Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Mehmet Açar Suç dünyasında doğaçlama
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Suç örgütlerine sızan bütün gizli polislerin bir karakter canlandırdığı ve uzun süre o karakterden çıkamadığını düşünürsek oyunculuk ile köstebek olmak arasında bağ kurmak mümkün… “Gizli Görev” (Deep Cover) de aynı fikirden hareket ediyor.

        Önce, hayatları bir doğaçlama tiyatro atölyesinde kesişen üç karakteri tanıyoruz. Oyuncu ve stand up komedyen olarak hedeflerine ulaşamayan Amerikalı Kat (Bryce Dallas Howard), Londra’da doğaçlama atölyesi eğitmenliği yapıyor. Metot Oyuncusu olan ve yeteneklerini sergileyebileceği roller için yanıp tutuşan Marlon (Orlando Bloom), reklam filmlerinden öteye gidemiyor. Oyunculuk hırsı nedeniyle alabileceği ufak tefek işleri de kaybediyor; menajerini çileden çıkarıyor. Beyaz yakalı bir bilgi işlemci olan Hugh (Nick Mohammed) ise oyunculukla ilgisi olmayan biri. Arkadaş edinebilmek ve biraz sosyalleşmek için tesadüfen uğruyor doğaçlama kulübüne. Hayatlarının gidişinden hiç memnun olmayan Kat, Marlon ve Hugh bir anda kendilerini Londra suç dünyasının orta yerinde buluveriyorlar.

        Olaylar şöyle gelişiyor: Londra Şehir Polisi’nde çalışan Detektif Graham Billings (Sean Bean) gelip buluyor Kat’i. Başlangıçta köstebek olmak gibi öyle ciddi işler önermiyor aslında. Sivil polislerin, marketlerde tezgâh altından satılan kaçak sigaralar üzerine bilgi toplama konusunda başarısız olduğunu çünkü kimliklerini saklayamadıklarını, bu yüzden profesyonel oyunculara ihtiyaç duyduğunu söylüyor. Güvenliklerini garanti edip fena para da teklif etmeyince Kat ve Marlon hemen ikna oluyor. Paradan ziyade Kat ve Marlon’la ekip olma fikrini seven Hugh de katılıyor onlara.

        Biraz bilgi toplamak için girdikleri markette Kat ve Marlon, rollerini oynama konusunda beklenenin çok üstünde başarılı olunca üçlü, Londra suç dünyasının önemli ismi Fly (Paddy Considine) ile görüşme şansına sahip oluyor. Detektif Graham’ın ısrarı üzerine Fly’la irtibat kurmayı kabul edince olaylar yavaş yavaş kontrollerinden çıkıyor ve büyük çaplı uyuşturucu trafiğini takip eden üç köstebek olarak buluyorlar kendilerini.

        “Gizli Görev”in ilk başlarında Kat, atölyesindeki katılımcılara sahnedeki doğaçlama performansları konusunda bazı ipuçları veriyor: Karşınızdaki oyuncudan gelecek her tür sürprize hazır olun ve oyunu kesinlikle durdurmayın, diyor. Ne olursa olsun canlandırdığınız karakterde kalın, rol yapmaya devam edin, diye de ekliyor.

        Üçlü, kaçak sigara satan bakkalın ağzından laf almak için girdikleri ve Metcalfe (Ian McShane) gibi son derece tehlikeli bir organize suç lideriyle boylarını çok çok aşan işler çevirme noktasına geldikleri süreçte, yukardaki prensiplere sadık kalmaktan başka hiçbir şey yapmıyor aslında. Kaldı ki, filmin mükemmel işleyen durum komedisi tam da buradan gelişiyor. İyi oynayıp inandırıcı oldukça, suç dünyasında daha çok itibar kazanıyorlar.

        Özellikle, Metot Oyuncusu Marlon’un markete girer girmez canlandırmaya başladığı ve finale kadar nerdeyse hiç çıkmadığı “şiddete eğilimli gözü kara psikopat suçlu” karakterinde uç noktalara gitmekten hiç çekinmemesi, çok eğlenceli sahnelere vesile oluyor. Sürekli olarak kendine geçmiş hikâyeler yazan Marlon, oyunculuğa olan büyük tutkusu ve yaptığı iş arasındaki uçurumla filmin en komik karakteri… Orlando Bloom, komediye yatkınlığı bir yana Marlon’daki performansıyla ne kadar iyi bir aktör olduğunu gösterme fırsatını kaçırmıyor.

        Eğitmen ve grup lideri kimliğini kaybetmeyerek doğaçlama gelişen süreç içinde birçok krizi çözen Kat, Marlon’a göre daha aklı başında bir oyuncu portresi çiziyor. Bıçkın kadın rolünü oynarken olayların kontrolünü elinde tutmaya çalışıyor önce. Ama sonra o da kendini olayların çılgın akışına bırakmak zorunda kalıyor. Fly ve Metcalfe gibi feleğin çemberinden geçmiş suçluların güvenini kazanan Kat’de Bryce Dallas Howard kariyerinin akılda kalacak işlerinden birini çıkarıyor. Filmin en sağlam komedi damarlarından biri, Kat’in kendi sosyal çevresindeki kadınlarla olan ilişkisi… Çünkü suç dünyası ile o kadınların dünyası arasındaki uçurum öylesine büyük ki Kat, en çok o iki çevrenin kesiştiği anlarda zor duruma düşüyor. Biraz para kazanmak için girdiği iş nedeniyle yakın çevresinde daha da kötü bir imaja sahip oluyor.

        Oyunculuk yetenekleri son derece sınırlı olan Hugh’ün kendi karakterine sadık kalmayı tercih etmesi, sorulduğunda “Eskiden beyaz yakalıydım. Arkadaşlık için bu çeteye girdim” anlamına gelen şeyler söylemesi, onu da inandırıcı ve şüphe uyandırmaz biri haline getiriyor. İngiltere’nin tanınmış komedyenlerinden Nick Mohammed’in canlandırdığı Hugh, hikâyenin anahtar karakteri aslında. Çünkü film, doğaçlamanın oyunculuk yeteneğinden de bağımsız bir yanı olduğunun altını çiziyor sanki. Hugh rol yapmaktan ziyade sadece uyum sağlayarak durumu gayet iyi idare ediyor.

        Kaldı ki, filmi seyrederken gerçek hayat ile doğaçlama tiyatro arasındaki ilişki üzerine kafa yormamak elde değil… Gerçekten de hayat, prova yapamadan yaşadığımız bir şey değil mi? İrili ufaklı sorunları çözmek, koşullara uyum sağlamak ve durumu kurtarmak için bazen doğaçlama yapmak zorunda kalmıyor muyuz? İnsanlarla olan ilişkimizde inandırıcı olmak, çok önemli değil mi? Kat, Marlon ve Hugh, suç dünyasında ayakta kalabilmek için farklı şeyler yapmıyorlar. Karakterlerine kendi öfkelerini, duygularını ve gerçeklerini kattıkça daha inandırıcı oluyorlar.

        Kaldı ki, suç dünyasındaki en önemli başarılarına öyle bir hedef koymadan ve hiç farkında olmadan ulaşıyorlar. Ne kadar bıçkın görünürlerse görünsünler temiz kalpli olduklarını saklayamadıkları için kendilerini Fly ve Shosh’a (Sonoya Mizuno) sevdiriyor, her koşulda onların güvenini kazanıyorlar.

        Oyuncular dahil İngiltere – ABD karması bir ekip var filmin arkasında. “Jurassic World” (2015) ile tanıdığımız Colin Trevorrow ve Derek Connolly’nin yazdığı bir film hikâyesi “Gizli Görev”… Senaryo ise komedileriyle tanınan İngiliz ikili Ben Ashenden ve Alexander Owen’a ait. Ashenden ve Owen’ın filmde, giderek saçmalaşan olayları anlamaya çalışan iki detektifi canlandırdığını belirtelim.

        Yönetmen Tom Kingsley, daha çok İngiliz televizyonları için yaptığı komedi dizileriyle tanınıyor. “Gizli Görev”, “Black Pond” (2011) ve “The Darkest Universe”dan (2016) sonra yönettiği üçüncü sinema filmi… Senaryo yazarları ve yönetmenin sahip olduğu komedi tecrübesinin, sonuca yansıdığı aşikâr. “Gizli Görev”, iddiasız bir film. Hikâye örgüsü itibarıyla derinlikli ve çarpıcı değil. Sürprizle gelen dönüm noktasını pek sevdiğimi söyleyemem. Ama “Gizli Görev” sahip olduğu harika durum komedisi sahneleri ve abartısız doğal oyunculuklarıyla son dönemde gördüğüm en iyi suç komedilerinden biri. (Prime Video)

        7/10