edilmesi gerekiyor. Zira bir süre sonra yatırımlar çöp olabiliyor.

        Uçaktan Uca 5G’nin hangi ucundayız?

        Öte yandan bundan 3-4 yıl öncesi için medyada bir araştırma yapıldığında 5G için yerli/milli ürün geliştirdiğimize dair bakanların, bürokratların ilginç testleri karşımıza çıkıyor. Öyle bir bir iki ürün de değil hem de “Uçtan Uca Yerli/Milli 5G” testleri yapılmıştı. Hiçbir ucundan veya kenarından dünya devleri; Huawei, Nokia, Ericsson ve ZTE’ye pay bile bırakmayacaklarmış gibi de beyanatler verilmişti. Halbuki o tarihlerde ve günümüzde 4,5G için özgün olarak geliştirilen yerli/milli ULAK baz istasyonunu bile GSM operatörleri kullanmamak için direnç gösteriyorlardı. Şimdi o uçtan uca yerli/milli teknolojiler bakalım sahaya nasıl yansıyacak?

        Yaklaşık 7 yıl önce 5G için yerli/milli teknoloji geliştirilmesi için Ulaştırma Ve Altyapı Bakanlığı 200 milyon TL, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı da 20 milyon dolar (dönemin rakamlarıyla 200 milyon TL) Ar-Ge için şirketlere kaynak tahsis ettiklerini açıklamışlardı. Kaynak tahsisinde dublikasyon (iki başlılık) olduğu gibi şirketlerin desteklenmesinde de benzer bir tablo söz konusu olmuştu. Hatta Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı (TSKGV) şirketlerinden her projeye sinyal yakan HAVELSAN da 60 mühendis kadrosuyla 5G için kadro kurmuştu.

        HAVELSAN, bir TSKGV şirketi olan ASELSAN’ın yüzde 50 ortağı olduğu ULAK AŞ ile bir yarışa girmişti. İki bakanlığın ayırdığı Ar-Ge rakamlarının da önemli oranda bu iki şirket tarafından kullanıldığını özel sektör şirketleri ifade ediyor. Fakat neticede HAVELSAN uzun süre önce 5G ile ilgili bölümünü kapattı. Peki bu alana bu şirket neden girdi, niye çıktı? Vakıf şirketleri sürekli olarak özel sektörün önünü neden çıkıyor? Bunları organize eden yok mu? Bu şekilde yerli/milli ürün gelişmediği ortada olmasına rağmen sivil ve askeri bürokrasi de kendine yakın olan taraf gönül rahatlığıyla yardımcı oluyor. Özel sektöre de hayat hakkı tanımıyorlar. Neticede bazı projeler de olgunlaşamıyor!

        Sene olmuş 2025. “Uçtan Yerli/Milli Uca 5G” testlerinin üzerinden 5-6 yıl geçmiş. Elimizde yerli/milli 5G ürünü olarak ne var, ne kadar var? Bilen yok. İstanbul Havalimanı’nda uzun bir süredir bakanlığın onayı ile yabancı altyapı ürünleriyle, yerli operatörlerimiz 5G testleri yapıyor. Ulaştırma Bakanlığı yetkilileri buralarda 5G’ye geçiş öncesi kaç tane yerli/milli ürünü kullandı, kullanılmasını teşvik edip, testini yapıp, bugünlere hazırladı. Merak ediyorum.

        Yetkililerimiz müsaade buyurdukları için Galatasaray maçında da 5G değil 5,5G hızını 3 operatörde test etmiş. Hatta 1 -2 gigabit hızlara çıkıldığı görülmüş. Güzel de internette ülke hızımız dünya ortalamalarının çok altında, mobil ve geniş bant internet hızlarımız çok gerilerde, ama Galatasaray maçında çok iyi hızlar görülmüş! Tamam da bunun memlekete, yerli/milli teknolojiye ne faydası, ne hayrı oldu? Ne amaçlanıyordu, nasıl bir netice elde edildi, birileri anlatabilir mi?

        Bu sebeple 5G’nin ihale ve hizmete girişi sürecini iyi takip etmenizi öneririm. Daha önce verilen sözler ve yapılan testler konusunda hayal kırıklıkları ortaya çıkacak. Yerli/milli projeleri değil, yabancı ürünleri sisteme sokmak için can atanlar da her zaman olduğu gibi yine olacaktır. Zaten şu günlerde 5G için yerlilik ve millik gündem konusu bile değil. Ama 5G ihalesinden 4-5 yıl önce 2018 ile 2022 arasında nasıl yerli/milli ürün sözleri veriliyordu, çok iyi hatırlıyorum. Artık Türkiye’nin bu tarz gerçeklerden kopuk, gerçekleşmesi hayal bile olmayan ürünleri pazarlaryan siyasilerden ve bürokratlardan arındırılması gerekir.

        Herkesin değil, ama sektörü yakından takip edenlerin malumu olduğu üzere telekomünikasyon sektörümüz, iletişim endüstrimiz, 4,5G’de yaşanan yerli/milli ürün geliştirme aşamalarından ve tecrübelerinden faydalanılacaktı ve 5G’ye çok daha yüksek yerlilik oranıyla geçilecekti. Bizlere de öyle anlatılmıştı. Peki, şu an kullandığımız 4,5G’de gerçek yerlilik ve millik oranı nedir ve 5G’ye ne kadar katkısı olması bekleniyor? Bu konular neden konuşulmuyor? Bu sorulara neden etkili ve yetkili makamlarda oturanlar cevap vermiyor?

        Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu, defalarca 5G’ye geçiş süreci hakkında açıklama yaptı. Ancak dikkat çeken husus şu oldu; Bakan hiçbir şekilde yerlilik ve millilik konusunu gündeme getirmiyor. Halbuki ihale şartnamesi gereği 4,5G’de yerlilik/milliklik oranı en son aşamada yüzde 45 olması gerekiyordu. Mesela bu seviyeye ulaşıldı mı? Eğer ulaşıldıysa 4,5G’deki yerli/milli ürün oran 5G’ye hangi seviyede yansıyabilir? Mesela artık 18’nci sürümü kullanılan 5G, model olarak “advanced/gelişmiş” seviyesinde veya 5,5G olarak da isimlendirebiliriz. Yani 6G’ye yaklaşmış.

        Ben 4,5G’deki yerli/milli oranı çok merak ettiğimden her GSM operatörünün tepe yöneticisine bu soruyu sordum. Klasik cevapları şu oldu; “Şartname gereği yüzde 45 olması gerekiyor. O seviyelerdeyiz.” Fakat hepimiz biliyoruz ki kesinlikle böyle bir durum söz konusu değil. Çünkü artık neyin yerli, neyin milli olduğunu da öğrenmek ve tespit etmek zor. Mustafa Varank’ın Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı döneminde her yabancı ürüne rahat bir şekilde yerlilik belgesi verilmesinin önü açılmıştı. Dolayısıyla ne kadar yerli sorusunun maalesef bir anlamı yok.

        Bilindiği üzere Türkiye’dea yatırım yapan veya yapacak olan yabancı şirketler, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın tanımladığı kriterler çerçevesinde ürünlerine “Yerlilik Belgesi” alıyor. Belge verme görevi ise Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) çatısı altındaki sanayi ve ticaret odaları kanalıyla yapılıyor.

        Uzun bir süredir gündemde olan ve tartışılan telekomünikasyon sektöründeki 3 GSM operatörünün; Turkcell, Türk Telekom ve Vodafone’un 5’nci nesil iletişim hizmetlerine nasıl geçileceğine dair sürecin netleşme aşamasına gelmiş durumdayız. Barcelona'dan şimdilik bu kadar...