1997 yapımı filmin adının aynen korunması, bir yeniden çevrimle karşı karşıya olduğunuzu düşündürebilir. Ama “Geçen Yaz Ne Yaptığını Biliyorum” (I Know What You Did Last Summer) bir devam filmi. Aynı zamanda, ilk filmin adıyla anılan serinin parçası…
Seri, şimdilik dört film ve bir televizyon dizisinden oluşuyor. TV dizisi, 1973 tarihli romanı yeni baştan ele alması itibarıyla teknik olarak bir yeniden çevrim. Önce DVD olarak satışa çıkan üçüncü film, “standalone” olarak adlandırılan, ana öyküden ve temel karakterlerden bağımsız bir yapıya sahip.
İlk iki sinema filminin devamı niteliğini taşıyan 2025 yapımı “Geçen Yaz Ne Yaptığını Biliyorum” ise aynı sahil kasabasında yıllar sonra yaşanan olaylar üzerine kurulu. 4 Temmuz gecesi, havai fişekleri seyretmek için otomobille yola çıkan ve durdukları virajda ölümlü kazaya neden olan beş gencin hikâyesini seyrediyoruz. Kazayı polise bildirip beklemeye karar veriyorlar önce. Ama kazaya neden olan sorumsuzluğu başlatan Teddy’nin (Tyriq Withers) yönlendirmesiyle olay mahallinden ayrılıyor ve polise ifade vermeden evlerine dönüyorlar. Kazadaki sorumluluklarını polise bildirmekten yana olan Ava (Chase Sui Wonders) da diğer dördünün kararına uyuyor.
Ava, 1 yıl sonra kasabaya döndüğünde, yakın arkadaşı Danica’nın (Madelyn Cline) nişanlısı Teddy’den ayrıldığını, başka biriyle nişanlandığını görüyoruz. Ava’nın erkek arkadaşı Milo (Jonah Hauer-King) ve kaza gecesi ekibe son dakikada katılan Stevie (Sarah Pidgeon) dahil beşinin de 1 yıl önce ölen genci unutamadıkları ve suçluluk duydukları belli oluyor. Kaldı ki, hiçbirinin hayatı çok yolunda gitmiyor.
Danica’ya gelen imzasız “Geçen yaz ne yaptığını biliyorum” notunun ardından siyah balıkçı kıyafeti giyen kancalı katilin ortaya çıkması gecikmiyor. Esrarengiz katilin hedefi olduklarını anlayan beş arkadaş, 1997’de yaşanan benzer cinayetleri araştırmaya başlıyor. İlk filmin yıldızları Jennifer Love Hewitt ve Freddie Prinze Jr. tarafından canlandırılan Julie James ve Ray Bronson’a gidiyor; onlardan bir nevi “taktik alıyorlar”.
Filmin belki de en hoş yanı, Julie ile Ray arasındaki diyaloglarda da sözü geçen “nostalji” duygusu... 40’lı yaşlarındaki iki korku filmi yıldızını 2025’te çekilmiş bir “teen-slasher”da görmek, genç kuşak seyirciler için hiçbir şey ifade etmeyebilir kuşkusuz. Ama o yılları hatırlayanlar için filme ekstra bir nostalji katmanı ekliyor.
Bu arada, senaryo yazarlarının, Julie ve Ray’in filmdeki varlığını hikâye açıdan önemli kılmak, her ikisini de anahtar karakter haline getirmek için ellerinden geleni yaptıkları belli oluyor. Ne var ki, biraz zorlama kaçıyor. Halloween serisindeki Laurie ile Michael Myers arasında 40 yıllık ezeli rekabeti model alıyorlar ama bence maya tutmuyor. Orijinal filmdeki Julie Shivers (Sarah Michelle Gellar) ile Danica arasında kurulan bağ veya “Aynı kaderi mi paylaşacaklar?” sorusu için de aynısı geçerli. Aslında tüm öyküyü “Tarih tekerrürden ibarettir” fikrinin yansıması olarak görmek mümkün.
Peki, bu nostalji duygusunu bir yana koyduğumuzda nasıl bir film seyrediyoruz? Gençlerin gizemli bir katil tarafından kesici aletlerle peş peşe öldürüldüğü “teen-slasher” türüne yeni bir şey getirilmediğini düşünüyorum öncelikle. Temelde, serinin ilk iki filmindeki modele sadık kalınıyor. 1990’larda kalmış modelin, özellikle de türü postmodernist bir alana çeken Çığlık (Scream) serisinden sonra günümüz sineması için ne kadar geçerli olduğunu kestirmek zor.
Malum, “teen-slasher”, gençlerin ölümcül bir tehditle baş başa kalmalarıdır özünde. Kimisinin aklı iki karış havadadır, kimisi şımarık ve sorumsuzdur. Katille en iyi baş edenler, genellikle daha olgun ve aklı başında olanlardır. Senaryo ekibinde de yer alan yönetmen Jennifer Kaytin Robinson, türün yukardaki kurallarına uyuyor. Olay gecesi polise gitmeyi ısrarla savunan Ava, beşlinin ahlaken açıdan en sağlam üyesi ama en olgunu veya en güçlüsü değil. Ayrıca libidosu yüksek bir karakter. “Ne önemi var?” demeyin. “Teen-slasher”, film sırasında sevişen kadın karakterleri erkenden kurban haline getirmeyi seven bir türdür. Bu kez, bariz bir fark hissediyoruz. Finaldeki “Erkekler en baştan psikolojik yardım alsaydı belki bunlar olmazdı” repliğini de unutmamak gerek. Aslında her şeyin kökeninde erkekler var.
Kaza gecesi ve sonra gelişen olaylar dahil tüm süreçte, gençlerin yaptığı hatalar kadar, belediye başkanının gösterdiği sorumsuzluk da önemli rol oynuyor. Polisin işini en baştan doğru şekilde yapmasını sağlasa, gerekli önlemleri alsa, kancalı katil belki de hiç ortaya çıkmayacak. O yüzden, filmin gizli antagonistinin zengin, orta yaşlı ve erkek belediye başkanı olduğu açık.
#resim#1277066#
Türe getirilen tüm bu küçük dokunuşlar filmi benzerlerinden bir adım öne çıkarsa da son tahlilde kayda değer hale getiremiyor. Eski usul “teen-slasher”ın maşist, bağnaz içeriğinin bir yana bırakılması, kuşkusuz altmetinlerle ilgilenen seyirciler için dikkat çekici. İlk bölümdeki parti sahnesinde babasının Teddy hakkında söylediklerinin ne kadar anlamsız olduğunu anlamamız; Danica’nın inandığı değerlerin, erkeklerle kurduğu ilişkilerin yıkılması gibi başka konular da var kuşkusuz. Ama bütün olarak etkileyici bir filme dönüşemiyor.
Hikâye ve karakterlerde derinlik beklediğimiz bir tür değildir zaten “teen-slasher”. Kendi adıma, altmetinler ve klişeleri yıkan detaylar kadar, hikâye örgüsü ile yönetmenliğe de bakarım. Çünkü filmi asıl seyrettiren öğelerdir bunlar ama her ikisinin de burada iyi işlediğini düşünmüyorum.
#resim#1277067#
1997 yapımı ilk filmin hikâyesini okuduğumda vicdan ve sorumluluk duygusuna odaklı değişik bir “teen-slasher” seyrederim umuduna kapıldığımı hatırlıyorum. Boş bir umuttu elbette; dişe dokunur bir şey çıkmamıştı. 2025 yapımı filmde de durum farklı değil. “Katil kim?” sorusuyla ilerleyen gerilim filmlerini sevenlere önerebilirim sadece. İşin korku kısmının da iyi işlediğini söyleyemem.
Öte yandan, eleştirmenler tarafından hiç beğenilmeyen ilk filmin gişelerde ulaştığı başarının ardından 1990’lar korku sinemasının en popüler örneklerinden biri haline geldiğini not edelim. Yeni filmin de gişe hedefleri büyük ve finalden anladığımız gibi niyet seriyi yeni filmlerle sürdürmek.