ASLINDA 12 yıldır TBMM'de oluşacak bir komisyon marifetiyle çözüme ulaşılması gerektiği söyleniyor.
Hatta bir defasında, “Çözüm Komisyonu” adı altında da oluşturuldu; ancak umulan sonucu getirmedi.
Neden de o dönem oluşan Komisyon’a, MHP’nin katılmaması, CHP’nin ise üye vermemesiydi…
Aradan geçen zaman her kesimi ve siyasi görüşü birbirine yakınlaştırdı; çözümün adresi konusunda ortak paydada buluşturdu.
Gelinen noktada MHP lideri Devlet Bahçeli, hafta sonu TBMM’de, “Yeni Yüzyılın Terörsüz Türkiye Stratejisi; Milli Birlik ve Dayanışma Komisyonu” kurulmasını teklif etti.
BAHÇELİ’NİN ÖNERİSİ
Bahçeli, Komisyon’un TBMM’de temsil edilen 16 siyasi partinin katılımıyla 100 üyeden oluşmasını, Grubu olanların sandalye sayısı oranında katılmasını, Meclis'te temsil edilip, grubu bulunmayan partilerin de birer üye ile katılmasını önerdi.
Bahçeli’nin teklifine TBMM’de olup da şu ana kadar kesin ret yanıtı veren parti yok…
Sadece İYİ Parti süreci gözlemlemek ve ona göre karar vermek istiyor.
ARAŞTIRMA MI, İHTİSAS MI?
Ancak, muhalefet partilerinin Bahçeli’nin önerisine yönelik bazı itirazları var.
Bunun başında da Komisyon’un karar alma mekanizmasının nasıl çalışacağı ve oluşacak yapının bir Araştırma Komisyonu mu, yoksa özel bir kanunla kurulmuş İhtisas Komisyonu mu olacağı konuları bunun başında geliyor.
Özellikle DEM Parti, kurulacak komisyonun etkili olabilmesi için ihtisas komisyonu niteliğinde olması gerektiğinin altını çiziyor.
Buna neden de Komisyon’da alınan kararların TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmesinin zorunlu olması…
Eğer Araştırma Komisyonu olursa, bu durumda hazırlanan Rapor sadece Genel Kurula sunuluyor ve yaptırımı olmuyor…
İhtisas komisyonlarına da öneride bulunma yetkileri söz konusu olamıyor.
Süreç başladığından bu yana olduğu gibi bu hafta sonu da İmralı’da görüşmede bulunan DEM heyeti de Öcalan’ın talebinin de ihtisas komisyonu olduğunu dile getiriyor.
Ancak, TBMM İçtüzüğü özel bir kanun çıkmadan Milli Birlik ve Dayanışma adı altında bir ihtisas komisyonu oluşmasına izin vermiyor.
TÜRKDOĞAN: ÖCALAN DA ARALIKTA ÖNERDİ
Bundan dolayı DEM Parti Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Eşsözcüsü Öztürk Türkdoğan, Öcalan’ın, “özel kanunla bir komisyon kurulması yönünde” önerisi olduğunu dile getirip ekledi:
“Bu öneri Öcalan'ın gerek Aralık ayında giden heyetimize, gerekse partilere gönderdiği mesajlarda açık bir şekilde yer alıyordu. Öcalan, komisyonun oluşumuna dair tüm partilerin katılım sağlaması gerektiğini ifade etmişti. Bu noktada Bahçeli’nin önerisi paralellik arz ediyor...”
CHP Komisyon’un oluşumuna çekince koymuyor, ancak Bahçeli’nin “salt çoğunlukla karar alsın” önerisine karşı çıkıyor…
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, Komisyon’da kararların en azından 3/5 oranıyla alınması gerektiğini belirtti…
“BİRİ BİTMEDEN DİĞER AŞAMAYA GEÇMEYİZ…”
Burada dikkat çeken AK Parti’nin Komisyona ilişkin acele etmeyen yaklaşımı…
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, önceki gün Habertürk televizyonumuzdaki yayınında, “TBMM, silah bırakıldıktan sonra devreye girecek. Meselenin konuşulacağı adres Meclis’tir, komisyonun nasıl olacağı konuşulur” dedi.
Benzer yaklaşımı AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Zafer Sırakaya da dün NTV yayınında sergiledi.
Gelinen noktanın kıymetli olduğunun altını çizen Sırakaya, “Ancak sadece silahların bırakılmış olmasının yeterli olmadığı, silahların teslim edilmiş olmasının gerektiğini de belirtmek istiyorum” dedi.
Bir sonraki aşamaya geçilerek komisyon kurulmasının doğru olmayacağını belirten Sırakaya, bunun “partisinin görüşü” olduğunun da altını çizip ekledi:
“Siz belli bir aşamadaki bir süreci bir sonraki aşamaya evirirseniz o aşamada yapılması gereken işlemler tamamlanmadan bir sonraki aşamaya geçmenin çok doğru olduğu kanaatinde değilim. Silahların bırakılmış ve teslim edilmiş olması ve Türkiye’de herhangi bir tehdit unsunu oluşmadığı net olarak MİT tarafından ilgili kurumlara iletilmiş olması gerekir…”
Sonraki sürecin, bunlar tamamlandıktan sonra görüşmeye başlayacaklarını da vurguladı.
Bu da demektir ki, Komisyon kurulması aşaması ancak gelecek yasama dönemi söz konusu olabilir.
Zaten Meclis’in yakın gelecekte önünde bazı önemli meseleleri bulunuyor, bunun başında da TBMM Başkanı’nın seçim döneminin gelmiş olması bulunuyor.
Bu nedenlerden olsa gerek, siyasi partilere yeni tur başlatan DEM Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğlu, dün Grup toplantısında TBMM Başkanı Kurtulmuş’a liderleri bir araya getirerek konu hakkında görüşmede bulunmasını istedi.
Burada da bir başka zorluk var; Cumhurbaşkanı aynı zamanda Partisinin de lideri olduğu için böyle bir zirveye katılması olanaksız görülüyor.
O nedenle grup başkanvekilleri arasında yapılabileceği belirtiliyor...
NEDEN 100 ÜYELİ?
MHP lideri Bahçeli’nin Komisyon’un 100 üyeden oluşması önerisinin gerisinde de ince bir hesap yatıyor.
TBMM’de 16 parti bulunuyor, 8 de bağımsız milletvekili var.
Bu partilerden 6’sının grubu var; geri kalan ve birer temsilci alınması planlanan 10’u ise TBMM’de temsil edilen partilerden oluşuyor…
Bu 10 partinin 6’sı doğrudan muhalif, geri kalan 2’si de iktidar ile son dönem araya ciddi mesafe koymuş partiler…
Buna DEM ile hareket eden DBP de eklenirse, sayı 9’a çıkıyor, iktidar ile birlikte hareket eden sadece DSP kalıyor.
Sorun da bu noktada başlıyor, çünkü komisyondaki üye sayısı düşük olursa grubu olmayan partilerden alınacak üye sayısının Komisyon'daki oransal ağırlığı artıyor.
Buna grubu bulunan 6 partiden, muhalefette olan 3 parti grubundan sandalyeleri nispetinde alınacak üyeler de eklendiğinde, DEM ile birlikte muhalefetin sayısı iktidardan yüksek kalıyor.
Önüne geçmenin, iktidar kanadının yarıdan bir fazlasına ulaşmasının tek yolu Komisyon sayısının 100’e çıkmasıyla olası...
Nitekim dün konuştuğumda anladım ki MHP’de de aynı hesap yapılmış...
Grubu olmayan 10 partiden alınacak üyeler çıkarıldığında, 100 kişilik komisyonda 6 gruba verilecek 90 koltuk kalıyor...
Parti gruplarının toplam sayısının, sandalye sayısına göre orantılanması sonucu üyeler belirleneceği için hesaba göre 90 üyeli komisyonda AK Parti’den 44, MHP’den de 7 üye geliyor; yani yarıdan bir fazlaya ancak ulaşabiliyor...
DSP’den bir üye de eklendiğinde iktidar tarafının sayısı ancak 52’ye çıkabiliyor...
Muhalefet toplamı da 48'de kalıyor...
“ÇİÇEK DÖNEMİNDE OY BİRLİĞİ VARDI…”
Muhalefet de bundan dolayı itiraz ediyor...
Nitekim, CHP lideri Özgür Özel de dün partisini ziyaret eden DEM heyetine salt çoğunlukla karar alınacak bir komisyonda yer almaya sıcak bakmadıklarını bildirmiş.
CHP’nin önerisi 3/5 oranıyla kararların alınması…
Örnek gösterdikleri de eski TBMM Başkanı Cemil Çiçek döneminde oluşturulan Anayasa Değişiklik Komisyonu’nun oy birliği ile karar alma kuralına karşın, 60 madde üzerinde uzlaşabilmiş olması…
Bu örnekten yola çıkarak, ortak çözüm üretilmesinin ancak ortak karar almayla sağlanabileceğine vurgu yapılıyor…
İLK MADDESİ NE OLACAK?
Peki, Komisyon’un ele alacağı ilk madde ne olacak?
DEM tarafı ilk maddenin hükümlülere yönelik olması gerektiğini belirtiyor…
Anayasa Mahkemesi’nden iki kez dönen “Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen…” ibaresinden dolayı hapis yatan çok sayıda kişinin olduğunu, bu maddede öngörülen cezanın kaldırılması gerektiğine vurgu yapılıyor.
DEM heyetinin partilerle görüşmesinde de aktardığına göre Adalet Bakanlığı, “Bu suçun kalması ve en düşük 2-4 yıl cezanın olması” gerektiği konusunda ısrarcı.
Bakanlığın gelen eleştirilere de “Eğer bu madde kalkarsa FETÖ’den yatmakta olanlar da yararlanır” endişesini göstererek yanıt veriyor.
Cezasını çekmiş olmakla birlikte disiplin suçundan dolayı infaz indiriminden yararlanmasının önüne geçilenlere dönük düzenleme ile hasta mahkumların evine yollanması da DEM’in Komisyon’dan ilk beklentileri arasında…
Bakanlık cezaevlerindeki disiplin kurulları kararlarına yönelik bir düzenleme yapılabileceğini, ancak kurumsal yapının kaldırılamayacağını belirtiyor…
Özetle tartışması bugünden oluşsa da Komisyon’un oluşabilmesi için önce silahların tamamen teslim edilmesi bekleniyor.
Komisyon’un yeni yasama döneminden önce kurulması ihtimali de görünmüyor…