Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Mesut Yar Coğrafya hem kader hem de kederdir!
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Sabaha karşı uyandım. Alışkanlık olmuş açtım televizyonu. Ekranlar arasında turlarken İsrail’in İran’a saldırdığını gördüm. Sonrası konuşan ağızların içine bakmaktı ve gördüğüm manzara yaklaşık olarak şuydu…

        ***

        “Beklenen bir saldırıydı, İsrail İran’ı vurdu.”…

        Tebriz, Tahran, Hamedan, İsfahan, Natanz hem sivil hem de askeri olarak stratejik noktalardı. Bunların vurulması İran’ın düşmesi anlamına gelir”…

        “İran bu saldırıya en yukarı şiddetten karşılık verecek ve Ortadoğu işte şimdi karışacak”…

        Bu, tek başına İsrail’in saldırısı değil. İsrail istihbaratı güçlü de olsa Amerika’nın en azından denizden lojistik desteği olmadan bu büyüklükte bir saldırı mümkün değildir.”…

        “Burada saldırının kendisinden çok, saldırıda hedef alınan isimler İran Aklının oyun kurucuları. Askeri karargâhların, kurmayların ve stratejik akademisyenlerin vurulması dikkat çekici”…

        İran bu saldırıya karşılık vermezse, İsrail çok daha kuvvetli bir şekilde saldıracak ve sonuç itibarıyla Suriye, Lübnan ve psikolojik olarak Arap ülkelerini psikolojik rehine alacak kendine.”…

        “İsrail’in yaptığı saldırı hiçbir şekilde tasvip edilemez ama aynı zamanda İran’ın kıyımızda bir nükleer güç olması da bizim işimize gelmez. 1000 yıllık komşuluk bu noktada iş yapmaz.”…

        İran aslında kâğıttan kaplanmış, bu çıktı ortaya. Bunlardan ne köy olur ne kasaba. Kayıtsız şartsız teslim olacaklar ateşkese.”…

        Trump’ın ne kadar ikiyüzlü olduğu ortaya çıktı. Bir yandan ‘saldırıyla ilişkimiz yok’ diyor, öte yandan ‘İran, İsrail’e saldırırsa duracağımız taraf İsrail’in yanı olur’ diyor. Bu duruş barıştan yana bir tavır değildir.”…

        Sivil hedeflerin vurulması uluslararası hukuka aykırıdır. İsrail’in güvenlik algısı şizofreni noktasına geldi. Bu Türkiye için de büyük bir tehdittir.”…

        “ABD ve İsrail’in simbiyotik ilişkisi netlikle ortaya çıkmıştır. Bu da bize Gazze özne olmak üzere nasıl bir samimiyetsizliğin içinde olduğumuzu göstermiştir.”…

        İran, üstü kapalı stratejik ortakları Rusya ve Çin tarafından terkedilmiş görüntüsü veriyor. Bu durumda coğrafyayı ateşe atan İsrail’e karşı alternatif bir parmak kaldırılması gerekiyor ve bu parmak bizzat bize aittir.”…

        “Nükleer çalışmalara son vermek adına bir girişim olmuş diyenlere şunu sorarım; ‘Nükleer çalışmalara karşı çıkanların aslında birer nükleer güç olması düşündürücü değil midir?’. Biri bunu açıklarsa sorunun yüklemini ortaya çıkarmış oluruz.”…

        İsrail’in bu saldırganlığı aslında bu coğrafyada sınırları ben çizerim egosu algısı yaratmak olabilir. Bu yüzden bizim altını sıklıkla çizdiğimiz, güvenlik üreten ve barış yöneten devlet politikamız caydırıcı olacaktır.”…

        “ İran’dan sonra sıra bize gelebilir. Bu yüzden iç cepheyi mümkün olduğunca çabuk pekiştirmeliyiz. Devletler kendi taraflarını tutar ve biz de kendi tarafımızı tutuyoruz. Bu yüzden ne İran, ne de İsrail manzara olarak bizi ilgilendirmez. Biz daha ofansif bir diplomasiyle, istihbarattan savunmaya, askeriyeden uluslararası ilişkilere kadar her alanda ağırlığımızı koymalıyız.”…

        İran modernleşmeye ayak uyduramamış zayıf bir devlet. Çabuk yıkılacağı kesin ve bizim bu saldırıdan ders çıkarıp İran’ın zaaflarına düşmememiz gerekiyor. Gerçi İsrail, Türkiye’yi karşısına alma cesaretini gösteremez ama olsun. Ders, derstir.”…

        “Bu aslında 3. Dünya savaşını başlatan milattır. Saldırıyı bu eksende ve doğru okumak lazım”…

        İran hala 15 bin yıllık devlet aklıyla bir mesaj yayınlamadıysa üçüncü dünya savaşı çıktı diyemeyiz. Hahahaha!”…

        ***

        O sırada Ortadoğu’da yaşayan sıradan bir aile ertesi sabaha çocuklarıyla sağ salim uyanmak üzere yattığı uykusundan bir daha kalkamadı…

        O sırada aylardır gelen tehdidi hiç üstüne alınmayarak, evinde yatağına giren bir bilim insanı hücrelerine kadar parçalandı…

        O sırada “Bana ne Ortadoğu çukurundan?” diyerek iç siyasette kim kime ne hareket çekmiş diye televizyonunu açan şahıs, füzelerin mesafeleri nasıl kısaltabileceğine bir anda aydı.

        O sırada “aman zam gelmeden depoyu doldurayım” diyen bir vatandaş, 1 birim zam beklerken 3 birimle yüzleşmek zorunda kaldı…

        O sırada bu dünyadaki emeli sadece daha kaliteli bir yaşam sürdürmek olan bir aile babası yarı yarıya fakirleşti

        O sırada dünya sınavındaki ameli “imanlı gelip, imanlı gitmek olan” bir inanç ehli, eşrefi mahlûkat olduğunu bir anlığına unutarak “olmam gereken, yer din mi yoksa mezhep tarafı mı?” diyerek amel defterine kocaman bir hendek açtı…

        O sırada “bunlar sadece birbirine diş gösteriyorlar” diyen bir strateji uzmanı (!) hızlıca bir ekran bulup “aslında yanlış anlaşıldığını” anlatma telaşına düştü….

        O sırada savaştan, soykırımdan, kandan bile şaka üretebileceğini düşünen ofansif mizahçı komik olduğunu düşündüğü girdisini sosyal medyasına koydu…

        ***

        Saydıklarımdan en kötüsü de bu sonuncuydu zaten, komik olamadı ama gülünç duruma düştü…

        Allah kimseye savaş yaşatmasın, coğrafya kader de keder de olmasın!