Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Mozilla/5.0 AppleWebKit/537.36 (KHTML, like Gecko; compatible; ClaudeBot/1.0; +claudebot@anthropic.com)
        Anasayfa Özel İçerikler Murat Bardakçı Yunan askerlerinin aleyhimizde slogan atmaları da bir şey mi? Adamların bize millî marşlarında ettikleri hakaretleri bir bilseniz!

        Yunan Deniz Kuvvetleri Astsubay Okulu’nun bir grup öğrencisi önceki hafta Atina’da yaptıkları geçit töreni sırasında önce “Kıbrıs Yunandır” diye bağırmış, ardından da Türkiye’ye yönelik küfürlü sloganlar atmışlar; Türk Dışişleri Bakanlığı olayı protesto etmiş ve Yunanistan’dan bilgi istemişti.

        Basınımızda önceki gün çıkan haberlerde Atina’da açılan idarî soruşturmanın tamamlandığı ve geçit resmi sırasında Türkiye’ye hakaret eden askerlerden bir kısmına 20 gün hapis, bazılarına da daha hafif cezalar verildiği söyleniyordu...

        Açık söyleyeyim: “Yunanistan, Türkiye aleyhine slogan atan askerlerini hapse mahkûm etti” yolundaki haberlere hiç inanmadım! Zira, Yunan ordusunda bize hakaret hem sıradan ve günlük bir iş idi; hem de millî marşlarında bile Türkiye’ye kin kusan ve “Bağımsızlık mücadelemizde Türkler’i şöyle yendik, böyle perişan ettik, hiç unutamayacakları bir ders verdik” meâlinde sözlerin geçtiği bir memleketin kendi askerini bu sebeple cezalandırması bana pek akıl kârı gelmiyordu.

        Meğerse haklı imişim; Yunanistan Türkiye aleyhinde, üstelik küfürlü slogan atan askerlerini “Komşusuna hakaret ettiği” için değil, “tören sırasında askerî disiplini bozdukları” gerekçesi ile cezalandırmış!

        Bunun böyle olduğunu ve basınımızın üzerine balıklama atladığı haberi nasıl yanlış anladığını Yunan gazetelerinden, özellikle de Kıbrıs’ın Rum basınından öğrendik! Meselâ, Kıbrıs’ta yayınlanan “Diologos” gazetesi, “Komuta kademesinin habere hemen tepki gösterdiğini, askerî disiplin ile yasalara saygı kapsamında soruşturma açtığını” yazdı ve cezaların bu çerçevede verildiğini söyledi.

        Hadisenin aslı budur, yani genç denizciler “Türkiye’ye hakaret ettiklerinden dolayı” değil, “törenin ve yürüyüş ile ilgili kuralların dışına çıktıkları için” cezalandırılmışlardır.

        Yukarıda sözünü ettiğim “Yunan Millî Marşı” konusunu da anlatayım:

        Marşın sözleri, Dionisos Solomos’un 1823’de “İmnos is tin Elefterian”, yani “Özgürlük İlâhisi” yahut “Özgürlük Marşı” başlığı ile yazdığı 158 dörtlükten ve toplamda 652 mısradan meydana gelen şiirdir. Bu şiir dünyanın en uzun millî marş güftesidir ve 1828’de Nikolaos Mantzaros tarafından bestelenmiş, 1864’de Yunanistan’ın, bir asır sonra, 1966’da da Kıbrıs’ın millî marşı olmuştur; uzunluğu sebebi ile de sadece ilk birkaç dörtlüğü okunmaktadır.

        “Özgürlük İlâhisi”nin konusu 19. asırdaki Yunan isyanı ve isyanın neticesinde Osmanlı hâkimiyetinin son bulması, yani Yunanistan’ın bağımsız olmasıdır. Şair, yüzlerce mısra boyunca Ayasofya’nın yeniden kilise hâline getirilmesi hayallerinden İkinci Mahmud’un Patrik Grigorius’u idam ettirmesine ve 23 Eylül 1821’de Türk ordusunun Tripoliçe’de uğradığı büyük mağlûbiyete ve Tripoliçe sonrasında binlerce sivilin hayatını kaybetmesine varıncaya kadar tek taraflı bir tarih dersi verir.

        Bazı mısralarda ise bizden pespaye ötesi bir üslûpla, “Ahlâksızlar ‘Allah’ haykırışları içerisinde darmadağın olmuşlardı; Hristiyanlar’ın dudaklarında ise ‘Ateş!’ çığlıkları vardı. Arslan yürekler düşmanı döverken ‘Ateş!’ sadâları her yanı sarmıştı ve ahlâksızlar ‘Allah’ çığlıkları atarak savaştan kaçıyorlardı” diye bahsedilir.

        BUNLARLA DOST OLMAK MÜMKÜN MÜ?

        Yunan Deniz Astsubay Okulu öğrencilerinin Atina’da önceki hafta yaptıkları geçit resminde aleyhimizde sarfettikleri sloganlar gazetelerde de, sosyal medyada da yeraldı ama kışlalardan birindeki askerlerin daha önce yine Türkiye’yi hedef alarak yağdırdıkları hakaretler ile ilgili haberler pek rağbet görmedi...

        Askerlerin “Kıbrıs da, Makedonya da Yunandır” diye haykırdıktan sonra aleyhimizde en ağır hakaretleri sarfettikleri bu görüntüleri yayınlamaya hem hukuk, hem de terbiye kuralları müsaade etmiyor.

        Bugün akıl, mantık ve idrak sahibi olan herkes, Türkiye’nin komşusu Yunanistan ile barış içerisinde ve dost olarak yaşamasını hayâl eder...

        Ama barışseverlik, demokratlık, hümanizma, vesaire gibi entel-dantel hevesleri bir tarafa bırakıp öncelikle şu sorunun cevabını vermeye çalışalım:

        Hakkımızda sadece kışlalarında değil, askerî törenlerinde de küfürler edip duran, üstelik millî marşında bile böylesine utanmazca ifadeler kullanan bir millet ile nasıl dost olacağız?

        Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerezleri kullanmamıza izin vermiş oluyorsunuz. Detaylı bilgi almak için ‘Çerez Politikasını’ ve ‘Aydınlatma Metnini’ inceleyebilirsiniz.